HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
28 Ekim 2017 Cumartesi Saat: 13:53

“HERKES ROMAN YAZABİLİR Mİ?”

Yazar ve Yayıncı Bekir Öztürk, Ordu’da katıldığı 4. Kitap Fuarında gazetemiz muhabiri Semra Gençosmanoğlu’nun sorularına yanıt verdi. Haftanın Röportajına konuk olan Öztürk, 4. Kitap fuarının yanı sıra, Ordu ilini, kitap yazma y
“HERKES ROMAN YAZABİLİR Mİ?”

 

Yazar ve Yayıncı Bekir Öztürk, Ordu’da katıldığı 4. Kitap Fuarında gazetemiz muhabiri Semra Gençosmanoğlu’nun sorularına yanıt verdi. Haftanın Röportajına konuk olan Öztürk, 4. Kitap fuarının yanı sıra, Ordu ilini, kitap yazma yöntemlerini ve yayıncılık mesleği hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Sayın Bekir Öztürk, haftanın röportajı sayfamıza hoşgeldiniz. Öncelikle röportajımıza sizi tanıyarak başlamak istiyorum. Bekir Öztürk kimdir?

Bekir ÖZTÜRK: Hoşbulduk sayın Gençosmanoğlu. Evet, Bekir Öztürk hayatı boyunca ülkesinin ve milletinin sorunlarını aşma konusunda mücadele eden bir insandır aşağı yukarı 20 yıldır yazım geçmişimiz var. Yani internet haberciliği şiir makale yazma konusunda ilerleyen 2003 yılı ile 2007 yılı arasında ilerleyen kuvayimilliye.net etkileyen bir muhalif haber sitesi yayınladık bu haber sitesinin bütün yazarları 2007 de başlayan Ergenekon adı verilen operasyonda tutuklandı bir yazarımız Hasan Tahsin mahlası ile yazıyordu.

O mahlas ile yazmasını ben istemiştim ondan dolayısıyla bir ilköğretim müfettişi idi. Dolayısıyla bütün yazarı tutuklanan bir sitenin hem yazarı hem sahibi hem yayın yönetmeni olarak bizde Ergenekon sürecine katıldık ve tutuklandık. 20017’nin 21 Temmuzun da ben tutuklandım 22 Temmuzda da seçim oldu. 22 ay esir edildikten sonra 29 Mayıs ayında tahliye olduk kaldığımız yerden yazmaya çizmeye devam ettik.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Herkes Roman Yazabilir mi?

Bekir ÖZTÜRK: Herkes tabii ki yazamaz. Gördüğü, yaşadığı, okuduğunu ifade edebilme yeteneği olması lazım. Kitabi konuşma deriz biz mesela hani bir insan konuşurken kitabi konuşuyorsa çok rahatlıkla yazabilir. Ama atıyorum konuşurken bile kendisini orada kendisini ifade edemiyorsa orada bir sıkıntı var demektir yazamaz.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Bekir Bey kimsenin yazmadığı yerde siz neden yazıyorsunuz?

Bekir ÖZTÜRK: Bu bir sorumluluk meselesi aslında kendimi sorumlu hissediyorum zaman zaman bazı eleştiriler geliyor yani bu ülkede atıyorum muhalif olarak çok sayıda insan var. Hiç kimse senin çizginde, senin ölçeğinde yazmıyor çizmiyor yayın yapmıyor şeklinde örnek veriyorum Mustafa Kemal Atatürk hakkında idam fermanı çıkarıldığında onu ciddiye alan, onu ciddiye alan verdiği mücadeleden vazgeçmiş olsaydı bugün bu cumhuriyet olmayacaktı. Ben kendimi Mustafa Kemal Atatürk’ün yerine koyamam haşa o hadsizliği yapamam ama herkesin bir gücü var benim de gücüm var ben bu gücümün nispetinde çalışıyorum emek veriyorum.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Ordu’ya hangi vesileyle geldiniz ve ne yapıyorsunuz?

Bekir ÖZTÜRK: Birinci Ordu ziyaretinde eşim, kayınvalidem ve baldızlarım ile gezi amacıyla gelmiştik aslına bir günlük geziydi. Orduyu teğet geçtik desek yeridir. Orduluların kitap fuarına gösterdiği ilgiden memnun olduğunu söyleyebilirim. Sonuçta bu belediyenin yaptığı fuar idi.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Ordularının okuma oranını ve kitaplara talebini nasıl buluyorsunuz? 

