Bunları yazmak, söylemek zorundayız. Ordunun çocuğuyuz, Orduda yaşıyoruz , bu yaşananları gözlerimizle görüyoruz. Bu yazdıklarımıza biri gücenebilir ama onların yaptıklarına bizde güceniyoruz.. Örneğin 5 aydır Ordu B.Şehir belediyesinin şeklini şemalini unuttuk.Daha doğrusu unutturulduk. Başkan Enver Yılmazı artık resimlerinden tanımaya başladık.. Niye böyle oldu bilmiyoruz. Aslında biliyruzda bilmiyoruz. 15 Temmuzdan sonra belediyenin kapıları bizim gibi dürüstçe çalışanlara kapatıldı. Sanki darbeyi biz yaptık Sanki Enver başkana Fetöcü iftirasını biz attık. Sanki Enver Yılmazın eşi Yeter bacıma biz fetönün ablası dedik. Sanki kripto rollerini biz uydurduk.. Kriptilora sonuna kadar açılan kapı bize dar edilmeye başlandı. Beyaz masayı aşamıyorsun. Orayı aşsan basın kuşlarını aşamıyorsun. Hadi onuda aştın özel kalemi aşamıyorsun.. Yani fransızız bu aralar. Tabi üzülüyoruz. Çokta sitem etmiyoruz. Ordulu insanlara yapılan ayrımı ayıplıyoruz sadece. Ve biliyoruzki bu makamlarda oturanlar çok yakında sokaklarda boynu eğik dolaşacaklar. Dedimya bu yazdıklarımız birilerinin gücüne gidebilir. Çokta umurumuzda da değil.Kimseye iftira atmıyoruz. Yaşadıklarımızı birilerine duyurmaya çalışıyoruz. Bize yapılan bu muameleyi kimlerin yaptıklarını anlamaya çalışıyoruz. Tüm bunlar Enver başkanın talimatıyla oluyorsa tamam. Olmuyorsa başkan bunlara nasıl müsaade ediyor bilmiyorum. Ediyorsada ayıp ediyor diye düşünüyoruz.. Neyse biz doğruları yapalım doğruları yazalımda bize gücensinler. Biz herkesi seviyoruz. Ordulu olsun çamurdan olsun.