YENİ YIL ZEHİR OLMASIN

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma namazı çıkışında yılbaşı kutlamaları ile ilgili olarak konuştu “Bütün güvenlik güçlerimiz tedbiri alacak. Bunlara müsaade etmemiz mümkün değil. Gerekli operasyonlar yapılır. İnsanımızın hayatı her şeyin ötesinde. Başta İçişleri Bakanlığımız olmak üzere her türlü tedbiri alarak bunların üzerine gidecek.” Dedi.

Ordu Üniversitesi (ODÜ) Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Enginyurt’da uyardı.”Yılbaşında kutlama yapmayın, eğer pandemi bitsin istiyorsanız sosyal mesafe açısından o gece evinize en yakınınızı bile almayın.” Dedi.

Otellerde, villalarda yeni yıl kutlayanlar yada kutlamaya hazırlananlar.

Tercih sizin…

Hiç unutamayacağınız bir yılbaşı olabilir.

EL DELİYE, BİZ AKILLIYA HASRETİZ

Çin aşısı,

Alman aşısı,

Gelmedi, gelemedi henüz.

Sınırlarımızdan içeri giremedi daha.

Aşıyı vurulacağım, vurulmayacağım tartışması büyümeye devam ederken, kalp ve damar cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez aşı yaptırmak istemeyenlerle ilgili skandal bir açıklama yaptı. Aşı yaptırmayanların vatan haini olduğunu belirten Sönmez, aşı yaptırmayanlara kız bile verilmeyeceğini söyledi.

"Kimseyi aşı olması için zorlayamayız. Ama ben aşı yaptırmam diyenler birer vatan hainidir. Onlara kız bile vermeyeceğiz. İnsan vücudunun dokunulmazlığı nedeniyle mecbur etme şansımız yok ama kurallar koyacağız, devlet dairelerine bile giremeyecekler, otobüse binemeyecekler" dedi.

O aşılar memlekete gelecek.

Paşa paşa sıraya girip, seve seve kolunuzu sıvayacaksınız.

Aşı ağır ağır girecek o damarlarınızdan içeri.

Sıkıyorsa vurdurmayın.

Vatan haini damgası yemeyi göze alabilecek misiniz bilmiyorum.

Bekârsanız sittin sene evlenmek, yuva kurmak gibi hayaller kurmayın sakın.

Devlet memuru olamayacağınız gibi, tabana kuvvet yürümek zorundasınız. Kendinize iyisi mi bir bisiklet alın.

Otobüse de binemeyeceksiniz çünkü.

Normal adamı bırakın bir kenara, ağzından çıkanı kulağı duymayanın etiketinde (Prof. Dr.) yazıyor ya,  çok üzülüyor insan.

HAYAL KIRIKLIĞI

Asgari ücretli bir kez daha hayal kırıklığına uğradı. Yoksulluğun, çaresizliğin üzerine bir de pandemi yükü bindi. Tüm bu olumsuzlukların doğurduğu sıkıntıları giderme adına; devletimizden çare bekleyen emekçiler sahipsiz bırakıldı. Yüz küsür ülkeye yardım etmekle övünen yöneticilerimiz; kendi asgari ücretlisini önemsemediği gibi yok sayıldı görmezden gelindi. İlan edilen 2825 TL tutarındaki bu asgari ücret hiç bir yarayı sarmaya yetmeyecektir.

Bu karar hakkaniyetli, adaletli değildir. İşçimizi yoksulluğa mahkûm edenler: yataklarında yatabiliyorlarsa; ne demeli? Karnına kuru ekmek giriyorsa :” aç, yoksul yok diyen” zihniyetten; başka bir şey beklenemez.

Yüce Türk Milletinin bu anlayışa kısa sürede dur diyeceği günler yakındır. Utanma duygusunu kaybedenlerden; yoksulluğa çare bulmalarını beklemek nafile, ne yazık ki.

Temennimiz bu yanlıştan dönülmesi ve de tüm asgari ücretlilerin yüzünün gülmesinin sağlanmasıdır.

Ekrem Şentürk İYİ Parti Ordu İl Başkanı

BİZ UÇAK YAPIYORDUK…

1930’lu yıllar… Dünyada olduğu kadar Türkiye’de de ekonomik sıkıntıların yaşandığı günler. Ordunun önemli ihtiyaçları halktan toplanan bağışlarla karşılanıyordu. O günlerde askeri uçak almak için kampanyalar yapılıyordu. Varlıklı iş adamlarından da kampanyaya destek vermeleri isteniyordu. Onlardan biri de, Nuri Demirağ’dı. Demirağ, “Ben bu uçakların fabrikasını yapmaya talibim.” Dedi.

Nuri Demirağ, Türkiye’de havacılık sektörünü kurmak için kolları sıvadığında yıl 1936’ydı.  Beşiktaş’ta, bugünkü Deniz Müzesi’nin bulunduğu alana uçak fabrikası kurulması için çalışmalara başlandı.

Türkiye’nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Alan, uçak ve planörlerin planını çizdi. Böylece 1936’da ilk tek motorlu uçak üretildi: “Nu.D-36”. 1938’de ise “Nu.D-38” adıyla Türkiye’nin ilk yolcu uçağı üretildi.

Motorları hariç tüm aksamı Türk teknisyen ve işçileri tarafından yapılan uçak, saatte 325 km sürat yapabiliyordu. Uçağın çok önemli bir özelliği ise gerektiğinde askeri amaçlı nakliye ve bombardıman uçağına çevrilebiliyor olmasıydı.

Sonunda beklenen gün geldi… 6 kişi kapasiteli ilk yerli yolcu uçağı, 26 Mayıs 1944’te ilk seferini yaptı. Saat 9:45’te İstanbul’dan havalanan uçak, 1.5 saat sonra Ankara Etimesgut Havaalanı’na başarı ile indi.  Sonuç mükemmeldi…

Nu.D-38, daha sonra Bursa, İzmir, Kayseri ve Sivas gibi şehirlere deneme seferleri yaptı. Ne var ki Nuri Demirağ, üretimin devamı için gerekli siparişleri bir türlü alamadı. Böylece, proje yarıda kaldı.

Türkiye’nin ilk yolcu uçağı ise Nuri Demirağ’ın hayatını kaybetmesinden sonra hurdacılara satılarak maziye karıştı.

***

Biz bir zamanlar uçak yapıyorduk.

Hatta  kendi kendine yetebilen ülkelerden biriydik.

Nereden nereye…