Bekir ÖZTÜRK: Açıkçası ben bizim kitaplara ilginin daha az olacağını düşünüyordum. Ama güzel bir ilgi var benim sosyal medyadan tanıştığım sevgili dostlarım var. Başta Turgut ağabey olmak üzere Celal kardeşim, Turgut ağabey bizim kitaplarımıza çoğu yerde beklenti muhalif yayınevi ve yazar olmanın getirmiş olduğu bir zorluk güçlük var. Beklentinin üzerinde olduğunu söyleyebilirim

Semra GENÇOSMANOĞLU: Sosyal kitaplara umduğunuz ilgiyi buldunuz mu?

Bekir ÖZTÜRK: Normalde insanlar bizim kitaplarımızı beğeniyor. Hoşlarına gidiyor gelip çoğu kitaplarla ilgili iyi dileklerini iyi niyetlerini söylüyorlar. Ama satın alıp eve götürmek konusunda bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Çünkü bu ülkede bunları yazmanın bir bedeli olduğu gibi işte 12 Eylül zamanında biliyoruz kitapları yakan insanları evinde acaba bu kitap olursa başına bir iş gelir mi kaygısını yaşandığını gözlemliyoruz.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Fuar’da şu olsun dediğiniz bir şey var mı? Ya da şikayet ettiğiniz bir şey oldu mu?

Bekir ÖZTÜRK: Böyle dini ağırlıklı efendim bir siyasi partinin yandaşlığı eksenin de yürüyen bir katılım gözüküyor. Homojen bir dağılım yok bugün iktidar kesimi eleştiren çok az sayıda yayıncı var. Neredeyse bizim dışımızda yok denilecek kadar az. Dolayısıyla kitap fuarı her gün okumak istediği kitabı fuarın vermiş olduğu avantajlarla okuyabileceği sosyal etkinlikler olmalı bu itibarla bu fuarın böyle eksikliği var.

Semra GENÇOSMANOĞLU Gelelim yayınevinize. Yayınevinde ki kitap basım çalışmaları hakkında bilgiler verebilirmisiniz?

Bekir ÖZTÜRK: Altı aile kitapevi olarak biz siyasi kitaplar basıyoruz. Ağır siyasi kitaplar basıyoruz. Markamızın bir değeri var ve Altı aile denildiği zaman kitap çıkmışsa mutlaka değerli bir kitaptır. Kanaat oluşturduğumuzu düşünüyorum. Ayriyeten markasıyla Tarih ve Edebiyat basıyoruz.

Mesela sıra dışı bir kitabımız var Sofistike siyah kâğıda beyaz baskıyla değerli şiirlerin olduğu bir tasarım olarak da güzel bir kitabımız. Çok ilgi görüyor bu kitap ama satın alma konusunda üzerinde pahalı bir etki olduğu için zorlandığımızı söyleyebiliriz. Ahmet Eroğlu hocamız sosyal demokrat diye bir arkadaşımız arka kapak yazısını Hikmet Çetinkaya Cumhuriyet Gazetesi yazarı 3 Mevsim Mektupları diye bir kitap renkli içerisinde bu kitaba özel çizilmiş grafikler var bu değerli bir kitap. Süleyman Altıntaş hocamızın bafrada yaşayan bir Almanca Öğretmeni 11. Ve 12. Kitabını biz bastık.

Melike Mavisu normalde geçen Antalya fuarında okudu ben onu teşvik ettim. Bu kitabı yazdı şuan da bu kitap kişisel gelişim bölümünde satılıyor. İsmail Çelebibaşı Mumu Söndürdüm isimli umutsuz bir aşk, karşılıksız aşk Denizli’li Gebze de yaşıyor. Kişisel gelişim kitapları içerisinde kendim yayınladığım için söylemiyorum. Ben çok sayıda kişisel gelişim kitabı okudum ama bu çok değerli bir kitap Feyzullah Budak Türk’üz biz Atatürk gücünü nereden alıyordu.

Türk dünyası notları gibi değerli eserlere imza atmış Ahmet Yesevi Üniversitesi mütevelli heyet başkanlığı yaptı. Muhasebat  baş kontrollülüğü yapmış. Emekli bu işin eğitimini İngiltere’de almış Türkiye de çok  sayıda kamu kuruluşunda üst düzey yöneticilik ve kişisel gelişim dersleri vermiş çok saygın bir isimdir. Bu kitabın en temel özelliği zaman yönetimi ve stres yönetimi konularını çok iyi anlatması bu 2 konu aslında bütün insanlık için önemli ama sınava giren öğrenciler için çok önemli, zaman yönetimi ve stres yönetimi en iyi anlatıldığı kitaplardan birisi olduğunu.

