Bir dizi ziyaret, inceleme ve törenlere katılmak üzere Ordu’ya gelen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof.Dr.Numan Kurtulmuş, Ordu’daki sivil toplum kuruluşlarıyla biraraya geldi.

Ordu Valiliği’nin organizasyonunda Aktuğ Otel’de düzenlenen akşam yemeğinde Ordu’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle biraraya gelen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof.Dr.Numan Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşları temsilcilerine hitaben bir konuşma yaptı.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş; “Başarılı Olabilmek İçin Ekip Ruhu, Takım Ruhu İçinde Çalışmak Gerekiyor”

Başarılı olabilmek için ekip ruhu, takım ruhu içinde çalışmanın önemine değinen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Bu çalışmalar, ekip ruhuyla, takım ruhuyla başarı kazanılabilecek çalışmalardır.  Takım ruhuyla olacak çalışmalardır. Burada bulunan meslek odalarımız, vakıflarımız, derneklerimizin faaliyet alanlarında başarılı olmasının yolu,  gerçekten dirsek teması halinde olmak, omuz omuza olmak, yanyana durmak ve ortak hedefler doğrultusunda aramızdaki yardımlaşmayı, aramızdaki dayanışmayı artırmakla mümkündür. Çeşitli vesilelerle bir araya geliyoruz. Ama bizlerle bir araya geldiğiniz toplantılar biraz daha nadir oluyor. Bu vesileyle hem bir ekip ruhu içinde çalışmayı hatırlatmak, hem hepimizin ortak amacı olan Ordu ilimizi daha ileriye götürmek amacına hizmet etmek bakımından da çalışmalarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Zaman zaman bu tür toplantıları tekrarlayacağız” dedi.

“İhlas ve Samimiyetle Yaptığımız İşler, Sadaka-i Cariyemizdir”

Vakıf ve derneklerin, toplum yararına kalıcı eserlerin yapılabileceği ve hayır kazanılabilecek işlerin yapılmasına vesile olacak yapılar olduğuna işaret eden Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “İnsanoğlu ne kadar zengin olursa olsun, hangi güzel elbiseleri giyiyor olursa olsun, öldüğü zaman herkes aynı elbiseyi giyiyor. Herkes üç metrekarelik mezara iniyor. Dolayısıyla bu dünyadan öbür tarafa götüreceğimiz hiçbir şeyimiz yok. Ne şanımız şöhretimiz, ne paramız pulumuz, ne servetimiz, ne de derneğimiz, vakfımız bizimle beraber gelmiyor. Gelen şey, ihlas ve samimiyetle yaptığımız sadaka-i cariyelerimizdir. Yani öte tarafta geçen tek geçer akçe olan, kalıcı hayırlarımızdır.

 Kalıcı hayırlarımız da ya bir hayırlı evlat bırakacağız, onlar vasıtasıyla bizim yaptığımız hazırlar devam edecek. Ya sizin yaptığınız gibi dernek, vakıflarla kalıcı işler yapacağız. Biz öldükten sonra da o kalıcı işler devam edecek. Ya da bir şehirde ilim bırakacağız. O ilmimizde insanlar istifade ettikçe bizim defterlerimiz hayırlarımız yazılacak. Bunları yapabilmenin kolay yollarından birisi, dernek ve vakıf çalışmalarıdır. İhlas ve samimiyetle bunları yaptığımız zaman, vakıf ve derneğin hükmü şahsiyeti öbür tarafa gitmeyecek ama orada yapılan hayırların her birisi, o hayrı yapanlar vasıtasıyla öbür tarafa gidecektir” diye konuştu.

Vali Balkanlıoğlu; “Sivil Toplum Kuruluşlarımızın Önemi Her Geçen Gün Daha Çok Anlaşılıyor” 

Türk geleneğinde, vakıfların, derneklerin önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Vali İrfan Balkanlıoğlu, “İdare sistemimiz geliştikçe, batıyla entegrasyonumuz belli mesafe aldıkça,  sivil toplum örgütlerinin önemi bir kez daha anlaşıldı.  Bize çeşitli bakanlıklardan emirler geliyor. Yapacağınız her türlü idari yönetimde, karar alma süreçlerinde, sivil toplum örgütleriyle işbirliği içinde bulunun diyorlar. Her türlü toplantılarınıza mümkün mertebe sivil toplum örgütlerini iştirak ettirin, yani bir nevi halkla beraber yönetin deniliyor. Buna yönetişim diyorlar kısaca. Çok önem veriliyor. Çünkü halkın kendi kendisinin yönetmesinin adı olan Cumhuriyet ve demokrasi, ancak bu şekilde kendisini gösterebiliyor. Aslında bu durum bize batıdan gelen dayatmalarla oluşan bir olay değil. Biz bir Müslüman olarak  kaybımız, yitiğimiz. Biz yeni keşfediyoruz bunu aslı