HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
25 Kasım 2017 Cumartesi Saat: 09:35

ERSAN: YEŞİL ALANLAR HIZLA AZALIYOR!

Ordu’da yeşil alanların hızla azaldığına dikkat çeken Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Başkanı Gül Ersan, Ordu’da ki çevre ve doğa projelerinin yanı sıra enerji alanında ki çalışmalar maden faaliyetleri hakkında önemli açıklamalarda
ERSAN: YEŞİL ALANLAR HIZLA AZALIYOR!

Ordu’da yeşil alanların hızla azaldığına dikkat çeken Ordu Çevre Derneği (ORÇEV) Başkanı Gül Ersan, Ordu’da ki çevre ve doğa projelerinin yanı sıra enerji alanında ki çalışmalar maden faaliyetleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Ersan, gazetemiz muhabiri Mehmet Keskin’e verdiği röportajda HES’ler ve barajlar hakkında da önemli konuların altını çizerek bunların yarattığı tahribatlara dikkat çekti.

Mehmet KESKİN: Sayın Gül Ersan, haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Siz Ordu’da yaklaşık kaç yıldır çevre için mücadele veriyorsunuz?

Gül ERSAN: Hoşbulduk sayın Keskin. Evet  9 yıl oldu. Ordu’ya geldikten sonra başladım bu mücadeleye aslında hani böyle güzel bir şehirde yaşayınca insan bozulmaları gördüğünde ister istemez çevreci oluyor. Sonra bir konferansa katıldım Ordu’da düzenlenen ve orada temiz enerjiden bahsediliyordu bunun üzerine ben de işte temiz enerji ile başlayarak sonra bütün çevreyi kapsayan çalışmanın içerisinde bulundum kendimi. Önce platformdu daha sonra çevre derneğinde yönetime girerek 1,5 yıldır da dernek olarak sürdürüyoruz.

Mehmet KESKİN: Gülyalı ile ilgili girişimleriniz oldu. Bu konu hakkında Gülyalı Başkanının bir açıklaması oldu. Bu açıklamayı samimi buluyor musunuz?  

Gül ERSAN: Hayır, neden samimi bulmuyoruz çünkü biz bir proje açıklandığı zaman istiyoruz o kurumdan kim yapıyorsa hani bize de gönderinde bizde bir bakalım inceleyelim nedir. Bir zararı var mı yok mu? Diye bize demiyor ki yok hayır bizim öyle bir çalışmamız yok diyorlar örneğin yada evet var ama bizim internet sitemizde işte bakın oradan.

Şimdi internet sitemize baktığımız zaman onların orada sadece bir grafik bir görsel bir şey görüyorsunuz projeyi görmüyorsunuz ki efendim onu borularla yukarı çıkartıp bilmem kaç km sonra tekrar dere yatağına bırakıyorsunuz bıraktığınız zaman da işte orada tribünler dönüyor ve enerji elde ediliyor. Şimdi suyu tuttuğumuz yer ile bıraktığımız yer arasında şeyden örnek vereyim, ben size darıca bir HES’ten örnek vereyim. 11-12 km’lik bir mesafe var. Yani suyun tutulduğu ve bırakıldığı yer arsında ve o arada normalde şirketin oradaki sucul hayatın devam etmesi için bir su bırakması lazım o ne yazık ki bırakılmıyor.

Şimdi zaten küresel ısınma nedeniyle görüyorsunuz yağışlar azaldı eskisi kadar su birikmiyor zaten ve şimdi bunlar elektrik enerjisi üretecekler ne kadar çok üretirlerse o kadar çok onlar için kardır. Yanlış aslında şurada enerjinin özelleştirilmesi yanlış yani bu ihtiyacı olduğu kadar üretilen bir şeyken eskiden şimdi bir mal halinde yani bir ticari araç siz ne kadar çok diyelim ki un üretiyorsunuz o kadar büyür ve kar edersiniz bu sistem de de kar edeceksiniz ve büyüyeceksiniz yoksa küçülüp yok olursunuz.

Mehmet KESKİN: Türkiye’nin rüzgârla elektrik üreten potansiyelinde ki düşüşü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gül ERSAN: Bu biraz teknik bir şey bizde her şeye vakıf olamıyoruz. Evet söyleniyor ben bir tekrar HES’ler ile ilgili şunu söyleyeyim Türkiye’de üretilen enerjinin toplamının %5 ancak HES’ler tarafından karşılanıyor. Hadi diyelim ki %10’u karşılanıyor HES’ler tarafından Türkiye de ki elektrik ihtiyacının %10’u HES’ler tarafından karşılanıyor.

Bunun yarattığı tahribat acaba ne kadar hani bunu ölçen bir sistemimiz yok aslında yani astarı yüzünden pahalıya mı geliyor şimdi onu bir kenara bırakalım rüzgar enerjisi sistemi diyelim ki çok kapasitesi var değil mi işte Akkuş rüzgarlıdır, işte Mesudiye rüzgarlıdır, Gölköy rüzgarlıdır. Oralarda da rüzgar enerji tribünleri konabilir, üretile bilinir fakat şöyle bir şey oluyor şirketler her zaman maliyeti düşürmek için yolun olduğu yerlerde bu tribünleri kuruyorlar.

