Çeşitli programlara katılmak üzere Ordu'ya gelen Akdağ, Ordu Gazeteciler Derneği'ni ziyaret etti. Ziyarette, Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, AK Parti Ordu Milletvekilleri Oktay Çanak ve Ergün Taşçı, AK Parti İl Başkanı Uğur Çelenk, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ertan Bakır, Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Ordu Gazeteciler Derneği Başkanı Recep Aydın ile basın mensupları yer aldı. 

Ordu’da sağlık alanında yapılan çalışmalar hakkında müjdeler veren Bakan Akdağ, yapılacak olan bölge hastanesinin, Avrupa’nın en iyi hastanesi olacağına dair iddialarda bulundu.

Bakan Akdağ, Ordu’da yapılacak olan bölge hastanesinin üç yıl içerisinde bitirileceğini belirterek, Çocuk Kardiyoloji Ünitesi hakkında da çalışmalara başlanacağını söyledi.

112 Acil Sağlık Komite Merkezinin de ihalesinin tamamlandığı ve yeni hizmet binası içinde çalışmaların hızlandırılacağını kaydeden Bakan Akdağ, Orduluların Adli Tıp Kurumu beklentileri taleplerini de Adalet Bakanına bizzat kendisinin ileteceğinin sözünü verdi.

Bakan Akdağ, Ordu’da sağlık hizmetlerinin tam kapasiteye ulaşması için Bakanlık olarak bütün imkânların kullanılacağını da ayrıca müjdeledi.

Ülke gündemini ve Almanya’nın, Türkiye’ye karşı tavrını da eleştiren Bakan Akdağ, "En son Almanya'da iki değerli bakanımızın yapacağı toplantıya müsaade edilmemesi, daha sonra Hollanda'da benzeri bir tutum sergilenmesi, aslında Avrupa'nın biriktirdiği medeniyete yakışmayan bir tutum olmuştur" dedi.

Akdağ, yaptığı konuşmada, milletin sandığa giderek yüksek ferasetini gösterebildiğini söyleyerek terörle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğine dikkat çekti.

Bakan Akdağ, "Terörle mücadele yaz kış devam edecek. Asla terörün kafasını kaldırmasına müsaade etmeyeceğiz. Her ne kadar kendileriyle birçok ortak münasebetimizin olduğu bazı ülkeler teröristlere kucak açmışlar, teröristleri besliyorlar, teröristlerin finansman destek bulması için kendi ülkelerinde barınmalarına müsaade ediyorlarsa da bunun terörün eceline faydası olmayacaktır" diye konuştu. 

Referandum kararının alınmasının ardından bazı Avrupa ülkelerinin tutumlarını da eleştiren Bakan Akdağ, şöyle devam etti:

"Gerçekten bu ülkelerin dillerinden düşürmedikleri demokrasiyi, aslında kendi çıkarları söz konusu olduğunda nasıl sabote ettiklerini göstermektedir. En son Almanya'da iki değerli bakanımızın yapacağı toplantıya müsaade edilmemesi, daha sonra Hollanda da benzeri bir tutum sergilenmesi, aslında Avrupa'nın biriktirdiği medeniyete yakışmayan bir tutum olmuştur." 

Bakan Akdağ, bunun benzerini daha önceki durumlarda da gördüklerini dile getirerek "Batı dünyası kendi menfaatleri söz konusu olduğunda demokrasinin katledilmesine zaman zaman müsaade edebilmektedir. Dolayısıyla kendi ülkelerinde de yeri geldiğinde bu yanlış tutumu gösterdiklerinin önemli örnekleri olmuştur. Son Almanya ve Hollanda'daki tutum" şeklinde konuştu. 

"Onlar kendi menfaatleri doğrultusunda nasıl davranırlarsa davransınlar 80 milyonluk büyük bir milletiz." diyen Bakan Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türk milletinin ve Türk Cumhuriyetinin gücü terörü yenmeye Allah'ın izniyle muktedirdir. 15 Temmuz milletimizin kararlılığını ortaya koymuştur. 15 Temmuz, milletimizin birlik ve beraberliğini ortaya koymuştur, cesaretini bir kere daha dosta düşmana göstermiştir. Aslında bazı toplantılarda muhataplarımızla karşılaştığımızda bir milletin topyekûn nasıl böyle davrandığını anlayamadıklarını görüyoruz. Anlamalarını da beklemiyoruz. Onlar Türk milletini bilmiyorlar. Dolayısıyla kararlılıkla terörle mücadelemizi devam ettireceğiz." 

