Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hava muhalefetine rağmen yoğun bir katılım sağlayan Ordu halkına teşekkür etti. Gazetemiz editörü Şafak Deliçakar’a referandumla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Başkan Tekintaş, vatandaşlara sandığa mutlaka gidin uyarısı yaparak önemli açıklamalarda bulundu.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Tekintaş, haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Anayasa değişikliği için halk oylamasına artık sayılı saatler kaldı. Ordu, AK Parti iktidarı döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 14. Kez ağırlama fırsatı buldu. Öncelikle dünkü tabloyu nasıl buldunuz. Dün Ordu nasıldı ve nasıl mesajlar hissettiniz?

“MİLLETİMİZE CANI GÖNÜLDEN TEŞEKKÜR EDİYORUM”

Engin TEKİNTAŞ: Hoş bulduk sayın Deliçakar. Tabi bu fırsatı sağladığınız için teşekkür ediyorum. Evet, Sayın Cumhurbaşkanımız geçmişte 14 kez Altınordu merkezde bir miting gerçekleştirdi. Dolayısıyla biz yağmura rağmen yoğun bir katılımın sağlandığına tanık olduk. Ulaşımın da yoğunlaşmasına rağmen muazzam bir katılım sağlandı. Milletimize çok teşekkür ediyorum. Bunun yanı sıra özellikle teşkilatlarımıza, belediye başkanlarımıza, Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza, Valiliğimize ve milletimize çok teşekkür ediyorum. Gerçekten yoğun bir katılımın gerçekleştiği miting oldu.

Cumhurbaşkanımızın açısından belki önemli bir mitingdi ama bizim açımızdan da bu miting çok önemliydi. Çünkü bir referandum süreci yaşıyoruz Ordu’da, yarından sonra sandık başına gideceğimiz bir gün. Türkiye bir anayasa değişikliği yaparken, bir sistemi yenileyebilmek, sistemi değiştirirken de istikrarı yakalayabilmek, istikbalde güven içerisinde yaşayabilmek için önemli bir mesafe kat etmeye gayret ediyoruz.

Dün bu tablonun millet açısından yansımasını bir kez daha gördük. en önemlisi milletin heyecanlı olmasıydı. Yağmura rağmen o coşkuyu yaşıyor olmasıydı. Milletimiz gerçekten iliklerine varana kadar ıslanmasına rağmen, bir uçtan bir uca, Ordu’nun her noktasından, bütün ilçelerden ve çevre illerde yaşayan herkesin katılımı önemli bir yansımaydı. Ordu, dün gerçekten sayın Cumhurbaşkanımızın ‘beraber ıslandık biz bu yollarda’ sloganını yaşadı ama kimse coşkudan bir şey kaybetmedi. Bu yüzden bütün milletimize canı gönülden ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Tekintaş, özellikle referanduma iki gün kala Cumhurbaşkanı danışmanları bölgesel bir federasyon yapılanma sisteminden söz ettiler. Gerçi sayın Cumhurbaşkanı bu söylemleri yaptığı ortak yayında bertaraf etti. Bu tür kritik ve hassas konuları böylesi dar zamanlarda dillendirmeyi nasıl karşılıyorsunuz? Bu anlayışla yerel yönetimlerin eli nasıl güçlenir?

“SON SÖZÜ SÖYLEYEN MAKAMDIR”

Engin TEKİNTAŞ: Yapılan açıklamalarda şehir yönetimlerinin yani özellikle bizim bütüncül dediğimiz, yani büyükşehir yönetimleriyle ilgili bir ifade kullanıldı. Bu zaten mevcut bir tablo, yani büyükşehir var, bütüncül yönetimden bahsedilen bir tablo. Yani bölge bölge bahsedilen bir tablo değil, bir kere onu gördük. O kendi kanaatleridir. Ancak Cumhurbaşkanımızın çok net bir ifadesi var. Karar verici ve son sözü söyleyen makamdır dedi. O hususta ne hükümette ne de Cumhurbaşkanımızda böyle bir açıklama olmadığına göre bu konunun devlet yönetiminde var olduğunu söylemek çok ta mümkün değil.