Yerleşim yârlerine yakın olmayan ne bileyim orada ki doğayı rahatsız edilmeyecek yerlerde yapılsın ama şuna şart koşarak bunun kamulaştırılması lazım bunun yani ihtiyaca göre enerji politikaları belirlenmesi lazım yoksa her yere biz yapalım rüzgar enerjisi santrallerini.

Mehmet KESKİN: Barajlar istenilen verimi üretebiliyor mu?   

Gül ERSAN: Verim derken para kazanmak açısındaysa olabilir. Ama doğaya verdiği zarar açısından düşündüğümüz zaman hayır ve biz çevre derneği olarak her şey para değildir diyoruz çünkü bunun sonu yok. Bakın her zaman diyorlar ki enerji ihtiyacımız artıyor artıyor artıyor tamam nereye kadar artacak enerji ihtiyacımız.

Bundan 50 yıl sonrasını düşünebiliyor musunuz? Yani enerji ihtiyacımız arttı arttı ne olacak yani artık işte sularımıza el koyduk enerji ihtiyacımız için efendim dağlarımıza tepelerimize el koyduk enerdi ihtiyacı için. Yarın öbür gün güneş enerjisi değil mi? Gayet işte hiçbir zararı yok ama siz tutup da tarım alanlarına devasa alanlara siz güneş enerjisi panellerini koyarsanız işte o zaman insanlar buna itiraz ediyorlar. Yani bu ticari bir araç olarak kullanılmamalı enerji mesele burada.

Mehmet KESKİN: Yeşil alanlar azalıyor mu?

Gül ERSAN: Şehrimize bakalım geçenlerde bu kiraz limanı Keçi köy ile ilgili bir çalışma yapıyorduk eski bir fotoğrafını bulduk ikisini yan yana koyduk gerçekten çok üzücü yani orada ağaçlar varmış daha önceden eski mezarlık falanda varmış oralarda. Şimdiki haline baktık bayağı bir o yeşillik gitmiş işte yeni proje ile otelin yıkılıp da oraya bilmem kaç katlı rezidansların yapılması ile oradaki yeşillik daha da gidecektir.

Şimdi mesela Boztepe’ye bakalım orada ki yeşil alan azalmıyor mu? Yani bir betonlaşma yok mu?  Evet, var şehrin içerisine bakalım değil mi? Şehrin içerisine baktığımız zaman kaç tane bizim yeşil parkımız var oturabileceğimiz, dinlenebileceğimiz. Ne güzel bir botanik parkımız vardı değil mi? Gayet de yeşildi giderek yeşillenecekti ve çok da fazla para ödemiştik biz oraya ne oldu. Oraya getirip devasa bir beton koyacak oraya oda ayrı bir konu yani hastanenin şehir hastanesi olarak işleyişi ayrı bir zarar verecek.

Hem ülkemize hem ilimize ayrıca oraya bir beton bloğun yerleştirilmesi ayrı bir zarar verecek. Ve orada bir dere var, onun arkasında arkeolojik bir yer var ve de kültürel bir yer var, şehitlik var ve de orada sürekli akan bir karayolu var ve siz oraya şehir hastanesini koyuyorsunuz. Neymiş efendim en doğru yer orasıymış evet Ordu’da Türkiye’de hatta Dünya’da yeşil alanlar hızlı bir şekilde azalıyorlar. Neden paraya çevriliyor hepsi.

Mehmet KESKİN: Doğadaki tahribata baktığımız zaman çocuklarımızın geleceği tehlikede mi?

Gül ERSAN :Evet, çocuklarımızı bırakın bizim geleceğimiz tehlikede yani çocuklarımız büyüyünceye kadar yapılış nedeni var. Yapılış nedeni var değil mi? Yani araç trafiği için işte kaldırım vardır insanlar da oradan yürüyecektir. Şimdi siz onun bir kısmını otopark olarak kullanırsanız zaten çıplak gözle baktığınız zaman o otoparka girecek yok park edecek çıkacak edecek şeyi görüyorsunuz. Trafiği tıkıyor bir kere sonra insanların yürümesine engel oluyor araçlar yolu zaten daraltıyor bir kere olmaması gereken bir şey.

Bir genişliği var değil mi o caddenin neye göre yapmışlar araçların işte bir araç mı geçecek iki araç mı geçecek ona göre yapılmış sen şimdi onu gelip işgal ediyorsun ve oradan da para kazanıyorsun. Bunu yapacağına şunu yapmalısın oraya toplu taşıma aracı düşünmelisin ki insanlar bu kadar araçlar ile trafiğe çıkmasınlar. Ne bileyim hafif raylı sistem olabilir yapıla bilinir iki senin şehrinin kenarı bütün olduğu gibi deniz neden deniz yolunu düşünmüyorsun değil mi buda düşünüle bilinir. Ve çokta hani keyifli olur böyle bir şey, akıllı otoparklar var hani eğer yerin yoksa hani kat kat olan asansör sistemi ile çalışan otoparklar var böyle bir şey yapılabilir.

