Bugün, tam da bugünlerdeki sıkıntılarımızı anlatan bir Hadîs-i Şerif'le söze başlıyoruz:

Rasûlullâh -sallallahu aleyhi ve sellem-:

"-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!?" buyurdu. -

-Niçin eriyecek yâ Rasûlallah diye sorulduğunda:

"Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye güç yetiremediği için!" buyurdu.

(Ali el-Müttaki, Kenz, III, 686/8463)

*VAHŞET APAÇIK, DÜNYÂ SEYİRCİ!*

Tam da bunu yaşamıyor muyuz? Elimiz kolumuz bağlı âdetâ. Hiçbir şey yapamıyoruz. Vahşet apaçık ortada. Bütün dünyâ seyirci. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bir katliam ve işgâl ve de gasp sözkonusu. Ondan öte bir medeniyeti hiçe sayma var. Medeniyetlerine hakâret edilenler seyirci. Bizler inancımız ve de bin yıllık geçmişimizin sesiyle olanbitenleri seyretme lüksü olmamak durumundayız.

*EN İLGİLİ MİLLETİZ AMA!*

Ama, bütün dünyâyı karşımıza almayı göze alacak güç ve imkânı kendimizde göremiyoruz. Elbette bu noktada en ilgili milletiz, hadisde belirtildiği gibi içimiz eriyor ama elimiz-kolumuz bağlı.

*SİSTEM AYARLI, NEREYE  DUYARLI?*

Çünkü, sistem daha kurulurken böyle kurulmuş. Eğitim, ekonomi herşey bu mantalite ekseninde şekillendirilmiş.

Resmî ideoloji yanlısı olanların hepsi İsrâil'den yana.

*FİLİSTİN'E KÜRDAN, YAHÛDİYE GERDAN!*

Bizim araplarla işimiz olmaz demekle kalmayıp yahûdîlere gerdan kıvırmakta beis görmüyorlar. Arap nefreti doğal bir yahudi muhabbeti olarak tezâhür ediyor.

*DİL ARILAŞTI; YOL YARILAŞTI!*

Arz-ı Mevu'd ne anlama gelir bilmezler. Çünkü dil arılaştı! Siz îzah etmeye kalksanız da bu sefer derler; "ne Şam'ın şekeri, ne arabın yüzü!" Bu ülkeye onlar gelmesin de kimin olursa olsun!

*MESELE DERİN, YOL UZUN!*

İslâm ve Arap nefreti resmî ideoloji ve onun eğitim sistemimin doğal sonucudur.

Bu mesele oldukça uzun. Ama özet olarak bu gerçeği ifâdelendiren Hukukçu-Yazar Enver BAKIRCI üstâdımızın paylaşımına bakalım:

*BURASI VARKEN, ORAYA NE GEREK?!*

"Türkiye’de cumhuriyetin ilanı Yahudilere bir kapı araladı. 1930’larda Türkiye’deki Yahudilerin bir kısmı “Türkiye Cumhuriyeti varken, ayrı bir İsrail devletine ihtiyaç yok” diyorlardı.

Tabii olaylar onları aştı.

*TERMİNÂL DEVLET, GARAJ ÜLKE!*

Emperyalistlerin ağababası İngiltere Ortadoğu adını verdiği İslâm coğrafyasını kontrol etmek için Filistin’de bir terminal devlet kurmayı planlamıştı. Bu plan ancak Osmanlı devletinin yıkılması ile fiile çıkabilirdi. 1. Dünya savaşı galibiyeti onlara bu fırsatı verdi. Osmanlı yıkıldı, Filistin’e göç hızlandı, 1930’larda Hitlerin Almanyadaki siyaseti, Avrupa’dan çok sayıda Yahudiyi Filistin’e sevk etti.

*VASAT TAMAM, HASAT DEVÂM!*

 2. Dünya savaşı sonrasında böylece İsrail devletinin kurulma vasatı oluşturuldu." Üstâdımızın D.Mehmet DOĞAN'dan iktibâs ettiği bu cümleler gerçeğin ifâdesinin ta kendisiydi.

*KÜRESEL KONJOKTÜR SİYONİST EKSENLİ*

Bugün Gazze’de olan-bitenler, devletlerin tavırları, tepkiler ve de özellikle tepkilere tepkiler mevcut dünyâ konjoktürünün ne kadar yahûdîleştiğinin apaçık ifâdesi.

Nitekim Abdullâh Yusuf imzalı bir paylaşım bunun en açık göstergesi olmanın yanında bir ilkesizlik numûnesi:

*TÜM ÇAĞDAŞLAR ÇAĞDIŞI!*

[Şu hâle bakar mısınız? Bütün Hristiyanlar; "İsrâil'in yanındayız derken Müslümanlar; "Filistin'in yanındayız " diyemiyor. Yazık!]

