Ordu Barosu, 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında yayınladığı mesajda yargının bağımsızlığına dikkat çekti.

            Ordu Barosu Başkanı Av. Haluk Murat Poyraz, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti; “Bilindiği üzere, varlığımıza, birliğimize, demokrasimize yönelik 15 Temmuz kanlı ve hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçmiş bulunmaktadır. Bu vesile ile bu hain darbe girişimini Ordu Barosu olarak bir kez daha şiddetle kınıyor, şehitlerimize rahmet, gazi ve yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.

            Özgürlük ve güvenlik etle tırnak gibidir. Birbirlerinden ayrılmaları mümkün değildir. Devlet yapılanmamız içerisinde, yürütmenin, güvenilir kamu görevlileriyle yoluna devam etmesi, şüpheli gördükleri veya güvenmedikleri ile yollarını ayırması kabul edilebilir bir durumdur. Ancak bu durumda dahi yargı yolunun açık tutulması hukuk devletinin gereğidir.

            Suç ve ceza açısından ise durum farklıdır. Devlet, devlet olmanın gereği olarak, suç ve suçlu ile hızlı ve etkin bir şekilde mücadele etmelidir. Bu anlamda yürütülen kovuşturma ve soruşturmaları önemli görüyoruz.

Bu süreçte yargının asli ve kurucu unsuru savunma makamı olarak talep ve uyarılarımız, ceza hukukunun temel ve evrensel prensipleri olan, savunma hakkının kısıtlanmaması, masumiyet karinesi, şüpheden sanığın yararlanması, suç ve cezada şahsilik, kanun önünde eşitlik gibi prensiplerin göz ardı edilmemesi, geçmişe baktığımızda bugün eleştirdiğimiz, Yassıada, 12 Eylül, Balyoz ve Ergenekon yargılamaları gibi yargılamalara sebebiyet verilmemesidir.

Yine, savunma makamına görevlerini yapmayı engelleyen kısıtlamaların sonlandırılması, avukatın görevini yaparken savunduğu müvekkili ile özdeşleştirilmemesi gerekliliğini de vurgulamak isteriz. Yargının tarafsız ve bağımsızlığını zedeleyecek her türlü girişimden uzak durulmalıdır. Bilindiği üzere adil yargılama sadece kararın adil olması değil adil olduğuna inanılması ile mümkündür.           

            Son söz olarak, hukukun üstünlüğünde vazgeçilip üstünün hukukunun yaratılmamasını, ülkemizi bu teşebbüse götüren süreç içerisinde, örgütün devlete sızması ve kadrolaşmasında üstlenilen koruyucu ve kollayıcı tavrın sonuçlarından ders alınmasını, devlet memurluğu kabul, atama ve terfilerinde adalet hakkaniyet ve liyakat prensibinden ayrılınmamasını, teşebbüsün sorumlularının kim olursa olsun ayrım yapılmaksızın yargı önüne çıkartılmasını,  sürecin, etkili, hızlı, güvenilir ve adil bir şekilde yürütülerek sonlandırılmasını ve bir an önce olağanüstü dönemden olağan döneme geçilmesini temenni ediyoruz.” (Ordu Yeni Haber)