Bütün bunları yapmadan bu kolaycılık öyle değil mi yani hiç mi zahmeti yok orada zaten yol yapılmış vardı siz oraya birisini oturtuyorsunuz ha bire o para alıyor o yüzden de cadde otoparklarını doğru bulmuyoruz. Yeni kesin olarak yapılacak binalarda mutlaka otopark olması lazım işte bodrum katında önceden diyelim ki işte şu kadar daire çok da emin değilim kesin bir şey söylemek istemiyorum örneğin on iki daire varsa işte dört aracın gireceği bir otopark olmak zorunda gibi şeyler var. Ama şimdi her daire için bir araçlık otoparkın olması lazım on iki daire varsa on iki aracın girebileceği bir otopark zorunda artık.

Mehmet KESKİN: Boztepe’ye Yürüyen Merdiven Projesine Nasıl Bakıyorsunuz?

Gül ERSAN: Bu konuyu çok hani tartışmalı aslında ama şöyle bir konuştuk kendi aramızda bir bu merdiven doğal yapıyı bozuyor bir kere ne derseniz deyin yani siz oraya merdiven yapacaksınız. Doğal yapıyı bir kere bozuyorsunuz bir ikincisi başka yapılan yerlerde şimdi gördüm Anadolu Hisarında gördüm ya da Anadolu Kavağı karıştırmayayım orada da böyle merdivenler var.

Merdivenlerden çıkarken yoruluyorsunuz dinlenmek için oturma ihtiyacımız var oturduğunuz zaman iki yudum da bir şey içme ihtiyacınız olabiliyor ne var oraya hemen bir kafeterya işte çay bahçesi orada işte birazda açık bir restoran çünkü insanlarımızın ihtiyacı oluyor. O zaman ne olacak tekrar siz oradaki doğaya müdahale etmiş olacaksınız, o güzelim Boztepe parça parça betonlaşacak şahsım olarak söylüyorum o merdiveni hiç de doğru bulmuyoruz zaten yol var yolu da genişletiyorlar şuan.

Mehmet KESKİN: Cumhuriyet meydanına yapılması düşünülen kule projesini gerekli buluyor musunuz?    

Gül ERSAN: Yani bunu para kazanma amacı ile yapılıyorsa komik geliyor bana yani bu bir ihtiyaç mıdır? Bu kadar merkezi bir yerde bu bir ihtiyaç mıdır? Neden bizim kültürümüzü bir şeylerden niye biz para kazanmayı düşünmüyoruz bizim mesela çok güzel sahilimiz var, bizim çok güzel yaylalarımız var tabii ki aman yanlış anlaşılmasın mesela şimdi yeşil yol projesi ile yok şey deniyor ya işte turist bizim için yapılıyor falan filan deniyor bu yeşil yol projeleri.

Tabii şimdi oralarda ne olacak restoranlar olacak, oteller olacak efendim benzin istasyonları olacak deyip biz yayla evlerimiz var eğer insanlar oralara gittiklerinde ille de konaklamak istiyorlar ise o yayla evleri şeklinde evler yapılıyor.

Bunlar güzel şeyler hâlbuki bizim bize özgü şeyler olması lazım mimarisi ile her şey şimdi Cumhuriyet Meydanı’ndan oraya geçtim.  Cumhuriyet Meydanına neden öyle şeyler yapalım turistler gelsin diye bizim bir şey yapmamıza gerek yok ki bizim zaten doğamız yeterli biz yeter ki onu koruyalım yani onun için bir şey yapmaya ihtiyaç yok.

Mehmet KESKİN: Yayladan Yaylaya Teleferik Projesi Olur mu?

Gül ERSAN: Yayla nedir? Yayla sizin para kazanacağınız turizm açısından para kazanacağınız bir yer değil ki öyle derseniz o yayla yok olur zaten. Hayvancılığımız o nedenle bitiyor zaten. Çünkü işte meralarımız maalesef maden alanlarına açıldı.

Mehmet KESKİN: Sayın Ersan, bu haftaki röportaj sayfamıza konuk olduğunuz için tekrar teşekkürlerimizi sunuyor, sizlere ve ORÇEV’e bundan sonraki süreçte de çalışma ve faaliyetlerinizde başarılar diliyorum.

Gül ERSAN: Sayın Keskin, bende başta size ve Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesine şahsıma ve ORÇEV’e vermiş olduğunuz bu imkan dolayısıyla teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.

 

    

 

Anahtar Kelimeler : ERSAN:, YEŞİL, ALANLAR, HIZLA, AZALIYOR!

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız