Olay şöyle gerçekleşiyor;
70 yaşlarında bir amca sokağa çıkma yasağı olduğu için polis karakolunu telefonla arayarak 2 ekmek ,yarim kilo çay, yarım kilo zeytin ,küçük bir kutu da peynir istiyor. Emniyet mensubu polisler listeyi alarak markete gidip alışverişi yapıyorlar. malzemelerin hepsinin tutarı 64 lira tutuyor. Polisler aldıkları malzemeler ile birlikte kendisini arayan ve yiyecekleri isteyen adrese gittiklerinde kapıyı yaşlı bir amca ile eşi açıyor. Polisler "Amca eşyalarınızı aldıracak çocuğunuz yok muydu?" diye soruyorlar. Adam bizim hiç çocuğumuz olmadı. Sokağa çıkma yasağı olunca bende sizi aradım. Sizde bu işinizin gücünüzün arasında markete gidip istediklerimi alıp buraya kadar zahmet edip getirdiniz. Allah razı olsun diyor. Alınan yiyeceklerin kaç lira tuttuğunu sorunca polis memuru elindeki fişi göstererek 64 lira amca diyor. Amca parayı getirmek için evin içine giriyor , geldiğinde oğlum bu kadar fazla tutacağını hesap edemedim . Bende hepsi 40 lira para var . Peyniri geri gotursen olmaz mı diyor. Polis memurları amca sen aylık almıyor musun? diye sorunca, emeklilik aylığı almadığını 65 yaşı aylığı aldığını, elektirigi, suyu ödeyince de 40 lira paramız kalmış diyor. Polis memurları amca o 40 lira da sende kalsın. Sizlerde bizim anamız ve babamızsınız. Afiyetle yiyin diyerek oradan ayrılıyorlar. Bu olay bize 2 şeyi gösteriyor. Vatandaşların sokağa çıkmamaları için yapilacak olan 1000 lira yardımın işsizlik maaşlarının ve 65lik aylıklarının biran önce vatandaşa verilip vatandaşın evine yiyecek , erzak ve eşyaların sağlanması gerektiğidir . Bu olay ikinci olarak da Turkiye de görevini en iyi şekilde yapan sağlık, emniyet, devlet güçleri olduktan sonra bu salgın Türk milletini yıkamaz.
64 lira tutan erzak ücretini 30ar 30ar cebinden ödeyen polis memurlarımız olduktan sonra Corona virüsü de neymiş...