Bakın o her açıdan Türkiye için çok kritik 2013 yılının Baba Raporunda neler vardı, tam 3 yıl önce bugün konu etmiştim; şimdi her şey çok daha iyi görünüyor, hatırlayın !

– Türkiye'nin Akdeniz'de Rumların petrol arama hakkına yönelik tavrı için “Aaaa ! Çok ayıp !” diyor, Rumların uluslararası örgütlere üyeliğine koyduğumuz vetonun kaldırılmasını talep ediyor, “Karşılığında siz onlardan bir şey isteyemezsiniz” demeye getiriyorlar.
– Türkiye'nin, Ege'de Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını "savaş nedeni" sayan kararı çok ayıplıyor, aynen "Türkiye, AB üyesi ülkelere yönelik (ne yaparlarsa yapsınlar) hiç bir tehditte (ve tabiî eylemde) bulunmamalıdır" buyuruyorlar.
– Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uyup inanç ve vicdan konusunda yasal düzenleme yapılması gerektiğini, (sadece azınlık dinleri ve askerlikten sıyırmak amaçlı vicdanî redcileri kastedip) vurguluyor, “Heybeliada Papaz Hatip Lisesini açın !” diyorlar.
– Sayıştay'ın, güvenlik, savunma ve istihbarat harcamalarındaki denetiminin sınırlı olduğunu gözlemlemişler (, demek Kozmik Oda operasyonu yetmedi; Sayıştay’da ajanları daha kolay çalışıyor).

– (37 etnik gruptan) herkesin anadilleri konusunda her istediklerinin yerine getirilmesi (kendilerinde böyle bir şey varmış gibi, utanmadan) Türkçe dışındaki dillerin kullanımına ilişkin her tür kısıtlamanın kaldırılmasını şiddetle istiyorlar.
– Barış sürecine rağmen yaklaşık 50.000 kişinin istihdam edildiğini belirtip köy koruculuğu sisteminin hâlâ kaldırılmamasına çok kızıyorlar.
– Siyasî partilerin (tabiî sadece onlar kapatıldığı için bölücü olanlarının) kapatılması ve finansmanı konusundaki yasaların Avrupa standardının altında kaldığını iddia ediyorlar. 
– Yargıyı hükümet emrine veren sözde Yargı Reformunu övüp ve Barış Sürecini şiddetle alkışlarken, Silivri esirlerini es geçip KCK'lıların tutukluluk hallerinin sürmesini eleştiriyorlar.
– Ombudsmanlık kurumunun kurulmasından (bölücülerin işine yarayacağı için) övgüyle bahsediyor, ombudsmanların güçlendirilip inisiyatif kullanarak hareket yeteneklerinin geliştirilmesini istiyorlar.

– Genelkurmay başkanının, (TSK yeteri kadar aşağılanmadı düşüncesiyle olsa gerek) Savunma Bakanı yerine hâlâ Başbakan'a bağlı olarak çalışmasını eleştiriyorlar.
– Mevcut Jandarma Kanununda, jandarma üzerindeki sivil yetkinin yetersiz olduğunu (yerel yönetimlere bağlanması isteği bir dahaki rapora kaldı her halde) belirtiyorlar.
– Bir kaç ayrı maddede Uludere olayını konu edip sorumluların hâlâ bulunamamasını eleştiriyorlar. 
– Medyaya baskının sürdüğünü söylüyor, bilmem kaç tane gazetecinin (Silivri’dekileri belki hiç saymıyorlar; saydıkları tirajından çok gazetecisi olan gazetelerin PKK ve DHKP-C militanı sözde gazeteci, aslında teröristleri) hâlâ içeride olmasına resmen bozuk atıyorlar.
– Kadın ve çocuk haklarının garantiye alınması yanı sıra, lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüellerin (arttırılması ve bu yollara teşviki, şimdilik olsa gerek ki konu etmeyip) korunmalarından bahsediyorlar.

Daha ne desin, ne yapsınlar ? Topumuzun geçmişine geleceğine mi sövsünler kızmanız için?