Bir kaç gündür iftar çadırları tiyatrosunu yazıyoruz ya..

Okuduğuna Fransız kalan yada yazıyı okurken bir taraftanda bayat Türk dizilerini izleyen kimi arkadaşlar soruyorlar.. İftara niye karşısın?..
Be kardeşim bu yazılanları burnunuzla değilde beyninizle okusaydınız anlardınız..
Biz iftara karşı değiliz, israfa karşıyız..
Yani müslümanlığın reddettiği , haram kıldığı israfa karşıyız..
Yoksa binlerce yıl tutulan, müslümanların önemli bir ibadeti olmuş iftara karşı çıkmak kimin haddine..
Biz diyoruzki, mübarek ramazanın birinci işlevi iftar vermek değildir.. Çadır kurmak hiç değildir..
Ramazan ayı hayır ayıdır. küskünlerin kucaklanması ayıdır. Ramazan ayında yapılacak en küçük yardım bile en büyük sevaplara yazılır..
Ramazanda insanlar eşittir.. Ramazanda sofralara değil kalplere bakılır. Yapılan iyilikler, yardımlar gizli yapılır.. Allah onun amel defterine sevabını yazar..
İftar vermek sevap olabilir ama bunu çadırlar kurarak reklam malzemesi yapmak, savurganlık yapmak caiz değildir..
O çadıra gidemeyenler , o yemeği sofrasına koyamayanlar vardır. Onurunu, fakirliğini Allaha bağlayan insanların ihtiyaç sahibi olmayanların yanına yemek için gitmesi kendisi için bir zuldür..
O yemeklere bakıyoruz. Kaç ihtiyaç sahibi geliyor. hiç. hep aynı adamlar. Hep aynı gruplar.. Beyzadeler ise sanki çok önemli sorunları çözmüşler gibi oturdukları rahat protokollerden kendi resimlerini atıyorlar. Hemde mutlu mutlu gülerek..
Biz niye iftara karşı çıkalım.. Müslüman olan zaten ibadeti yaparsa müslümandır. Müslüman ibadet ederse değil etmezse suçludur zaten.
Bizim derdimiz israf. Yani o tabaklardaki üç kaşıklık yemekler yerine vatandaşlara daha yararlı işler yapılabilirdi..
Onun için arkadaşlar. Lütfen okurken burnunuzla değil beyninizle okuyun yazılanları..