HAFTANIN RÖPORTAJI:

Gazetemiz editörü Şafak Deliçakar, terörle mücadele kapsamında bugüne kadar hiç konuşulmayan konular üzerine ülke gündemine damgasını vuracak röportaja imza attı.

Son Atatürk Havalimanında ki canlı bomba eyleminin ardından güvenlik zafiyetinin perde arkası, terör örgütü mensuplarının yuvalandığı hücre evleri, istihbarat konuları ve AK Parti iktidarının, muhalefet partilerinin terörle mücadele önerilerine neden hayır dediği konularının perde arkasını CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ile aralayan Deliçakar’ın röportajı yine çok konuşulacak ve yine ülke gündeminde yeni bir sayfa açacak.

İstanbul Atatürk Havalimanında meydana gelen canlı bomba eyleminin ardından Türkiye gündemine oturan terörle mücadele kapsamında ki güvenlik zafiyetleri, terör mensuplarının Türkiye’de barındıkları hücre evleri ve mecliste grubu bulunan CHP ile MHP’nin meclise getirdiği terör örgütleriyle mücadelede yaşanan sorunların tespiti için verilen araştırma önerilerinin AK Parti tarafından kabul edilmemesi sorularını gazetemiz editörü Şafak Deliçakar, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun’a sordu.

Özellikle bugüne kadar hiç konuşulmayan ve dile getirilmeyen hücre evleri, MİT ve TSK’nın elektronik istihbaratı hakkında, ülke gündemine damgasını vuracak açıklamalarla Deliçakar’a dobra dobra konuşarak Türk halkına ve AK Parti iktidarına önemli mesajlar yollayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un açıklamaları çözüm bekleyen konular üzerinde yine uzun süre hafızalarda yer edecek.

Deliçakar’ın, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve CHP Ordu Milletvekili Seyit Torun ile gündeme dair röportaj soruları ve cevapları ise şu şekilde kaydedildi:

Ş.D.: Sayın Torun, öncelikle vahim olayda hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum. Gazetemiz Ordu Yeni Haber’in haftanın röportajı köşesine konuk olarak geldiğiniz için gazetem ve okurlarımız adına teşekkür ederek sorularıma başlamak istiyorum.

İstanbul Atatürk Havalimanında meydana gelen canlı bomba eyleminin ardından uzmanların, siyasilerin ve terörle mücadele uzmanlarının yaptıkları açıklamalarda, hükümetin önemli bir güvenlik zafiyet boşluğu içerisinde olduğu iddia edildi. Çok konuşulan bu önemli konu hakkında partinizin ve şahsınızın düşünceleri nelerdir?

 Seyit TORUN: Öncelikle şunu söylemek istiyorum ki, İstanbul Atatürk Havalimanında meydana gelen, onlarca masum insanımızın hayatını kaybetmesine, yüzlerce insanımızın da yaralanmasına neden olan alçak terör saldırısını şiddetle kınıyor, bu saldırıyı gerçekleştiren canileri lanetliyor, hayatını kaybeden masum insanlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı yaralılara da acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.

Sayın Deliçakar, bende başta şahsınıza, gazetenizin sahip ve çalışanlarına, ilimizde ki ve dünya genelinde, internet sayfanız üzerinden takip eden bütün hemşeri ve okurlarınıza bu nazik köşenizde yer verip kabul ettiğiniz için şükranlarımı sunuyorum.

 Tabi ki, bu insanlık dışı terör saldırısının hedefi açıktır. Bizleri bölmek, korkutmak, teslim almak istemektedir. Bizi teröre alıştırmak istemektedir. Ama şu bilinsin ki, Türkiye asla teröre boyun eğmeyecek, teslim olmayacaktır.

“HALA GÜVENLİK ZAFİYETİ YOK DİYORLAR”

Son bir yıl içerisinde özellikle 7 Hazirandan sonra "400'ü milletvekili vermediniz ve kaos gelecek." şeklinde açıklamalarla başlayan ve bugüne kadar 15 tane canlı bomba eyleminde 285 kişi hayatını kaybetmiş, bunun yanında da 1.500 den fazla kişi yaralanmıştır. Bugün ve bundan sonra nerede ve ne zaman olacağını bilemediğimiz bu canlı bomba eylemleri karşısında, ülkenin Başbakanı, İçişleri Bakanı "Güvenlik zafiyeti yok" diyebiliyor.

