Sarıklı başlarınız, takunyalı ayaklarınız, kokmuş sakallarınız, örümcek aymazlıklarınızla kimin cennetini, bizim ayaklarımızın altına seriyorsunuz.

Bir kere bile güneş görmeyen  hin bakışlı gözlerinizle, saltanat depdebesi içinde kimin kulunu, kime kul yapıyorsunuz.

Ahlaksız ve Allahsız yapınız, çömez ruhunuzla kimin ülkesinde aydınlıkları boğup, k kime telkinlerde karanlığın labirentlerinde  kime telkinlerde bulunuyorsunuz.

         Kimsiniz siz?..

         İslamiyeti, Müslümanlığı, dini, imanı sizdenmi öğreneceğiz.

         Devşirme bedenlerinizden mi ilham alıp cennetin kapılarını açacağız.

         Sadakaya muhtaç ettiğiniz yoksulların sırtından lüks ciplere binip, villalarınızda havyar kesip  zıkkımlandığında huri sayısımı artacak.

         Dağlara vurmuş kendini bu ülke.

         Kuş sesleri bile duyulmaz olmuş

         Umutlar bile kesmiş umudu.

         Biz biliyoruz.. Bize cennet diye yutturduğunuz şeyin asıl cehennem ta kendisi olduğunu.

  Bırakın. Biz insanlar yüreğimizin götürdüğü yere gidelim. Ayaklarımızda prangalarımız, elimizde kelepçelerimiz, kulaklarımızda sizin acuze sesleriniz olmasın.

         Biz Atamızın bize bıraktığı bu ülkede yaşamak istiyoruz.

         Biz Osmanlı ecdatımıza saygı duymak istiyoruz.

         Büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin yanaklarından öpmek istiyoruz.

         Çocuklar öldürülmesin bayram şekerleri öksüz kalmasın istiyoruz.

         Güvercinler başımızın üstünde dönsün. Yüzümüz güneşe dönük dursun istiyoruz.

         Din adına,  iman adına  niye bizi imha etmeye çalışıyorsunuz.

         Yapmayın. Bu ülkenin şehitlerinden utanın. Bayrağından, toprağından, alınterinden, ekmeğinden, helal lokmasından utanın.

Elbet. Kendini dağlara vuran ülkem, gün gelecek düze inecek…