Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
- 15:12 AKÇA: ERKEN TOPLAMAYIN!
- 15:04 SÜRÜCÜ BELGESİ YENİLEMEDE SON GÜN
- 14:24 ŞEHİT MURAT GÖZÜKAN PARKI DA SİL BAŞTAN YENİLENDİ
- 13:56 ORDU’DA ANAHTAR PARTİYE İLGİ ARTIYOR!
- 13:29 SANCAKTAROĞLU: İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN!
- 13:19 HAZİRANDA İŞSİZLİK ARTTI
- 12:50 Çocuklar Koştu, Aileler Dinlendi
- 12:48 EMEP,” YİNE ÜRETİCİ ALEYHİNE PLAN YAPILIYOR.”
- 12:41 YENİ ORDU STADINA SPONSOR ARANIYOR
- 12:32 KİB: REKOLTE 601 BİN TON
- 12:08 ELEKTRİK ALTYAPISI GÜÇLENDİRİLDİ
- 11:42 İBN-İ SİNA CADDESİ IŞIL IŞIL OLACAK
- 11:39 ÜNYE’YE MODERN ULAŞIM
- 11:35 TÜRKİYE'DE BEKLENEN YAŞAM SÜRESİ ARTTI
- 11:20 “GÜÇLÜ İŞBİRLİKLERİYLE ESNAFIMIZIN ÖNÜNÜ AÇIYORUZ”
SANCAKTAROĞLU: İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN!

Türk İmar Sen Ordu İl Başkanı Ensar Sancaktaroğlu, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmelerine son bir gün kala yaptığı açıklamada kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal alanlarda daha güçlü hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Başkan Sancaktaroğlu; “Türkiye Cumhuriyeti, binlerce yıla dayanan kadim devlet anlayışımızın bakiyesi üstünde yükselmiş, köklü bir kamu yönetimi ve memur geleneğine sahiptir.
Sahip olduğu bu derin tecrübe, kamu çalışanlarının hakları noktasında da hayat bulmalı, insanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışı karşılık bulmalı, devletimiz memurlarını ekonomik ve sosyal anlamda daha güçlü hale getirmelidir” dedi.
Sancaktaroğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü; “Bu çerçevede, güçlü bir kamu çalışanı için; Liyakat ve ehliyet esaslı, güvenceli istihdama dayalı bir kamu personel sistemi, Adil, sade ve kamu çalışanlarının insanca yaşamasına yetecek bir ücret sistemi bekliyoruz.
Etkili, kamu çalışanlarının özel durumlarına uygun, sosyal devlet ilkesiyle bağdaşır bir sosyal yardım sistemi, Çalışma hayatıyla dengeli, geleceği güvence altına alan bir sosyal güvenlik sistemi talep ediyoruz.
Ayrıca farklı statü ve unvanlardaki personelin durumlarına özel düzenlemeler içeren ve dezavantajlı grupları koruyan bir yapı, ILO normlarına uygun, katılımcı ve kapsayıcı bir sendika ve toplu pazarlık sistemi ve Aile yılının gereği olarak ailenin korunduğu ve güçlendirildiği bir çalışma hayatı talep ediyoruz.
Biz toplu sözleşme görüşmelerini, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin süregelen sorunlarının çözülebileceği tek yer olarak görüyoruz. Bu bakımdan toplu sözleşmeden sonuç almak için öncelikle sistemin revize edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk İmar Sen olarak, burada mali ve sosyal hakların yanı sıra disiplin, atama, görevde yükselme gibi konuların da görüşülebileceği bir zeminin oluşturulmasını talep ediyoruz.
Ayrıca; genel ve hizmet kolu toplu sözleşmelerinin ayrılarak farklı zamanlarda yapılması, 6,5 milyon memur ve emeklinin sorunlarının etkin biçimde tartışılması adına zaruridir.
Gerçek anlamda katılımcı, eşit temsile dayanan ve ILO normlarına uygun grev hakkını da içeren bir toplu sözleşme sistemi kurulmalıdır. Çalışanlara, enflasyon hedefi doğrultusunda ücret artışı yapıldıktan sonra çalışanların ve vatandaşların çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığı gerçek enflasyon karşısında biçare bırakılması kabul edilemez.
Yıllardır, vatandaşlarımızın zorunlu olarak tükettiği mal ve hizmet fiyatlarındaki artışlar, memur maaşları için temel kabul edilen enflasyon oranının üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle kamu çalışanlarının ücretleri mal ve hizmet fiyatlarında yaşanan artışlar karşısında her yıl erimektedir.
Geçtiğimiz dönemde ekonomideki acı gerçekler karşısında hedeflere göre belirlenen artışların ne denli yetersiz olduğu siyasi iktidarca da kabul edildi ve maaşlara toplu sözleşme hükümleri haricinde zam yapılmak zorunda kalındı.
Orta vadeli programlara bakıldığında toplu sözleşme sistemine geçildiği 2012 yılından beri enflasyon hedefinin tutmadığı görülmektedir. (2012-2022 arasında hedeflenen enflasyon %5, 2025 yılı için OVP hedefi %17,5, 2026 hedefi %9,7 ve 2027 yılı hedefi %7).
Mevcut ekonomik göstergelere göre 2026-2027 arasındaki hedeflerin de tutma ihtimali zayıf görünüyor. Yine de bu gerçeklere karşın kamu çalışanları son derece mütevazi taleplerle toplu sözleşme masasına oturuyor. Bu mütevazı taleplere karşın bugüne kadar gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmelerinde enflasyon farkı hariç maaşlara yapılması kararlaştırılan artışlar gerçekleşen enflasyonun sürekli altında kalmıştır” diye konuştu.
“2020 yılından itibaren ekonomik göstergelerin giderek bozulduğu ortadadır” diyen Sancaktaroğlu, şöyle devam etti; “Geçtiğimiz yıl TÜFE yüzde 44,38 olmuş, 2025 yılı haziran ayı itibarı ile de yıllık resmi enflasyon yüzde 35,05 olarak açıklanmıştır. Akaryakıta, bütün vergi ve harçlara, kiraya, gıda, ulaşım, eğitim başta olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldiği bu dönemde aylık enflasyonun artmaya devam edeceği görülmektedir.
Öyleyse artık kamu çalışanlarının ve emeklilerimizin hedeflenen enflasyona endeksli maaş artışı girdabına mahkûm edilmemesi gerekmektedir. Her ne kadar dönem sonları itibarı ile maaşlara enflasyon farkı eklense de bu ödemenin geriye dönük olarak yaşanan kayıpları karşılamadığı, yalnızca anlık bir enflasyon düzeltmesi olduğu ve dönem içinde maaşların sürekli eridiği açıktır.
Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu da ortadadır. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 7’ye geriledi. Yoksulluk sınırı 85 bin TL’yi aşmışken ortalama 53bin TL maaş alan bir memur ailesini nasıl geçindirecekti?
Durum böyle iken, bazı kesimlere sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getiriliyor ama bütün yük adaletsiz vergiler yoluyla bizlerin üstüne yıkılıyor. İşte bu yüzden ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Amacımız kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmaktır” şeklinde konuştu.