Ordu Barosu Kadın Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Birsen Uçar, Şiddet Önleme Ve İzleme Merkezi’nin  (ŞÖNİM) Ordu’da bir an önce kurulması gerektiğini söyledi.

Uçar, yaptığı açıklamada ŞÖNİM’in kurulmasının ve hayata geçmesi konusunda üzerlerine düşeni yapacaklarını ifade etti.

Ordu barosu olarak hem kadın hakları hem çocuk haklarıyla ilgili ellerinden geldiğince gönüllü olarak çalışmalar yaptıklarını belirten Uçar, “Ordu barosu zaten Türkiye’de kadın ve çocuk hakları komisyonu kurulan ilk şehirlerden. Bununla ilgili de Türkiye Barolar Birliğinin bütün çalışmalarına katılıyoruz. Bu sene sayımız oldukça arttı” dedi.

Son on yılda yüzde bin dört yüz oranında şiddet oranlarında artış olduğunu kaydeden Uçar, “Özellikle boşanma istismar ve şiddet davalarında baro tarafından ücretsiz avukat görevlendiriyoruz. Bunun için belli koşullarımız var. Biz kadın haklarının her anlamda ihlali noktasında kadınlarımızın destekçisiyiz. Bizim yapmamız gereken bu hak arayışında yalnız olan tek olan kadınlara destek olabilmek. Son on yılda yüzde bin dört yüz oranında şiddet oranlarında artış var. Şiddete maruz kalmış kadın ne olursa olsun bunu hak etmiyor. Komisyonumuzda genç dinamik bir kadromuz var sayımız arttı iki haftada bir toplantımız var gündemimizde mutlaka bir güncel maddemiz oluyor mesela şu anda şiddeti önleme merkezleri ile ilgili çalışmalar yapıyoruz” diye konuştu.

Ordu ilinin boşanma oranında Türkiye’de altıncı sırada olduğunu ifade eden Uçar, “Maalesef şiddet sorununu çözemiyoruz. Birçoğu ulusal basında ve yerel basında vatandaşlara yansıtılmıyor. Haftanın iki ya da üç günü sadece Ordu merkezinde ağır ceza mahkemelerinin duruşmaları görülüyor. Biz bunlara müdahil oluyoruz takip ediyoruz.

Türkiye’de 72 şehirde şiddet önleme merkezi var. Ordu’da da bu merkezin kurulacağına yönelik bir duyum aldık. ŞÖNİM’in kurulmasının ve hayata geçmesi konusunda bizde üzerimize düşeni yapacağız. Çocuk izleme merkezleri ve kadın izleme merkezleri ayrı faaliyet gösterecek. Sivil toplum kuruluşları bu anlamda daha üretken girişken olmalı bu sadece devletin elinde olan bir durum olmamalı. Yapılan her uygulama sivil toplum kuruluşlarının talepleri doğrultusunda bu düzenlemeler oluşuyor bu anlamda bizim talep kâr olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Uçar, sivil toplum kuruluşlarının bu noktada sorumluluk sahibi olması gerektiğini de sözlerine ekledi.