Aslında şunu da söylemekte fayda görüyorum bakın anayasanın zaten ilk dört maddesi zaten değişmiyorsa üniter yapının bozulması diye bir şey asla gündemde olmaz. Bu günde zaten verilen teklifte de değişmiyor. Teklifte bu dört maddenin ne adı var, ne değişikliği var, ne de konuşulduğu var. Dolayısıyla ben bu sürece özellikle darbe vurmak isteyen,milletin düşündüğü tarzını ortaya koyduğu bir değişikliği beraber olmak isteyen bir yapı olarak genelde algılandığını görüyorum.

Bunun zaten hükmü de netice itibarıyla var gözükmüyor. Bu tarafından bakmak gerekiyor, diğer tarafından Türkiye bugüne kadar Cumhuriyetin kuruluşunda ilan ettiği rejimi hiçbir gün değiştirme ve bu tarzı bozma geleneği oluşmamış. Böyle bir gündeme gelen konuda yok. Dolayısıyla bizim böyle bir endişemiz olmadığı gibi milletimizin de böyle bir endişesi olmaz. Türkiye’nin özellikle üniter yapısıyla ilgili olan konuda her hangi bir tartışma yokken, bunları ben zahir olarak görüyorum.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan, Ordulular aslında birçok sürpriz bekliyordu. Bunların en başında da fındık geliyordu. Ama her hangi bir sürpriz çıkmadı fakat yaptığı konuşmada da önemli mesajlar verdi. Siz bu konuda ne söylemek istersiniz?

“FINDIĞIN REFERANDUMA BAĞDAŞTIRILMASI MİLLETE HAKARET OLUR”

Engin TEKİNTAŞ: İçinde bulunduğumuz konu 16 Nisan’da gerçekleşecek olan bir anayasa değişikliği halk oylaması, cumhurbaşkanlığı, hükümet yönetim sistemi, meclisin yeniden yapılanması ki yeniden yapılanmada kastımızda mecliste cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin birbirine daha bağımsız yargıya koşturuluyor olmasıdır. Milletvekillerinin de bakan olamamasından ve sorumluluğun karşılıklı olarak iç içe geçmediği, sınırların çizildiği, birbirlerine karşı sorumluluk çerçevesinde hareket ettikleri bir yapı.

Sunulan öneri bu, milletimizden istenen destek de bu. Bu süreçte tabi her bölgenin de kendine göre bir hassasiyeti var. Baktığınız zaman güneye gittiğinizde narenciyenin, sebzenin, meyvenin deposu olan bölgelerde, batıya gittiğinizde incir, üzüm, zeytin ve zeytin yağı, orta Anadolu’ya gittiğinizde tahıldan ibaret, Karadeniz’e geldiğinizde çay ve fındık var. Çok normaldir bu milletin beklentisi. Bizimde beklentimiz bu yöndedir.

Ekonomi Bakanımız Faruk Özçelik’in bir açıklaması vardı. Bundan bir hafta önceki mevzu, üretici fındık bahçesine girerken ürünün fiyatını bilecek diye bir açıklaması var. Bu konunun hükümet gündeminde olmadığını söylemek çok yanlış olur. Bu hükümet gündeminde var. Cumhurbaşkanımızın da bilmediği bir konu değil. Bu konuyla ilgili bir meydan konuşması bu işin speküle edilmesi de hoş bir şey değil. Bunun taraflarca doğru değerlendirilmesi açısından daha dengeli götürülme sürecidir. Bunun 16 Nisan’a bağdaştırılması da millete bir hakaret olur açıkçası. Yani burada verdiniz verdiniz, aldınız aldınız mantığı böyle bir şey söz konusu olabilir mi?