*AĞIR SÖZLER, SAĞIR KULAKLAR!*

Sâlih BURKAÇ'ın söyledikleri hep içimizi burkuyor. Dikkâtleri kendimize çeviriyor. Bunlar ağır cümleler ama, yabana atılmaması, iyi değerlendirilmesi gereken cümleler. Hem de çok haklılığın ifâdesi:

*NÛRİ HOCAA; HALLERİMİZ N'OLA?"*

"E, müslüman ülke müslüman mı, yada din adamları dini yaşıyo mu? Komsu aç yatarken nuri hoca tok yatıyosa müslüman cocuğun kafir tarafından başı ezilirken  nuri hoca nefes alıyosaa  peygamberimiz benden deyildir demiş biz hangi ümetteniz sayın hocam  müslümanlık kolay deyil. Ankarada bi çıkmazımız olsa türkiyeyi ayağa kaldırır işimizi  halederiz. Azap,  azap  hepimiz hesap vercez.

*ŞÜKÜR; SENDEN AZ YANCAM!?*

Şükür senden az yancam öndesin din alimisin, lidersin önce ülkeyi yöneten, sonra din alimleri, sonra sen senden sonra ben hesaptayız hocam  orda ölen şehit de; sen ben noolcaaz hocam onu yaz bana!..."

*SÂLİHLER; İSİMLERİYLE MÜSEMMÂLAR*

Belli ki Sâlih BURKAÇ dâvâsı olduğu kadar derdi de olan bir arkadaşımız. Allâh râzı olsun. Sayılarını çoğaltsın.

Enver BAKIRCI Üstâdımızın ifâde ettiği gibi; "Filistinli kardeşlerimiz bizi Osmanlı torunu olarak görüyor ve Kudüs davasına ihanet etmeyen tek millet olarak görüyorlar.

*KUDÜS BİZİ BEKLİYOR!*

Bu davada bizlerden çok şey bekliyorlar. Kudüs’ün kurtuluşu bizim yardımlarımızla olacaktır”

İşte; Sâlih BURKAÇ'ın duygu ve düşünceleri bu misyonun ifâdesi ki; çok şükür aziz milletimizin kâhir ekseriyeti bu şekilde düşünüyor.

*MUTLULAR, PUTLULAR, SİYONİSTLER!*

Resmî ideolojiyi dinleştiren ve doğuşunu son yüzyılla sınırlayan mutlu ve putlu azınlık istemese de târihî kökleri derin olan Anadolu insanının îtikât ve hissiyâtı Kur'ânî eksende, İslâmî boyuttadır.

*GAZZE'DE MÂNEVÎ ORDULAR*

Son olarak, Yüksek İslâm Enstitüsü’nden bir arkadaşımızın, yine aynı konuyla ilgili duygu, düşünce ve duâsıyla sözümüzü bağlayalım:

"İsrail'in askerleri her taraftan Hamas mücahitlerinin çıktığını söylüyormuş. Ben de öyle iman ediyorum ki Rabbimin manevi ordularını görüyorlar.

Ey Rabbimiz kurbanın olurum Gazzedeki manevi ordularını artır. Düşman ordularını zelil hakir ve mağlup eyle."

*ZAFERİ YAKIN EYLE YÂ RABB!*

Gazze mücahitlerinin şanlı zaferini yakın eyle. Seyircilerin de ıslahını nasip eyle. Halkı müslüman olan ama kendileri siyonist beyinli olan idarecilerin yerine de hakiki müslümanlar nasip eyle. İslam birliğinin en yakın zamanda oluşmasını nasip eyle."

*BİRLİK-DİRLİK NASÎP EYLE!*

Biz biliyor ve inanıyoruz ki müslümanların mağlubiyeti, güçsüz olduklarından değil paramparça olmalarındandır.

(SâlihYAZICI)

*ÜMMETE SELÂMET, BEŞERİYETE HİDÂYET*

Rabbimiz hepimizin üzerine cumâ bereketi yağdırsın. İslâm Âlemine birlik-berâberlik, dirlik-düzenlikler ihsân eylesin.

Böylelikle bölgemiz başta olmak üzere tüm dünyâyı zâlimlerin kıskacından kurtarıp tüm insanlığa selâmet ve hidâyetler nasîp eylesin.

*HASBÜNALLÂHÜ VE Nİ'MEL VEKÎL*

Bu duygu ve düşüncelerle berâber, o günleri tez zamanda göstermesi niyâzıyla Rabbimize yalvarıyor, cümleye sevgiler-saygılar sunuyoruz wes'selâm...