Tüm Üretici Köylüler Sendikası (TÜM KÖY SEN) Ordu Şube Başkanı Zekayi Sağra, fındık sezonu yaklaştıkça fındık fiyatı konusunda algı oluşturma operasyonuna yeniden başlandığını söyleyerek, “Fındık fiyatı akla gelen fiyatı söylemekle olmuyor.” dedi.

                Sağra açıklamasında, “Fındık fiyatının ne olacağını şimdiden söylemek fiyat baskılamasını sağlamaya yönelik bir operasyondur. Maliyet hesabı yapmadan kafadan atmayla fiyat belirlenmez.” vurgusu yaptı.

                Açıklamasına devam eden Sağra, “Her yıl üreticilerin emeği ve ürününün talan ve yağma edilmesini isteyenler bu zamanlarda fındık fiyatının ne kadar olması gerektiği yönünde açıklamaya başlıyorlar. Yapılan bu belirlemeler en üst seviye oluyor, sonra da aşağı aşağı iniliyor. Oysa fındık fiyatının ne kadar olacağının belirlenmesi için önce maliyetin hesaplanması gerekir.

Üreticiler harcama yapmaya başladı, bugünden sonra yapacakları masrafların ne kadar olacağı belli değil. Hatta daha fındık toplama, patoz fiyatları belli değil. Yetmez, enflasyon oranı ne olacak, bugünden bir şey söylenemez. Diğer girdiler ve geçim standarttı da belli değil. Gelecek sezon fındığına şimdiden 20TL ya da 25TL fiyat açıklamak, doğmamış çocuğa don biçmeye benzer” diye konuştu.

                Geçen yıl 25 TL açıklanmıştı

                Geçen yıl üreticilerin fındık fiyatının en az 25TL olması gerektiğini istediklerini vurgulayan Sağra, “Geçen yıl Tüm Köy Sen olarak yaptığımız hesaplamaya göre fındık fiyatının en az 25-26 TL olması gerektiği tespitini yapmıştık.

Bu hesaplamayı yaparken ilaç, gübre, işçilik, patoz, toplama, taşıma, bahçe temizliği gibi giderler üzerinden enflasyon, geçim standarttı ve kar hakkını da kapsayan bir hesaplama yapılmıştı, haklı da çıktık. Yani fiyatı bugünden tartışacaksak fiyat belirleme yöntemini tartışalım” şeklinde konuştu.

                Sorun yalnızca fiyat değil

                Fındık üreticilerinin sorununun yalnızca fiyat olmadığını belirten Sağra, “Fındık sorunu tartışılırken hemen fiyatı öne çıkarıyorlar. Oysa fındık ülke için stratejik ürün kapsamına alınması gereken en önemli ürün. Genel tarım politikalarıyla iç içeliği yanında kendine has özel sorunları da var.

Köylerin boşalması, genç nüfusun kalmaması bir dert. Bahçelerin yaşlılığı en önemli sorunlardan biri. Kaliteli ve bol ürün almak için gençleştirme yapılmalı. Bu konuda devlet destek olup planlamasını yapmalıdır. Üretici, ilaç, gübre, işçilik gibi masraflar için tüccara borçlanıyor. Fındığı da borçlu olduğu tüccara bekletmeden vermek zorunda.

Bu nedenle devlet üreticiye aralık ayında ödemeli faizsiz kredi sağlamalıdır. Tarıma destek adına tarım ve gıda şirketleri yerine üretici köylüye destek sağlanmalıdır. Yetmiyor, üretici şehirde yaşadığı için fındığını bekletecek yeri olmadığı için tüccara emanete bırakmak zorunda kalıyor. Asıl bu konular tartışılmalıdır. Üreticileri oyalama taktikleri bıktırdı” diye de konuştu.