 Türkiye’de hendekler kazıldı, çukurlar açıldı, Türkiye mühimmat deposuna dönüştürüldü, dokunmayınız diye talimatlar verdiler. IŞID canavarlarına masum çocuklar dediler, kol kanat gerdiler, tırlarla silahlar gönderdiler, yardım ve yataklık yaptılar, bunu söyleyenleri hapse tıktılar, şimdi çıkmışlar hala Güvenlik zaafiyeti yok diyorlar.

“GÜVENLİK ZAFİYETİNİ BİLE BİLE YARATTILAR”

Terör örgütleri daha ne yapmalı ki bu iktidar güvenlik zafiyetini kabullensin. İnanılır gibi değil. Güvenlik zafiyetini bile bile yarattılar. İstihbarat teşkilatlarını çökerttiler çünkü. Kurumlar arası işbirliği kalmamıştır. Ciddi bir yönetim zaafiyeti vardır.78 milyon vatandaşın canı tehlikede. AKP hükümetlerinin terörü önleme kabiliyeti yoktur.

Daha bir gün önce basında en güvenli havalimanı diye yer alan Atatürk Havalimanında bir gün sonra yerle bir olmuştur.

 Ülkeyi yönetenler bu sorumluluktan kaçamaz. Hiçbir siyasi ve yönetici istifa müessesini aklına bile getirmiyor. Yaşanılan bunca terör saldırısından sonra iktidarın kendisine göre aldığı tek tedbir yayın yasağı. Sorumlular korunuyor, soruşturmalar karartılıyor ve ne yazık ki yeni terör saldırılarına zemin hazırlanıyor.

Ş.D.: Türkiye’de meydana gelen terör olaylarında, dışarıdan sızan yabancı uyruklu terör mensuplarının barındıkları hücre evleri de bu olayla birlikte yeniden gündeme geldi.

Özellikle Hatay, Gaziantep, Konya, Diyarbakır, İzmir, Ankara, İstanbul gibi şehirlerde bulunan hücre evlerinde eylem için hazırlanan bu teröristlere neden eylem öncesi müdahale edilemiyor?

Bu hücre evlerinin varlığı bilindiği halde neden çökertilemiyor? Her eylem öncesi DAEŞ, IŞİD, PKK buraları nasıl istedikleri gibi kullanabiliyor?

Seyit TORUN: Türkiye başlangıçta IŞİD'e karşı tedbir ve tavır almamıştır, Suriye’deki iç savaş Türkiye içine taşındı. IŞİD bu zaman zarfında kendisine sınır koymaksızın  adam devşirdi, eğitim yaptı.

“TERÖR ÜLKEMİZİN İÇİNE TAŞINDI”

Dış politikada yürütülen yanlış politikaların sonucunda terör ülkemizin içine taşındı. Sınırlarımız korunamaz hale gelmiştir. Kimin girip çıktığı belli değildir. Devletin ülkenin pek yerinde patlatılan bombalardan haberi olamıyor. Çünkü iktidar, devletin tüm kurumlarını çağın gereklerine, terörün bitirilmesine göre değil, kendi çıkarlarına hizmet etmesi için dizayn etti. 

Emniyet İstihbarat Teşkilatını dağıttı, Milli İstihbarat Teşkilatı milli olmaktan çoktan çıktı, AKP’nin MİT’i oldu, TSK’nın elinden Genelkurmay Elektronik İstihbaratı alındı, TSK artık etkin istihbarat yapamıyor. Güvenlik güçleri sadece karşılaştığı teröristle çatışıyor. Teröristi tanımıyor, gücünü, yapacağı eylemleri, bağlantılarını bilemiyor.

Atatürk Havalimanı Katliamını yapan 3 terörist Suriye’den Türkiye’ye girip elini kolunu sallayarak alana gelip eylem yapabiliyor. İktidarın siyasi çıkarları için yaptığı tüm yanlışların Türkiye’ye ve Türk insanına faturası çok ağır oldu. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti. Yüzlerce insanımız yaralandı.

“İSTİHBARAT TEŞKİLATLARI ACZİYET İÇERİSİNDE”

Amerika Birleşik Devletleri ne zaman Türkiye'deki bazı şehirler için uyarı yapsa uyarı yapıldığı günlerde hemen bir saldırı gerçekleşiyor. 28 Haziran sabahı gazetelerde ABD'nin uyarısı yer alıyordu ve akşamı saldırı gerçekleşti. Amerikan istihbaratı Türkiye'de bilgi topluyor, uyarıyor. Türkiye’nin istihbarat teşkilatları ise büyük bir acziyet içerisinde, haberi yok. AKP hükümetinin terörle mücadele etme iradesi de, yeteneği de yoktur. Göstermelik tedbirler ve terör politikalarıyla bu terör belasını önleyemezsiniz.