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Tekintaş, dün yine Sayın Cumhurbaşkanı, 15 yılda Ordu’ya yapılan 17 katrilyonluk devlet yatırımlarından bahsetti. Bunun devamlılığı ve sürdürülebilirliği konusunda ne söylemek istersiniz?

“DEĞİŞİMİN HİSSEDİLDİĞİ BİR İLDEN BAHSEDİYORUZ”

Engin TEKİNTAŞ: 15 yılda Ordu’ya 17 katrilyon yatırım yapılmış. Yeni para ile 17 milyar, sadece dünkü açılan hizmete sunulan tesisimizin belediyemizin de dahil olmak üzere 1 milyar 455 milyon bu son dönemde son iki yılda yapılan yatırımlar. Şimdi yeni planlanan yatırımlar var. Çevreyolu ile, şehir hastanesiyle birlikte baktığınız zaman gerçekten değişimin hissedildiği bir ilden bahsediyoruz.

İnşallah bundan sonraki süreçte Ordu’nun organize sanayi bölgeleriyle, alt yapı, üst yapı yatırımlarıyla, hizmetlerde devam eden yatırımlarıyla bahsettiğimiz bir değişimin bugün de yaşanacağını hızla ifade etmek isterim. 2023 hedef diyoruz. 2023 hedefine giderken ilimiz, hem insan potansiyeli, hem paylaşım, üst yapı yatırımları, özellikle istihdama yönelik yatırımlar ve birçok alanda yeni bir planlama ile turizm ağırlıklı olacak yatırımlarla yoluna devam ediyor.

Yani istikrar bozulmazsa, güven huzur sağlanmışsa ve istikbalimize doğru kendimizi nasıl yönlendireceğimiz, gençliğimizde yeni nesilden istifade edeceğimiz bir ortamda oluşursa yani bu ilde, Türkiye’de genel bütçeden payını alabilecek illerden bir tanesi olarak bugüne kadar da cumhurbaşkanımıza verilecek olan güven ve desteğin temininde bugünden sonrada bu yatırımların daha da fazla devam edeceğini söylememiz hayal olmaması lazım. 

Şafak DELİÇAKAR: Artık son 48 saat, hatta bugünü saymazsak son güne girmiş oluyoruz. Siz Altınordu Belediyesi olarak seçim güvenliği ve tedbirleri konusunda çalışmalarınızı tamamlayabildiniz mi? Eksik veya sıkıntılı bir durum söz konusu mu?

“SEÇİM GÜVENLİĞİ VE TEDBİRLERİMİZ TAMAMLANDI”

Engin TEKİNTAŞ: Pazar günü halkımızın huzur ve güven içerisinde sandığa gidebilmeleri için bütün hazırlıklarımızı tamamlamış bulunmaktayız. Engelli hastalarımız içinde İl Sağlık Müdürlüğü ve bizler diğer kamu kuruluşlarıyla birlikte işbirliği içerisinde bir uygulama yapacağız. Sandıkları biliyorsunuz, adreslere ulaştırılması ve ondan sonrada toplanması bizim işimiz. İlçemizdeki bütün sandıkların hazırlıkları bitti. Şehir düzeneği ile ilgili bir problem yok şu anda. Okullarla ilgili hazırlıklarımız tamamlandı. Bu süreçten sonra günü yönetmek önemli olan. Biz, Pazar gününü doğru yöneteceğiz.

Gerekirse her noktadan sandığa gitmesi gerekenlerin taşınması, orada ilgilenilmesi, bizimde içinde olduğumuz bir platform tarafından yürütülüyor. Hiçbir sıkıntı yok. Hiçbir güvenlik ortamı bozukluğu da söz konusu değil.

