Daha yeni.

Filimi biraz geriye saralım.

Son genel seçimin bir genel seçimi öncesine.

Ordu CHP de pek rastlanılmayan bir demokrasi hava.

Ağızlarda temayül önseçim lafları.

Başta Seyit Torun. Mustafa Adıgüzel ve diğerleri. İllada ön seçimde ön seçim…

Milletvekili İdris Yıldız. Herkes kendinden emin. Ön seçimin bir demokratik hak olduğu ile ilgili yapılan açıklamalar. Ve ön seçim yapılıyor. Sıralama belirleniyor. CHP iki vekil çıkarıyor.

Gelinen süreç 31 Mart yerel seçimleri. 20 yere belediye başkan adayı ayarlanacak. En önemli mevki ve makam ise Büyükşehir ve Altınordu. Başvuru süreci başlıyor ve üç isim hemen adaylıklarına uygun kriterleri yerine getirip Altınordu ya aday adayı oluyorlar.

Hüseyin Akdeniz - Aytekin Öztürk - Bülent Akpınar. Sadece bu üç kişi. Üç arkadaşımızda hasbelkader seçim çalışmalarına başlıyorlar.

Herkes bekleyedursun ortaya Birol Yılmaz’ın ismi atılıyor. Yılmazın henüz başvurusu yok. Alttan giriliyor üstten çıkılıyor. Bekle babam bekle. Bazı ilçeler kimselere sorulmadan açıklanıyor. Altınordu suskun. Her geçen gün gizli görüşmeler sonucunda Yılmaz ismi daha da netleşmeye başlıyor.

Resmi başvuru yapan diğer üç isim şaşkın.  yapsalar boş ne söyleseler boş.

Peki şimdi gelelim şeytanın gör dediği yere.

Temayül yoklaması yapılsın diye kendilerini parçalayan zatlar niye bu dört kişi arasında ön seçim yapmayı düşünmüyorlar.

Ön seçim kendilerine gelinde demokratikte onlara gelince antipatikmi?.

Niye kırıyorsunuz insanların kalplerini. Kur sandığı birinci çıkan aday olsun.

Ama yok. Birileri hala cıdık peşinde. Mevcut durumdan istifade etmek peşinde.

Aytekin Öztürk- Bülent Akpınar- Hüseyin Akdeniz- Birol Yılmaz hepsi pırıl pırıl insanlar. Niye birini yaparken diğerini yıkıyorsunuz.

Temayülse temayül. Önseçimse ön seçim.

 Seçmen sandıktan kim çıktıysa ona versin. En azından vicdanen rahat uyur.

CHP’de cıdıklığın ansiklopedisini yazanlar sizin vicdanınız rahat mı..?