Salgında son günlerde rakamlar olumlu sanki. Normalleşmenin adımlarının atılmaya başlandığı bu günlerde memleketin sıcak gündemi hareketli ve harareti de  yüksek olacak gibi.

Bu memlekette uzun zamandan beri bir adet oluştu.

Önce bir konu ortaya atılır, sonra geriye çekilip kamuoyunda nasıl kabul görüyor, nasıl değerlendiriliyor, tartışmalar izlenir.

Alınan geri bildirimler sonucunda ortaya atılan konu hakkında hamle yapılır yada o konu kendiliğinden kapanır, hiç konuşulmaz, hatta görmezden gelinir.

Lakin macun tüpten çıktı sanki.  Tekrar içine sokulması mümkün değil yani. Siyaset kazanı ısındı, kaynama moduna geçti sanki. Kazanın altındaki ateş büyütülüyor her daim.

Ateşi MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın tutuşturdu.  Bahçeli’nin 2011’deki bir konuşmasındaki "Üç Hilal'in tek başına iktidarı artık bir zorunluluktur, ihtiyaçtır ve geleceğin lider ülke idealinin gerçekleşmesi buna bağlıdır" cümlesini paylaşması bu tartışmayı alevlendirdi.

Gündemi özellikle seçim sisteminde değişiklik tartışmaları meşgul edecek.

Bana kalırsa Haziran ayından itibaren bu tartışmalar daha da artacak. Yeni kurulan Gelecek ve DEVA gibi partilerin söylevleri daha ağır olacak gibi. Son zamanlarda vatandaşa daha fazla ulaşan cümleler kuruyorlar.

3 yıldan fazla zaman var ama bundan sonrası sürpriz olabilir.

Seçim olur, olmaz tartışması bir yana hepimizin ortak derdi belli. Kimisini derinden etkileyen durumlar yaşanıyor. Ekmek bulmak zorlaştı artık.  Corona nedeniyle, gelirinden, işinden, aşından olanlar artıyor.

Uzmanlarında dikkat çektiği gibi hepimiz farkındayız ki; tüm dünya ülkeleri dâhil, coronayı yensek dahi asıl dert apaçık belli.

“Ekonomi…”

“Aç köpek fırın duvarını deler”

Ne olursa olsun o tencere mutlaka kaynamalı.  Doymalı insanlar.

Sıcak bir yaz geçireceğiz. Sırtımız terleyecek resmen. Bundan sonra 1 kuruş dahi çok önemli. Harcarken kırk kez düşünülecek belki.

Ve alın size Türk siyasetinin deneyimli siyasetçisi, rahmetli Süleyman Demirel’in kurduğu bir cümle.

"Tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur"