Aziz dostlar; Acaba bugün dini mübîn-islâm diye yaşanmakta olan hayatın İslam’mıdır, Müslümanlıkla bir alakası varmıdır şöyle sizlerle bir hasbihal edelim.

İslam’ı ve müslümanlığı bize tebliğ eden sevgili peygamberimiz Hz. (sav) bugün tekrardan bu dünyaya yeniden gelse,sokaklarda, hayadan ve edepten,ticaretin her alanında kayırmacılık,rüşvet,haksızlığın kol gezdiğine,adâket mefhumunun gözetmediğini görse,İslâm kardeşliğinin yok sayıldığına şahit olsa,hiç kimsenin kardeşinin derdiyle dertlenmediğini, kardeşlerinin aç ,susuz,çaresizce sahipsiz kaldığını, Filistinde yaşanılan zulüm, işkenceye maruz kalan kardeşlerinin yardımına koşan kimselerin olmadığını,vurdum duymazlık tablosunu görse, hayatını adadığı ilahi beyan Kuran’dan eser kalmadığını, müslümanların hâlâ Allah yokmuş, din ve hesap gününü unutmuş gibi bir hayat yaşadıklarını, Allah’ın uzak durun dediği her şeyleri yaptıklarını, İslam’ın şeref ve onurunu ayaklar altına kendini ümmetleri ve bu günün müslümanları yaptıklarını görünce

 büyük bir hayal kırıklığına ve derin bir üzüntüye içerisine gömülecek

Ve şöyle diyecektir;

Eyvahlar olsun! Bunlar benim ümmetlerim asla olamazlar diyecek ve şaşıracaktır.

kur’an-ı Kerim’deki ASR suresinden hiçmi haberdar olmadılarmı şaşkınlık içinde hayıflanırcaktır.””Asra yemin olsun ki,İnsan mutlaka ziyandadır. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.

Bir müslüman olarak yaşantımız Kur’an’ Kur’an’a ve sünnete uygun olmalıdır, bunun dışındaki yaşantı kitabi olarak hüsrandır. bu da şu demektir bir müslümanın davası İslam olmalıdır, en büyük dava İslam’dır gerisi perişanlıktır. Davası İslam olanın gideceği yer cennettir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bugün gelse, kendisinden sonra dinin emriymiş gibi kendi adına uydurulan ve dinselleştirilen ‘TÂĞUT’İ bunca şeyleri görünce hayretler içinde kalacak, kendisinden sonra batıl ve sapkınlık içinde yeni bir din üretildiğine şaşkınlık içinde tanıklık edecek ve belki de “Müslümanlar nerede?” diye soracaktı.

Peygamberimiz Hz. Muhammed bugün gelse ve insanlara Allah’ın dinini tekrar tebliğ etse, muhtemelen Müslümanların önemli bir kısmı tarafından tepki görecek, tıpkı Mekke müşriklerinin kendisine yaptıkları gibi sapkınlık ve delilik ile itham edilecekti.

Peygamberimiz Hz. Muhammed bugün gelse, muhtemelen kendisine “Sen bizim peygamberimiz olamazsın, peygamberimizden bize gelen ve atalarımızdan gördüğümüz şeyleri yalanlıyorsun” denilecek, belki de şiddet, hakaret ve zulme maruz kalacak ve belki de “Allah’ın dinini bana mı öğreteceksiniz” diyecekti. Bazı kişi ve çevrelerce insanlara öyle bir din, öyle bir peygamber anlatıldı ki, anlatılan şeylerin Allah ile de peygamber ile de bağı bağlantısı kalmadı."

kardeşlerim: Bugün bir çok  Ülkenin insanlarında ve müslümanlarda ne yazıkki; Allah tarafından İndirilen din kalmadı, uydurula dinle hayatlarını sürdürmektedirler.

Bizim dinimizin emri birlik,beraberlik kardeşlik ve paylaşmanın ön planda olduğu yaşanılan bir dindir.

Kardeşinin mutluluğunu beraber yaşayan, acısını yüreğinde hisseden bir kardeşlik ruhu ile doludur.

Dünyanın her neresinde bir acı çeken eziyet gören zulme uğrayan bir kardeşi varsa onun yanında olur ona destek olur.

Buyrun hep beraber Efendimiz (a.s.m.)'ın  dua'sına Amin diyelim,

"Ya Rabbi, senden bana hayırlı işleri yapmayı, kötü işlerin terk etmeyi, fakirlerin sevgisini nasip etmeni temenni ediyorum. İnsanlar arasında bir fitneye sebep olacaksam, beni yanına al, fitneye bulaşmamış olarak dünyadan ayrılayım.

Allah’ım sen neylesen güzel eylersin bir kullarını bu gaflet uykusundan uyar,İslam kardeşliğinin yeniden tesisini,birlik ve beraberlik içerisinde yasamayı nasip eyle.

Allahın rahmeti,bereketi,sağlık ve afiyeti üzerimize olsun, hepimize selamlar.