Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 15:33 DURUGÖL, SEMT PAZARI İSTİYOR!
- 15:25 ORDU’DA ADRENALİN DOLU HAFTA SONU
- 15:14 BAŞKAN TEPE’DEN HIDIRELLEZ MESAJI
- 15:00 “BAŞKANIMIZIN HER ZAMAN DESTEKÇİSİYİZ”
- 14:47 “PERAKENDE YASASI TÜKETİCİYİ ENFLASYONDAN KORUR”
- 14:35 PEDALLAR BAĞIMLILIKLA MÜCADELE İÇİN ÇEVRİLDİ
- 13:59 MİLLİLERİN RAKİPLERİ BELLİ OLDU
- 13:59 UEFA'DAN KADRO MÜJDESİ
- 13:58 BAL LİGİ’NE DÜŞENLER
- 13:58 52 ORDU-AYVALIKGÜCÜ MAÇI ÜCRETSİZ
- 13:58 52 ORDU,AYVALIKGÜCÜNÜ AĞIRLIYOR
- 13:23 VALİ EROL’DAN HIDIRELLEZ KUTLAMASI
- 13:21 KONTROLSÜZ EGZERSİZ BU SORUNLARA YOL AÇABİLİYOR!
- 13:19 ORDU’DA HEDEF, BEBEK ÖLÜMLERİNİ AZALTMAK!
- 13:18 YANLIŞ DİYETLER ZAYIFLATMIYOR
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ!”
Hem bütçe yasa tasarısının içeriği hem de şu ana kadar kamuoyuna yansıyan tablo ülkeyi yönetenlerin pandemi koşullarında bile sermayenin çıkarlarını halkın sağlığının, emekçilerin haklarının önüne koyduğunu göstermektedir diyen Yılmaz,
“Sadece bütçe görüşmelerinde iktidar kanadından sarf edilen kimi sözler bile tek başına bu durumu ispatlamaya yetmektedir.
Ülkede yoksulluk, işsizlik, çaresizlik hat safhada. Milyonlar işsizlikten, hayat pahalılığından intiharın eşiğine sürükleniyor.
Her altı çalışandan biri asgari ücretin bile altında bir ücrete mahkumken, her iki çalışandan biri asgari ücret ile geçim savaşı veriyor.
Milyonlarca çalışana ‘ücretsiz izin desteği’ adı altında günlük 39 aylık 1.167 TL’nin reva görülüyor. Kişi başına gelir on yıl önceki rakamların altına düşmüş, açlık sınırı 3 bin, yoksulluk sınırı 8 bin TL’ye dayanmış bulunuyor. Halk ekmek kuyrukları her gün biraz daha uzuyor.
Tüm bunlara rağmen bu ülkenin Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Türkiye'de yoksulluğun sorun olmaktan çıktığını söyleyebiliyor.
Aklımızla dalga geçen bu sözler ülkeyi yönetenlerin halkın, emekçilerin sorunlarına ne kadar yabancılaştığını tüm açıklığı ile ortaya koymaktadır” diye konuştu.
Bundan önceki süreçlerde olduğu gibi 2021 bütçe sürecinde de halkın bütçe hakkı yok sayılmaktadır açıklamasında bulunan Yılmaz, şunları söyledi:
“Maaşlarımızdan, ücretlerimizden kesilen, attığımız her adımda ödediğimiz vergilerin nereye, kime harcanacağına dair bize hiçbir söz hakkı tanınmamıştır.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe kamuoyuna ‘eğitime, sağlığa, sosyal yardımlara en çok pay ayrılan bütçe’ olarak sunulmuştur. Oysa 2021 yılı bütçesi emekçi kesimler ve dar gelirliler için bir acı reçete, kuru ekmek bütçesidir.
Bütçenin tüm yükü her 100 TL’nin 65 TL’si dolaylı vergilerden karşılanacak olan adaletsiz vergi sistemiyle yine ücretli kesimlere yıkılmıştır.
Buna karşın bütçenin asıl kaynağı olan işçi ve emekçiler olarak bizlerin yaşadığı iş ve gelir kaybını giderecek, acil ekonomik ve toplumsal ihtiyaçları karşılayacak tek bir önleme yer verilmemiştir.
Salgın ve ekonomik kriz ile sağlık, beslenme, barınma, eğitim gibi temel acil ihtiyaçlara ulaşmakta çok daha zorlanan dar gelirliler, yoksullar bir kez daha görmezden gelinmiştir. Yükü maaşlarımızdan-ücretlerimizden kaynakta kesilen Gelir Vergisi ile KDV ve ÖTV başta olmak üzere harcamalarımızdan alınan dolaylı vergilerle omuzlarımıza yıkılan yükten patronlara destek için 50.6 milyar lira kaynak ayrılmıştır. İşverenler tarafından SGK’ye ödenmesi gereken 27.7 milyar lira tutarındaki prim için İşsizlik Sigortası Fonu’na yani işçilerin cebine el uzatılmıştır.
Siyasal iktidar emekçilerin taleplerine karşı o kadar duyarsızlaşmıştır ki COVİD-19’un sağlık emekçileri için meslek hastalığı kabul edilmesine bile kulaklarını tıkamıştır.
Salgına karşı canı pahasına mücadele edenlerin bu haklı talebi ‘maliyet’ olarak görülürken Milli Piyango'nun ve At Yarışlarının KDV'si sıfıra indirilmektedir. Böylece buraları devralanlara halkın cebinden 65 Milyar TL servet transfer edilmektedir.
Pandemi ile derinleşen işsizlik, hayat pahalılığı, yoksulluk cenderesinde sıkışan emekçilerin, halkın sırtına yıkılan yükü daha fazla büyüten bu sermaye, rant, savaş ve yağma bütçesi bizim bütçemiz değildir. Toplumun %99’na karşı %1’nin çıkarlarını, ihtiyaçlarını temel alan bu bütçe bizim bütçemiz değildir.
TBMM genel kurulunda görüşülen emekçilerin, dar gelirlilerin ihtiyaçlarını gidermekten uzak, toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren bu bütçe geri çekilmelidir.
Kamusal hizmetleri geliştirecek, salgın süresince iş ve gelir kaybına uğrayan kesimleri destekleyecek halktan, emekten yana bir bütçe oluşturulmalıdır.
Salgın hızla devam ettiği koşullarda bütçe kaynakları halkın sağlığı ve geçimi için kullanılmalı, sosyal devlet uygulamaları için şirketler ve büyük servetler vergilendirilmeli, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır.
Pandemi koşullarında bile işsizliğe, yoksulluğa, hayat pahalılığına terk edilen, eğitim- sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı piyasalaştırma ile engellenmek istenen toplumun %99’unu oluşturan milyonları bir kez bütçe hakkına sahip çıkmaya çağırıyoruz.”