AHLAKSIZ TEKLİF

Yale Üniversitesi Tıp Okulu’ndaki konferansta psikiyatrist John Gartner “Donald Trump’ın tehlikeli akıl hastalığı konusunda halkı uyarmak açısından etik bir sorumluluğumuz var” diye konuştu. Gartner, Trump’ın yemin töreninde ‘tarihin en büyük kalabalığına sahip olduğu’ konusunda aksinin kanıtlanmasına rağmen ısrar etmesini örnek gösterdi. Gartner, “Bir yalancı ve narsist olmasından daha kötüsü, paranoyak, hayal dünyasında yaşayan ve abartan bir insan. Bunu daha başkan olduğu ilk gün kanıtladı. Eğer Trump tarihteki en büyük kalabalığa sahip olduğuna gerçekten inanıyorsa, hayal dünyasında yaşıyor demektir” dedi.           (Haber 22 Nis 2017 – GAZETE DUVAR)

ONLAR BİZİM ÇOCUKLARIMIZ…

Çocuk parklarımız ne kadar güvenli, temiz, bakımlı ve hijyen?

Özellikle çocukların sık olarak temas ettiği plastik malzemeler ne kadar sağlıklı?

Çocuklarımızın oynadığı, üzerinde kaydığı ya da elleri ile asıldığı metal malzemelerin paslı ya da boyasız olmadığından emin misiniz?

Ben değil, uzmanlar söylüyor.

“Çocuk parklarında, çocukları etkileyebilecek en büyük tehlike hayvanlardan insanlara geçebilen parazitlerdir. Özellikle karaciğeri etkileyen hidatik kisti yapan parazitler en tehlikelisidir. Bu tür parazitler sahipli hayvanlardan, düzenli aşılandıkları için geçmez. Özellikle parazitlerin geçiş yolu, temiz olmayan ellerimizle yediğimiz yiyeceklerdir. Çocuklarımızı korumak istiyorsak, onlara temiz olmayan elleri ile yiyecek yememeleri gerektiğini çok sık hatırlatmak ve mümkünse park gibi açık alanlarda oynarken yiyecek yemelerine engel olmaktır.”

Çocuklarınızı huzur ve güven içerisinde parklara getirebiliyor musunuz? Parklarda çocuklarımızın güvenliği adına ne tedbirler alınıyor?

Ordu’daki çocuk parklarının bakımı, temizliği etkin yapılıyor mu?

Yoksa saldım çayıra, Mevla kayıra politikası oralarda da var mı?

KENTLİLİK BİLİNCİ

Oturduğunuz bank çizilmiş, kimi yerleri kırılmış, dahası bıçaklanmış. Adım başı çöp içerisinde. Dün gece yarısına kadar, yapılan muhabbetten arta kalanlar saçılmış ortalığa, darmadağın.

Bir insanın aydınlatma direğiyle ne alıp veremediği olur ki; lambasından ne ister anlamadım? Duraklardaki camların hali perişan. Oturulan yerler kir pas içerisinde. Hele yeni dikilen fidanların acımasızca kırılıp, çiçeklerin ezilmesi çok vahim görüntüler. Çöp kutularının üzerinde abuk sabuk yazılar yazılmış.

Kimileri düşman sanki bu memlekete. Husumet duyar gibi zarar vermekten çekinmiyor.

Oysa kentlerinde canı var. Kentlerde yaşar. Soluk alıp verir. Kentlerinde  kalbi, gözleri, duyguları var.

Verilen her zarar, açılan her yaradan akan kan yaşadığın kentin yavaş yavaş ölmesine sebep oluyor.

Park ve bahçeler ile sosyal ve spor tesislerinde yer alan, bank, lamba, çöp kutuları, kamelyalar, havuzlar, musluklar, aynalar, basketbol potaları, kale direkleri, otomatik sulama aletleri, ağaçlar, süs ve bahçe çiçekleri gibi akla gelebilecek her malzemenin hepsi bizim.  Kamu malları olsa bile bizlerin vergileriyle alınan malzemeler. Hepimizin katkısı, hepimizin hakkı var bunlarda.

Kentimizi koruyalım. İnsan gibi davranalım bu şehre. Ağlatmayın Boztepe’yi. Denizi, bu kentin caddelerini, sokaklarını.

Bu memleket hepimizin.

Günün Fıkrası

Adam yolda giderken kıç üstü düşmüş, arkadan gelen bir adam koşup yetişmiş, kaldırmış...
Ve ricasını söylemiş:
“Bizim partiye oy verir misiniz?”
Adam kalçasını ovuşturarak yüzünü buruşturmuş:
“Ben düşünce kıçımı yere vurdum, kafamı değil!”