En uç noktadan buraya kadar sabahın 7 sinde başlayacak oylama 4 te bitecek. Dolayısıyla biz 7 ile 4 arasında alarm durumunda olacağız. Sabah 5 ten itibaren ekipler hareket halinde olacak. 4ten sonra da sandıkların kapatıldıktan sonra güvenli taşınması ve toplanması ile ilgili hepsi koordineli bir şekilde bir yandan emniyet jandarma diğer taraftan il sağlık müdürlüğü YSK valilik büyükşehir belediyesi kaymakamlık hep birlikte bu süreci yöneteceğiz.

Şafak DELİÇAKAR: Yaklaşık 550 bin seçmenle Ordu, referanduma gidiyor. Evet, Ordu’ya ve Türkiye’ye ne kazandıracak? Hayır ne kaybettirecek size göre?

“EVET DİYEN DE, HAYIR DİYENDE BAŞTACI İNSANLARDIR”

Engin TEKİNTAŞ: Biz seçme yoğunluğu en fazla olan ilçeyiz. Yaklaşık yüzde 30’a yakını bizde seçmenin dolayısıyla yüzde 30 seçmenin olduğu bir yerde tabi ki tedbirimizde daha yoğun olacak. Tüm kardeşlerimizden ister hayır ister evet desin biz gönül itibariyle Evet ’in yüksek oranda çıkmasını istiyoruz. Evet diyen de hayır diyen de ilimiz için baş tacı olan insanlar. Şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım Türkiye bu değişimi yaşarken evet kelimesiyle neyin ortaya çıkacağını, hayır ile de Türkiye’nin istikrar ve güveninin bozulduğunu görmesi gerekiyor.

Darbelerin getirmiş olduğu istikrarsızlıklar bizi güven ortamından yatırım ortamından uzaklaştırdı. 2001 deki ortaya çıkan Bülent Ecevit ile Ahmet Necdet sezer kavgasının karşılığı 580 milyardır.

Bu süreç doğru yönetilmiş olsa dahi koalisyon ve krizler var olduğu sürece ekonomik krizden kaçınamazsınız. Bizim derdimiz zaten bunlardan kurtulmak yani 1994 5 Nisan kararlarını yaşadık. Döviz yüzde yüz fark etti. İnsanlar yüzde 40 fakirleşti. 2001 de döviz yüzde 40 kaybetti insanlar yüzde 25 fakirleşti.

Yani geriye doğru baktığımızda her on yılı on beş yılı darbe aldı götürdü. 28 Şubat’ın yaşattığı olayların karşılığı bir koalisyon sürecinin krizleri arkasından 2001 de 22 bankanın batışı. Yatırımların durması şunu hiç unutmamak lazım. Devlet hastanesinin ek binasının 1994 yılında yatırım yapıldı derken 2006 yılında açıldı hastane. Yapılan bir bina 14 yılda yapılmış.  Şimdi özel sektör bir binayı 5 ayda yapıyor.

Böyle bakıldığı zaman millet cebinden geleceğinden kaybediyor. Yatırımlarda kaybediyor fakirleşiyor. Yerli sermaye yerli üretim diyoruz yerli üretimin güçlendirmenin yolu da yerli teknoloji ile yatırımcıyla ayağa kalkmak. İçerdeki yatırım yapması gerekenlerin önünü açacak sistem istikrar ve güvendir. Özellikle de ticari güvendir. Bunlar sağlanmazsa bunlar olacak işler değil.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Tekintaş, verdiğiniz mesajlar ve yapmış olduğunuz değerlendirmeler için çok teşekkür ediyorum. Umarım 16 Nisan’da Türk Milleti kendine yakışan kararı verir. Bu süreçte de çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Engin TEKİNTAŞ: Sayın Deliçakar, bende hassasiyetinize ve duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Sizin vasıtanızla başta Ordu Yeni Haber Gazetesinin sahip ve çalışanlarına, okurlarınıza ve tüm hemşerilerimize sevgi ve saygılar sunuyor, size de başarılar diliyorum.