Şimdi heryerde Suriyeli gardaşlarımız var.. 
Barışı getirdik. Huzuru bulduk. Savaşları durdurduk. Katliamları önledik. 
Paramız pul olmaktan halkımız kul olmaktan kurtuldu. Oh be bir rahatladıkki sormayın.
Biz bu kadar refah ve mutluluk içinde sevinç gözyaşları dökerken komşumuz Suriyeli gardaşlarımızı aç açık bırakırmıyız..onlara el attık..
Ulvi devletimiz el koydu tabi bu mağdurluğa..
Getirecekler üç milyon boki. Verecekler toki..
Başlarını sokacaklar, açlarını sokacaklar, sonrada tüyleri azcık bitlenince bize sokacaklar..
Şimdi her konuşması gişe rekorları kıran sayın başbakanımız diyorki” Biz Suriyelilerin kalifiye olanlarını alacağız”..
İyide sayın başbakan bu ülkenin atanamayan kalifiyeli 30 bin öğretmeni boşta. Bu ülkenin görev bekleyen 20 bin doktoru boşta..Üniversite hocaları, proflar boşta..
İşsizi boşta, aşçısı boşta.. Önce şu bizimkileri bir dolduralımda Suriyelilere ayrıca bakarız..
Sayın başbakanım. Bu ülkede yıllarca atanamadım diyerek başına silah dayayıp intihar edne öğretmenleri gördünüzmü..
Bu ülkede atanamayan ve tezgahtarlık yaparak geçimini kıt kanaat sağlamaya çalışan kadınlarımızı gördünüzmü..
Bu ülkede çocuğuna simit alamadığı için utancından kendini köprüden atan babalar gördünüzmü..
Oğlunu okutamayan, kızını evlendiremeyen ve bu yüzden kendisini satmak zorunda kalan analar gördünüzmü?..
Ya kurtarılmayı bekleyen binlerce tinerci genlerimizi?. Dağılan yuvaları, karnını doyurmak için marketten ekmek çalmak zorunda kalan lise öğrencilerini..
Ne Suriyelisi. Ne vatandaşlığı. Ne tokisi..
Getirmeyin o kadar boki. Vermeyin falan TOKİ..
Gerçi yazılacak o kadar çok şey varki. Bir of çeksem karşıki tokiler yıkılır.. Ondan korkuyom..