İffet:İnsanı diğer mahlûkattan ayıran en mühim özelliklerdendir. İffetin önemi; “haramlardan uzak durmak, helâl ve güzel olmayan söz ve davranışlardan sakınmak haysiyetini zâyî etmek ve diğer mahlûkâtın durumuna düşmek demektir. HAYÂ NEDİR? Îmandan bir şûbe olan hayâ ise, kötü ve çirkin sayılan şeylerden uzak durmak, tavır ve davranışlarda ölçülü olmak, herhangi bir işte haddi aşmamaktır..

Peygamber sav efendimiz'in bizlere öğrettiği şu iki husus çok önemlidir:iffetli ve hayalı olmak

Girdiği her heri aileyi ,evi,sokağı ve caddeyi çirkinleştirir,hayasızlaştır,edepsizliktir.

Bunların tam tersini düşünürsek,iffet ve hayanın girdiği her yeri güzelleştirecektir.İffetli ve hayalı olmak toplumlara güzellik maneviyat katar,aynı zamanda huzurun, mutluluğun yaşanmasının  adresi olur.

Bu iffet ve haya sosyal hayatın her alanında olmalıdır,Karşılıklı ilişkilerimizde,ticaretimiz de,sosyal hayatında  içinde bulundu sokak ve caddelerde işyerlerinde mutlaka olmalıdır.

Yaşanılan hayatın her noktasında uygulanması gereken iffet ve hayanın maalesef uygulama noktasında sıkıntılarımız var inancı gereği yaşamaya çalışanlar yokmu elbetteki var onları tenzih ediyorum.İffet ve haya  saadece kadınlara ve kızlara has bir emir olamaz, olmamalıdır zaten erkekleride ilgilendirir. Ancak bunlardan yoksun olunduğunda etkisinin en fazla  ne yazık ki Anne ve kızlarımızın moda adı altında giyim ve kuşamlarında görmekteyiz! Adeta dejanere edilmiş sanki! Bir müslüman kadının ve kızın giyim ve kuşam tarzı ne islâmi nede vijdanidir.Kim kime benzemek istiyor?

Gözümuze çarpanlara bakarsak:Kadın giyimli erkekler,erkek giyimli kadınlar hepsi birbirine karışmış,hepsinde uzun saç kısa saç ,hepsinde küpe.Erkekse aynı kadında aynı dövme dersen zaten her ikisinde de mevcut yüzünü görmeden tanıyamıyor.Giyim tarzlarına gelince oda bir başka yırtık,dökük,kimilerinde ise giymeye bir şey bulamamış gibi saadece yarım metre bir bezi seçmiş avret yerlerini kapatmıyor.kimileri dar giyimi sayesinde  vücut hatları tamamen her ikisinde de  ortada.Her iki tarafın özgürlük adına yaşadığı hayatın birde başka versiyonu olmalıdır; Gençlerin zehirlendiği yerlerden birisi olan bar buluşmalarının sayesinde İçki,kumar, eroin esrar alışkanlığı başlıyor.bittimi? Bitmedi şimdi özgür yaşamak isteyen gençlik, Günümüzde perde yırtılmış bir kere  kadın kız farketmiyir park,bahçe,sokak buluşması adı altında sevişmeler,zinalar başlıyor normalmiş gibi kabullendik sonunda nikâhsız meydana gelen zürriyete sahip çıkanda olmuyor. Saç ve sakala gelince tarifi mümkün değil,hangi amaç hedeftir akıl tutulması olsa gerek!

İslam peygamberi; (El hâyâ minel iman) Haya imandandır buyurururken nerde kaldı bu ,haya,iman ve iffet!

Peki bu dini ve Vatanı bizlere kurtarıp emanet edenlerin amaç ve,gayeleri bu olmasa gerek, inaçlı bir toplum ve inaçlı bir gencliktir. peki Müslüman bir neslin hayatında yaşamında ateistlerin, giyim kuşamlarını örnek almaları ne kadar doğrudur. Ey gençlik bakınız bu dinin nesli Hz peygamberin kızı Hz Fatıma bırakın canlı yaşantısında taviz verneyi  bırakın Ölüm hak ve  gerçektir eğer ölürsem  beni gece defnedin kimse görmesin diye vasiyet etmiştir. İ da bir genç kız yaşantısıyla örnek olmuş birde ölüm halindeki cansız bedeninin insanlar tarafından görülmesine gönlü razı değildir.Bu nasıl bir ahlâk,haya dusturu ve inançtır kardeşlerim!

peki bir müslüman hanimefendinin hayatında örnek alması gerekenler var iken neden Allah'a isyan ederleri örnek alıyoruz!

Bu konuda Peygamber sav efendimiz şöyle buyurmaktadır."kim kime benzemek isterse o zaten onlardandır"

Ben Müslümanım diyenlerin dini bakışı böyle mi olmalı! Giyim,kuşamına dikkat etmelidir. sokak ve caddelerinde ki  yaşantıları İslâma aykırı olamaz.cıplaklıgada  iffet ve haya asla denenez kimsede kabullenmek.

