Bize sert yazıyorsun diyorlar.
Evet yazıyoruz.
Ne yani bunca iğrençlikleri, bunca dalavereleri görünce yumuşakmı yazalım.
Elimizden ekmeğimiz göz göre çakallara lokma yapılırken Konya kaşık havasımı oynayalım.
İçimiz dışımız vatan hainleriyle dans ederken mülayimi yazalım.
Keşke bizim gibi üç beş arkadaşımız cesaret edipte sert yazabilse.
Keşke yazabilselerde bu kent bir alabora oluverip kendine gelebilse..
Bu kentin şekli şemali yıllardan beri kayık.
Bu şehre en büyük kötülüğü yumuşak yazanlar yapmadımı zaten.
Biz sert yada cesur yazıyoruz ama kimseye hakaret etmiyoruz, kimseyi rencide etmiyoruz. Kimseye küfür etmiyoruz. Anasına bacısına karısına iftiralar atmıyoruz.
Allahın kutsal mekanları avlularında küfür edip edip namaza durmuyoruz..
Sert yazıyoruz ama adam gibi duruyoruz. Yazdığımızın arkasında duruyoruz.
Kimseye cıbban çalmıyoruz. Kıvırtmıyoruz.Kimsenin adamı yada tetikçisi olmuyoruz.
Helalinden yazıyoruz helelinden ekmeğimizi, kazanmaya çalışıyoruz.
Bağış almıyoruz , hibe almıyoruz. Birilerinin kapısında dilenciliğe yatmıyoruz.
Biz yaşadığımız kadar daha yaşamayacağız.
Biz bugün yaşadığımız kentin iyiliği için, bu kentin insanalrının daha insancıl yaşaması için yazmayacağızda kim yazacak.
Ordu'da yazanmı var.
Şairi, şiiri, sanatı, kültürü, okuyanı , yazanı olmayan bir kentin geliştiğini kim söylüyorsa biz buradayız.
Kimse kimseyi kandırmasın
24 saat bu kentte yaşıyoruz, nefes alıyoruz.
Bu kent tüm yapılanlara rağmen bitik bir kenttir.
Çünkü bu kent benliğini yitirmiş, ruhunu kaybetmiştir..
Sert yazmaya gelince
Söz konusu Ordu ise gerisi hikayedir.
Yazmaya devam.
Ama adabıyla..