Kesinlikle dolayısıyla şiddetle önerdiğimiz bir kitap. Bu şimdi Altı Aile kitabı Ergenekon davasının en namlı avukatlarından Vural Ergül’ün yazdığı bir kitap Danıştay saldırısı cinayet bütün bilgi ve belgeler gerçek, roman gibi anlatıldığı bir kitap konu itibarıyla değerli bir kitap. İbretlik Öyküler Eylül Fırat Perşembe ve Cuma günü imza atacak aslında fuar programında yoktu. Nesrin Aras Öztürk Perşembe ve Cuma günü gelecek İbretlik Öykülerde 77 tane birbirinden değerli ibret alınacak öyküler var. Kimisi yaşanmış kimisi yaşanıp yaşanmadığından emin değiliz ama içindeki ibret ya da alınması gereken ders çok önemli o itibarla önereceğimiz güzel kitap.

Doğu Batı kültürünün arasındaki temel farkı anlatıyor. Jade şuan da fuarda yazarımız. Nesrin Hazer imza atıyor bu kitaba fantastik bir gençlik kitabı içinde iblislerin, kurt adamların olduğu insanların hayal dünyasında yaşatabilecekleri güzel bir eser. Sende Kalarak Nevin Ekmekçioğlu İstanbul’da bir şairin yazmış olduğu değerli bir şiir kitabı. İstanbul TÜYAP’ta imzasını orada atacak. Yaşanmışlıklardan Bir Kuble Alican Topçu isimli Kayserili genç bir şairimizin yazmış olduğu değerli bir kitap. Onu da fuarımızda bulabilirler. Karadeniz deyince akla bal geliyor ama benim ilçem denince akla bal geliyormuş onu biraz geç öğrendim. Bu kitabın yazarı 12 yaşında bir kızımız benim gazeteci yazar dostum Mithat Yener’in kızı 12 yaşındaki bir çocuk ne kadar kitap yazabilir diye sorgulanabilir. Ama bu kitabı okuduklarında bu önyargıdan kurtulacaklarına eminim. Çünkü 12 yaşında profesörlerle söyleşi yaparak arılar ve bal konusunda çoğunuzun bilmediği çok ilginç bilgilerin olduğu değerli bir kitap. Yazarımızın 2. Kitabı Bir Yudum Zeytinyağı çok yakında çıkacak.

İstanbul kitap fuarında imza atacak doğal beslenmenin önemini anlatan üçleme bir kitap olacak. Bir Kaşık Bal Bir Yudum Zeytinyağı, Bir Lokma Ekmek. Gözyaşının İçindeki Umut bu da 12 yaşındaki bir kızımız yazmış olduğu Evin Sudem Kaya’nın yazmış olduğu bir kitap o da İstanbul’da ilk imzasını atacak. İçini okuduğumuz zaman şimdi ben yayıncı olduğum için çok sayıda şiir kitabı basıyoruz doğal olarak. İçini okuduğunuz zaman bu yaşta bu şiirleri nasıl yazmış diyorsunuz. Ayşe Kantaroğlu sizin meslektaşınız sayılır Mersinde Kanal 2000’de Damla Damla şiir isimli bir program yapıyor.

Benim sevgili kardeşim Çağrı Kantaroğlu eşi 20-25 yıllık dostumuz. Biz mersin’de beraber çalıştık Ayşe ile. Ayşe’nin ilk kitabı ve kısa şiirlerden oluşan gerçekten çok güzel bir kitap. Bu kitabın yazım öyküsünü arkasında anlattım ama hani bir televizyon programı başladı bir televizyon programında da aynı şeklinde anlatmış olayım. Ayşe bana dedi ki; Bir şiir basar mısınız dedim ki Ayşe şiir bu ülkede okunmuyor. Dolayısıyla şiir basmak çok sıkıntılı bir iş programın da Ayşe kendi şiirlerini okuduğun da programdan sonra dedik ki şiir basma konusunda ki tabularını yıktı kitabı basacağım dedi ve bu kitap böyle basıldı. 

Semra GENÇOSMANOĞLU: Kitap Yazmak İsteyen Gençlere Tavsiyeniz Nedir?