Bakan Akdağ, yeni hükümet sistemine ihtiyaç duyulmasının sebeplerinin olduğunu vurgulayarak Türkiye'nin koşmaya ve daha yükseğe bayrağı dikmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.

Milli geliri 2-3 bin dolarlardan 10 bin dolarlara yükselttiklerini dile getiren Akdağ, şunları söyledi:

"Ama bunu 20 bin dolarların üzerine çıkartmak istiyoruz. Türkiye'nin kendi tarihine, kendi coğrafyasına, kendi ihtiyaçlarına uygun bir biçimde hızlı olarak gelişmesi lazım. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi bize daha güçlü bir istikrar getirecektir. Daha güçlü bir terör mücadele imkanı sunacak, bürokrasinin şartlarında erimeyen hükümet kararlılığını getirecektir. Evet biz 14 senedir bürokrasiyle mücadele ede ede, boğuşa boğuşa, vesayetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Şükürler olsun hükümetlerimiz çok daha iyi hizmetlere vesile oldu. Ancak Türkiye'nin bu çeşitten bürokrasiyle, asker olsun sivil olsun yargı bürokrasisi olsun kaybedecek zamanı yok." 

Akdağ, CHP'nin halk oylamasına ilişkin tutumunu değerlendirerek şunları söyledi:

"En doğru kararı verecek olan demokrasilerde millettir. Buna önce Sayın Kılıçdaroğlu'nun inanması lazım. Çektiği zorluğu anlıyorum. 1946'daki CHP'nin kazandığı son seçimden sonra aradan 70 yıl geçmiş. 70 yıl boyunca CHP'nin bu ülkede bir iktidarı yok. Asıl sıkıntı bundan kaynaklanıyor. Bunu düşünmeleri lazım. Halk tabiriyle zaman zaman kullanıyorum, vatandaş buna şöyle bir ifade bulmuş, 'Nazar etme ne olur çalış seninde olur'.

Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'nun ve onunla birlikte hareket edenlerin şöyle bir endişesi var: 'Güçlü bir Türkiye'de yarın biz iktidar olamayız' diye düşünüyorlar. 'Millet artık bizi seçmez' diye düşünüyorlar. Mesele politik bir mesele. Bu şahsi çıkar düşüncesiyle ortaya çıkan politik meseleye biz milletin gereken cevabı evet oylarıyla vereceğine inanıyoruz." 

"Olağanüstü hal ile seçime gitmek en doğru olandır"

Türkiye'ye sıçrama yaptıracak bir sistem için herkesi "Evet" demeye davet eden Akdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlarda olağanüstü hal ile seçime gitmek en doğru olandır. Neden? Çünkü bu millet FETÖ terörüne 15 Temmuz'da 'Dur' demiştir ama hala bir riskin olduğu hepimiz biliyoruz. Bunların yuvalandıkları odaklardan tamamen söküp atılıncaya kadar da bu olağanüstü hale ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz." 

Adeta bir koalisyon yapmış gibi DAEŞ ve PKK, DHKP-C terörüyle birlikte yürütülen hain saldırılara karşı da aynı ihtiyacın varlığını bildiklerini dile getiren Akdağ, şunları kaydetti:

"Olağanüstü halin Ordu'da vatandaşımıza hangi etkisini gördünüz? Hiçbir etkisini görmüyoruz. Olağanüstü halden olumsuz etkilenenler teröristler. Zaten olağanüstü hali o yüzden getirdik. Olağanüstü hali teröre, FETÖ terörüne karşı güçlü olmak için getirdik. Bu gücü de görüyorsunuz. Şükürler olsun kafalarını vurup eziyoruz. Hiç kimse 7 Haziran'daki gibi PKK, terör baskısına yol açabilecek bir ortam beklemesin bu ülkede. Buradan bizim geri döneceğimiz yok. Olağanüstü halden en çok kimin rahatsız olduğuna bakarsanız, olağanüstü halde seçime gitmenin ne kadar doğru olduğunu rahatça anlarsınız. Şu anda Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlarda olağanüstü hal, sandığın dolayısıyla milletin iradesinin güvencesidir. Millet özgürce gidecek, baskıya maruz kalmadan oylarını kullanabilecek." 

Bakan Akdağ, daha sonra Ordu Polis Şehitleri ve Malül Gazileri Yardımlaşma Derneğini ziyaret etti. (Haber Şafak DELİÇAKAR)