Ordu-Altınordu Cumhuriyet Meydanı’nda ‘Fındığımıza sahip çıkıyoruz’ adıyla yapılmak istenen mitinge Ordu Valiliği izin vermeyince Tüm Köy Sen tepki gösterdi.

         PTT karşısında, Hediyelik Eşya Pazarı Meydanı’nda yapılan basın açıklaması mitingin yapılacağı saat olan 14.00’de üreticilerin, parti, sendika, dernek temsilcilerinin katılımı ile yapıldı.

         İlk açıklamayı yapan Tüm Köy Sen Ordu Şube Başkanı Zekai Sağra, “Acil talebimiz net. Fındık fiyatı 15 TL olmalıdır. Hem de acil olarak. Ekim ayına sarkan fiyat artışı üreticilerin büyük bölümünün işine yaramayacak. Her yıl yapılan fiyat tartışmalarından bıktık. Serbest pazar denilen canavar emeğimizi, ürünümüzü gasp ediyor. Türkiye’de fındık üretimi çok. İtalya fındık dolu, Gürcistan, Azarbeycan üretimi artırdı.

         Serbest piyasa var fiyatı serbest piyasa belirliyor, diyorlar. Hepsi yalan. İtalya senelik ortalama 100 bin ton fındık üretiyor. Bu yıl geçen yıldan 30 bin ton daha az fındık üretimi var. Ayrıca her sene 100 bin ton fındık ithal ediyor.  Yani İtalya fındık ithalatçısı bir ülke. Onun için İtalyan şirket buralarda 8-9 liraya fındık topluyor.  Fındık az olunca fiyat yükseliyor. Çok olunca fiyat düşüyor. Bu sene rekolte çok diyorlar. Bu da yalan. Serbest piyasa var diyorlar.

         Bahçe bizim, fındık bizim, dökülen alın teri, verilen emek bizim. Fiyatı şirketler belirliyor. İtalyan Ferroro 9.25, Hükümet TMO aracılığıyla 10 liradan fındık alıyor. Buna da serbest piyasa diyorlar. Bunun adı üreticiye kölelik, şirketlere serbestlik düzeni. Bu dayatma kabul edilemez. Bütün ülke köylüsü olarak ürünlerimizin fiyatını biz belirlemek istiyoruz.  

         Bakan paydaşlara sorduk, fiyatı ona göre belirledik. Üreticiye, tüccara, ihracatçıya sorduk diyor. Bizim bahçedeki fındığın paydaşları varmış, bizim haberimiz yok. Bu paydaşlar; Bahçede fındığın altını açmış mı? Bahçeyi temizlemiş mi? Fındığın bakımını yapmış mı? Gübresini saçmış mı? Köylüyle beraber fındık toplamış mı? Patoza vermiş mi? Serip kurutmuş mu ki paydaş olsun. Ekmede, biçmede yok. Yemeye ortak. Emeğimizi yedirtmeyiz.” dedi.    

         Tüm Köy Sen olarak diyoruz ki; Kooperatifleşmenin önemli olduğunu vurgulayan Sağra, Fındık politikasındaki asıl dönüşümün 2000 yılında DSP-MHP-ANAP Hükümeti zamanında çıkarılan 4572 sayılı birlikler yasasıyla başladığını belirterek,  “2000 yılında birlikleri şirketleştiren, devlet desteğini ortadan kaldıran ve piyasayı tekellere teslim eden 4572 sayılı birlikler yasasından sonra AKP Hükümeti zamanında çıkarılan yasalar birleşince bugünkü mağduriyet ortaya çıktı. Fındık fiyatını üreticiler değil, tekeller belirlemeye başladı.

         Hükümetin TMO aracılığıyla açıkladığı 10 TL’lik fiyat fındık tekellerine özellikle de Ferrero’nun ekmeğine yağ oldu.” diyerek taleplerini sıraladı “1-Hükümet bir önce fındık fiyatını revize etmeli 15 liradan fındık almalı ve önceden fındık verenlere de fark ödemelidir.  2-Açıklanan TMO alım fiyatı taban fiyat olarak duyurulmalı ve TMO’nun altında fiyat verilmesi engellenmelidir. 