Hatırlayınız, Dönemin başbakanı Davutoğlu Ankara katliamından sonra,“Aslında elimizde intihar eylemini yapacakların listesi var. Ancak eylem yapmadıkları için tutuklayamıyoruz. Eylem sonrası toplayıp hukuka teslim ediyoruz!” gibi trajikomik bir açıklama yapmıştı. Bu mantık terörü önleyebilir mi?

Ş.D.: CHP ve MHP’nin, peyder pey meclise getirdiği terör örgütleriyle mücadelede yaşanan sorunların tespiti için verilen araştırma önerileri bu hafta da yine AKP tarafından kabul edilmedi.

Bu konuda AKP’nin tutumu hakkında ki düşünceleriniz nelerdir? CHP bu konunun üzerine gitmeye devam edecek mi? Size göre temel sorunlar nelerdir?

Seyit TORUN: Geçen Temmuz ayında terörü tüm yönleriyle konuşalım, masaya yatıralım, araştıralım, komisyon kuralım dedik, CHP olarak araştırma önergesi verdik, AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.

“AKP, RUTİNE DEVAM EDELİM DİYOR”

O günlerden bu yana son bir yıl içinde bombalı saldırılarda 285 kişi hayatını kaybetti, 700'ün üzerinde güvenlik görevlisi şehit düştü.  Türkiye’nin her yerinde bombalar patlıyor, askerimiz, polisimiz şehit ediliyor, her gün şehit haberleri evlere ateş gibi düşüyor, özel gündem oluşturalım, Meclis'te terörü konuşalım, araştırma komisyonu kuralım diyoruz yine kabul edilmiyor. AKP hayır diyor,  rutine devam edelim diyor.

“ÇARE ARANMAYACAKSA NE ZAMAN KONUŞULACAK”

Türkiye insan hayatını kaybedilmesinin, unutulmasının çok kolay olduğu, ölümlerin sıradanlaştığı bir süreci yaşıyor. Muhalefet partilerinin grup önerileri var. AKP’nin gündeminde ise Yargıtay'a, Danıştay'a hakim olma, yargıyı bir kişinin egemenliğine teslim etme düşüncesi var. Pişkin ve aymaz bir iktidar var. Daha 3 gün önce 41 insanımızı kaybetmişken TBMM’de bunlar konuşulmayacak, çaresi aranmayacaksa ne zaman konuşulacak.

“KAÇ CAN, KAÇ ŞEHİT VERMEMİZ GEREKİYOR”

Kaç can kaybetmemiz, kaç şehit vermemiz gerekiyor, iktidarı harekete geçirmek için. Ülke kan gölüne dönmüş, bebek cesetleri ortada, Başbakan hala güvenlik zafiyeti yok diyor. Evet bu ülkede hem güvenlik zaafiyeti, hem Başbakan zaafiyeti hem de İçişleri Bakanı zaafiyeti vardır. Alayı yerinde oturuyor. Hiç kimse bunların sorumluluğunu üstlenmiyor.

“HESABIN SORULACAĞI GÜNLERDE GELECEK”

Elbette bunların hesabının sorulacağı günler de gelecek. Hükümetin derhal istifa edip, bu ülkenin ülkeyi yönetecek iktidara kavuşması kaçınılmazdır artık.Ama şu bilinsin ki CHP  daima ölüme karşı yaşamı, teröre karşı barış ve kardeşliği savunmuştur. Bu böyle de devam edecektir.

Ş.D.: Sayın Torun, verdiğiniz bu önemli bilgiler ve açıklamalar üzerine gazetem ve okurlarım adına, parti ve meclisteki çalışmalarınızda şahsınıza muvaffakiyetler dileyerek teşekkür ediyorum.

Seyit TORUN: Bende başta Ordulu hemşerilerimiz olmak üzere bizleri okuma nezaketinde bulunan tüm okurlarınıza ve yüce milletimize minnetlerimi sunuyor, barış içerisinde huzurlu bir bayram geçirmelerini dileyerek teşekkür ediyorum.