İklim değişikliğinin fındık yetiştirilen bölgelere olumsuz etkilerinin olacağına yönelik rapor hakkında açıklama yapan Emek Partisi Ordu İl Başkanı Hikmet Poyraz, “Rapor bir sonuçtur, önemli olan iklim değişikliğini tetikleyen nedenlerin ortadan kaldırılmasına yönelik çözümlerdir” dedi.

            UTZ Fındık Programı adına, Ekologos Sürdürülebilirlik Araştırma birimi tarafından hazırlanan ve basına yansıyan “Fındık, İklim Değişikliği ve Çevresel Etkileri Türkiye Raporu” değişen iklimin etkileri hakkındaki raporu değerlendiren EMEP İl Başkanı Hikmet Poyraz, “Rapora göre 250 metre yüksekliğe kadar olan yerlerde fındık üretimin sorunlar yaşanacağını ve üretim alanlarının doğudan batıya kayacağı vurgulanmakta. Bu sorun yalnızca fındıkta yaşanmayacak. Tüm tarım ürünlerinde yaşanacak. Özetle, tüm canlılar iklim değişikliğinden olumsuz etkilenecek.” dedi.

                        İklim değişikliğinin önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Poyraz, “Ekolojik dengenin alt üst edilmesi iklim değişikliğini hızlandırıyor. Ormanlar, tarım arazileri yok ediliyor. Karbon salınımı artıyor, her taraf betonlaştırılıyor. Bu olumsuzlukların devam ettiği dünyada iklim değişikliği bir sonuçtur. Önemli olan iklim değişikliğini durduracak politikaların geliştirilmesidir. Kapitalizmin işleyişi, sermayenin kar hırsı nedeniyle olumsuzluklar hızla büyüyor. Suyun bile metalaştırıldığı kapitalizmde başka sonuç da beklenemez. İklim değişikliğinin önüne geçmenin asıl çözümü, kapitalizmin yok edilmesidir. Ekolojik dengenin korunmasını hedefleyen politikalar üretilmeden tehlike engellenemez.” dedi.

            Tarım-fındık politikası yanlış

            Rapordaki iddiaları değerlendiren Poyraz, “Karadeniz’deki fındık alanları belli. Dikim alanları sürekli büyüyor. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri görülmeye başlandı. Karadeniz Bölgesi’nin yağış dengesi zaten bozuldu. Beklenmeyen yağışlar ve kuraklıklar dikkat çekici özelliğe yükseldi. Rapordaki iddialar doğru olsa da, çözüm için Karadeniz Bölgesi’ndeki uygulamalar yetmez. İklim değişikliği dünya ölçeğinde verilecek ekoloji mücadelesiyle bağlantılı. Yani nükleer ve termik santraller başta olmak üzere karbon salınımı yapan tüm çalışmalar durdurulmalıdır. Dereler, göller; yaylalar, ormanlar yok ediliyor. Dünyada oksijen kaynakları yok edilirken korbondioksit salan fabrikalar, işletmelerin yaygınlaşması için özel yasalar çıkarılıyor. Yeraltı, yer üstü talan ediliyor. Kapitalizmin vahşi saldırısı sonucunda yaşanan olumsuzlukların raporlaştırılması önemli ancak çözüm önerilerin olmaması raporu da anlamsızlaştırmaktadır. İklim değişikliği bir sonuçtur. Önemli olan iklim değişikliğine neden olan etkenlerin engellenmesidir. İktidarın da böyle bir niyeti yok. Bu nedenle iklim değişikliğini engellemenin yolu, doğa ve yaşam alanlarına sahip çıkarak kapitalizme karşı mücadeleden geçiyor.” dedi.