 Sokaklar giyim kuşamı konusunda âdeta  kabuğu soyulmuş sebze meyve halini almış bunlar bizlerin kadınları,kızları ve çocuklarıdır. para karşılığında reklamlarda kullanılan kadın ve kızlarımız değilmi çok yazık değilmi bu bir ana veya kızı tabiri caizse kendi menfaatleri uğruna soyup soğana çeviriyorlar. peki kabuğu soyulmuş bir meyve tez zamanda çürürür..yani edep haya kalmaz bu yozlaşma nereye kadar sürecektir?

 Ne güzel bir sözdür:"perdesiz ev olmaz" olur diyenlere: o evin içi dışı her yeri gözükür gizlisi, saklısı kalmaz özel hayatta olmamaz beyler.

Şimdi gelelim  sözlerin gerçek sahibi bizleri yoktan var eden Allah zül Celal'in Kur'an daki emirlerine hep beraber gözatalım.

Mü'minûn sûresi ayetlerin mealleri şöyle...

30. Mü’min erkeklere söyle, gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar ve mahrem yerlerini (ırzlarını) korusunlar! Bu onlar için daha temiz (bir hareket)tir. Hiç şüphesiz Allah, onların yaptıklarından haberdardır.

31. Mü’min kadınlara da söyle: Gözlerini (harama istekle bakmaktan) sakınsınlar, mahrem yerlerini korusunlar. Ziynetlerini/ziynet sayılan yerlerini meydana çıkarmasınlar/göstermesinler. Ancak (kendiliğinden) görünen (el, yüz) bu emrin dışındadır. Başörtülerini, yakalarının üstüne kadar (boyunlarını örtecek şekilde) koysunlar.[9] Ziynet (ve ziynet sayılan yer)lerini kendi kocalarından veya babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kendi (mü’min)[10] kadınlarından veya ellerinin altındaki sahip oldukları (cariyeleri)nden veya kadına ihtiyaç duymayan (tamamen şehvetsiz) erkek hizmetçilerinden veya kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayacak çocuklardan başkasına aç(ıp göster)mesinler. Gizledikleri ziynetlerinin bilinmesi için ayaklarını vurmasınlar. Ey mü’minler! Hepiniz Allah’a tevbe edin (ve emirlerini yerine getirin) ki kurtuluşa eresiniz. [Bknz Nur süresi ayetler. 33/32-34, 59]

İffet ve haya ayna gibidir,kişi kendisini nasıl görmek istiyorsa öyle bakar peygamberin sav efendimizin bu husustaki bir hadisi çok can alıcı iki hafisine yer vermek istiyorum"Mümin müminin aynasıdır"Müminin kendini görmek istediği tarz aynaya yansır sokağı caddesinde böyledir.Nadıl yaşarsanız öyle ölürsünüz,nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.bşr başka açıdan ifade edelim Kişi yaşadığı hal üzere ölür ve öldüğü hal üzere haşrolunur buyrulmuştur. (Münâvî, Feyzü’l-Kadîr )

Cevabı Hak insanları başı boş bırakılmadıgını beyan ederken dünya ya geliş amacının olduğunu asla unutmamalıdır.Bir müslüman Hayatını  dâimâ son nefes ve âhiret endişesi içinde yaşamalı, Yani yaşadığı heyattan hesaba çekileceğini unutmamalıdır.

Allah'ı unutan ve bu yüzden Allahın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi  olmayın,onlar yoldan çıkan kimselerdir (Haşr, süresi 19)

Allah'ın kullarından istediği tek şey Kul, hayatın hiçbir ânında Cenâb-ı Hakk’ı unutmayacak,vede kul bu şekilde büyük bir huzur bulacak.

O’nun nimetlerini canın,malın ,güzelliğin bir emanet olduğunu unutmayacak, şükür hâlinde yaşayacak.

Kul hayatının her alanında bir müslüman olarak daima O’nun va‘dettiği mükâfatları unutmayacak, emir ve yasaklarını riayet ederek rızaya  lâyık olabilmek için gayret edecek. dâimâ teşekkür edâsı içinde yaşayacak.

Dünya da olduğu gibi her şey O’nun azametini, celâlini, gazabını unutmayacak; O’nun rahmetine sığınacak. O’nun sevmediği hâl ve fiillerden uzak duracak, takvâ ve istikamet üzere yaşayacak.

Evet bize düşen görev bu dünya da bir yolcu ve misafir olarak yaşayışımızı ve hayatımızı yine bu dünyanın sahibi Allah'ın emirlerine göre yaşayıp nihayetlendirmek olmalıdır akibetimiz hayrola diyorum.

Selam ve mahabbetlerimle