3-Birlikler kanunu yeniden üretici köylü lehine düzenlenmeli, fındık alım satımı birlikler üzerinden yapılmalıdır. 4-Alan bazlı destekleme adı altında verilen tarla parası ve doğrudan gelir desteği uygulamaları son bulmalı. Üretime destek verilmeli.  5-Tarım ürünlerinde ithalat engellenmeli, üretici köylüye üretimi teşvik edecek destekler artırılmalıdır. 6-Tarımda kullanılan mazottan ÖTV kaldırılmalıdır” diye konuştu.

"Tüm Köy Sen yasal ve meşru bir örgüttür"

         Tüm Köy Sen Genel Başkanı Sadık Turan da sendikaları üzerinde algı yanılgısı yaratılmak istendiğine değinerek, mitingin yasaklanmasını eleştirdi.

Turan, yaptığı konuşmada; "Ordu şubemizin miting kararı aldığından bu yana sürekli mitingin yapılmaması için türlü yollara başvuruluyor. Önce Tüm Köy Sen diye bir sendikanın kütük numarası olmaması nedeniyle kurulmuş olarak görünmediği için mitinge izin verilmedi dediler.

         Sendikamız 2004 yılında kurulmuştur. Köylü sendika kuramaz diyerek Ankara valiliğinin hem Asliye Hukuk Mahkemesi hem de İş Mahkemesine açtığı iki davayı da kazanmış ve Yargıtay 9. Dairesi’nin Aralık 2010 yılında mahkemenin kararını onamasıyla böylece hukuki açıdan da köylülerin sendika kurabileceği ve Tüm Köy Sen’in bir sendika olduğu Yargıtay kararıyla da tamamen kesinleşmiş oldu. Yani biz bu günlere hukuk mücadelesini kazana kazana geldik.

         Ordu Valiliğinin sendika kurulmamış, kütük kaydı yok bahanesiyle mitingimizi yasaklama kararını da belgelerle itiraz ettik.

         Biz Ankara’dan sendikanın kuruluş evrakları, Tüm Köy Sen’in sendika olarak kurulmasının önünde bir engel olmadığına dair mahkeme kararı ve Ordu Valiliğinin göremediği Ankara Valiliği tarafından verilen sendika kütük numarası kaydının belgelerini vererek yasaklama kararına itiraz ettik.

Dünde başka bir yazı vererek mitingimizi yeniden sudan bahanelerle yasakladır. Bu seferde sendika kütük numarası varmış, Tüm Köy Sen sendikaymış dediler ama Ordu Şubenin kuruluş evrakları arasında Sendika genel merkezinin kurucuları görevlendirdiğine dair karar defteri fotokopisi ve tüzük yok diye mitingi yasakladılar. Sayılan belgelerin hepsi il dernekler müdürlüğünde var. Bu belgeleri basına da dağıtacağız.” diyerek yasaklamanın keyfi olduğunu vurguladı.

"OHAL kalkmalı"

         Yasaklamanın OHAL’in kalmasını da kanıtladığını belirten Turan, “Kanunu, yönetmelikleri en iyi uygulaması gerekenler bu gün bunların hiç birisini yapmıyorlar. Hakkını aramak, alın terinin emeğinin karşılığını istemek için her türlü bürokratik engeli aşıyorsun bir yetkili bir imza ile yasak kardeşim diyor. OHAL’in varlığı herkese istediği gibi davranma yetkisi veriyor. Birincisi Ordu Valiliğini bu keyfi yasaklamadan vaz geçmeye davet ediyoruz. İkincisi başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere tüm hükümet üyelerinden Olağanüstü Hal’i bir an önce kaldırmalarını istiyoruz. Kalksın ki sudan gerekçelerle hak arama engellenmesin.” dedi. (Ordu Yeni Haber)