Bekir ÖZTÜRK: Özellikle şunu tavsiye ediyorum. herkes şiir yazabilir ama hece şiiri yazıyorsa vurgulu, heceli, kafiyeli dört dörtlük şiirler yazmalı. Serbest şiir yazıyorsa da o şiirin arkasına da kafiye uyduracağım diye şiirin kolunu kanadını kırmamalı, serbest şiir adı üstünde serbesttir.  İçinde anlatmak istediği şeyleri anlatabilmeli. Arkasındaki heceleri birbirine çatmaya çalışmayınca güzel şeyler oluyor. Roman, öykü tarzı yazan insanlar içinde şöyle bir tavsiyem olsun ben aynı zaman da Zafer Altı Aile mahlasıyla roman yazıyorum. Başka Bir Dünya isimli bir roman onu buraya getirmedim. Kalmadı fuarda baya iyi satıldı orada yazım tekniği olarak şöyle bir şey var. İnsanlar genellikle ya kendisini birinci tekil olarak yazıyor ya da ikinci, bir insanın gözüyle görmüş gibi  yazıyor. Bu iki yöntemde insanları kıskaca alıyor yani anlatımı kısıtlıyor. Mesela birinci tekil şahısı yazan bir insan için benim şu odanın arkasını görme gibi bir imkanım olmadığı için ancak gördüğümü yazabiliyorum. Ama biz Tanrı gözü diyoruz üçüncü göz. Tanrı gözüyle yazıldığı zaman her tarafta olup biteni herkesin duygularını filan anlayabilen bir gözle yazmış oluyor. Daha sınırsız daha özgür yazılmış oluyor buna dikkat etmelerini öneriyorum.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Yazarken Bir Yardım, Eğitim Gerekmiyor mu ?

Bekir ÖZTÜRK: Yazacakları bir kurgu olmayacaksa, yani roman, öykü kurgu tarzı bir roman, öykü tarzı kurgu olmayacaksa araştırma bir kitap yazılacaksa tabii ki bunun bir araştırma okuma bölümü olmalı yani yazacak konu her neyse bununla ile ilgili araştırmalı okumalı söyleşiler yapmalı konun ehli insanlarla röportajlar yapmalı filan ama kurgu yapacaksa. Mesela Başka Bir Dünya benim ilk romanımdı. İtiraf etmem gerekir ki çok fazla roman okumuyorum ben siyaset okuyorum.

Roman nasıl yazılır araştırmadım bile sonuçta ben makale yazıyorum. Çeşitli konular da kendimi ifade eden şeyler yazıyorum. Bir başlayayım nasıl olur diye düşündüm. Başladım ilerledi, ilerleme aşmasından sonra birkaç kişiye okuttum. Arada takıldığım yerlerde acaba romanları yazan insanlar şuralara nasıl yapmışlar bir referans olması açısından okuduğum şeyler oldu ama bunun dışında öyle ben roman yazacağım o halde yüzlerce roman okumayı falan diye kendimi kasmadım. Ve yazdığım kitabı en son kütüphaneler alın Genel Müdür Yardımcısı Zafer Barın vardı o okudu. Bana dedi ki; 2 günde kitabı bitirdim müthiş bir kitaptı. Şuan da bir arkadaşıma verdim ondan sonra bir başkasına vereceğim sırada bekliyorlar dedi.

Sonuçta eğer yazar olmak için kitap yazmak için bir okul bitirmek gerekseydi bu muhtemelen Edebiyat Fakültesi olurdu. O zaman Edebiyat Fakültesinin bütün mezunları yazar olurdu. Yada yazar olmak için Edebiyat Fakültesi gibi mezun olmak için referans aranırdı. Böyle bir şey yok mesela bizim Edebiyat Fakültesi mezunu yazarlarımız da var. Ama bu konuyla ilgili eğitim almamış insanlar da var ben de bunlardan birisiyim.

Yazarlık biraz bakma ve görme meselesidir yani baktığınız bir sosyoloji olayı herkes gözüken tarafı görür ama siz arka planına bakarsınız mutfak tarafıyla ilgilisinizdir. Böyle olduğunu düşünüyorum yani biraz parçadan bütüne gitme, bütünden parçaya ayrılma şekliyle yani kendisini geliştirmiş yetiştirmiş insanlar roman da yazabilir politik kitaplar da yazabilir araştırmayı inceleyen kitaplar.

Semra GENÇOSMANOĞLU: Sayın Öztürk, röportaj sayfamıza konuk olduğunuz için teşekkür ediyor, yayın ve yazım hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.

Bekir ÖZTÜRK: Bende çok teşekkür ediyorum sayın Gençosmanoğlu. Başta size ve Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesine uzun yıllar nice yayın hayatı arzu ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Anahtar Kelimeler : “HERKES, ROMAN, YAZABİLİR, Mİ?”

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız