Ordu Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, gazeteci Şafak Deliçakar’a verdiği röportajda düşlerinde ki ve düşüncelerinde ki Ordu hayalini anlattı.

Ordu’da ilk defa gazetemize ve yazarımız Deliçakar’a röportaj veren Başkan Güler, bunun yanı sıra bakanlığından bugüne kadar geldiği süreçte yapılan, yapılmaya devam eden ve yapılacak olan çalışmalar hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.

Röportajda dikkat çeken bir önemli ayrıntı ise Başkan Güler’e karakteristik özelliklerinin sorulması ve Başkan Güler’in de bu soruya samimiyetle cevap vermesi idi. Röportajın finali ise Güler’in hemşerilerine verdiği mesajlar oldu.

Şafak DELİÇAKAR: Efendim haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Davetimizi kırmadığınız için çok teşekkür ediyorum. Röportajımıza sizin Mehmet Hilmi Güler olarak hayalinizde ki Ordu hedefinizi merak ettiğimizi belirterek başlamak istiyorum. Düşlerinizde ve düşüncelerinizde nasıl bir Ordu var?

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: Hoş bulduk Sayın Deliçakar. Evet göreve başlarken Ordu’ya ‘sevgiyi büyütmeye geldiğimi, sıra dışı bir kent ve il amaçladığımı’ vurgulamıştım.

Bunun için klasik belediye başkanlığı dışında yepyeni bir belediyecilik anlayışını sergileyeceğimi, bunu sadece Türkiye’ye değil, dünyaya göstereceğimi ifade etmiş, ciddi bir hedef koymuştum.

Çok şükür bu hedeflere çok kısa zamanda somut uygulamalarla ulaşıyoruz. Ordu bir değişimi, bir dönüşümü yaşıyor.

Klasik belediyecilik diye tanımladığımız konular yol, su, çöp, imar, asfalt, kaldırım vb. gibi zaten yapmamız gereken, klasik görevimiz olan işlerdi.

Bu bizim için olağan, olması gereken, çok zor olmayan işler. Benzer işleri 1994’te Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken birlikte uygulamayı başararak göstermiştik.

Benim çok sevdiğim, kendi ilimde yapmam gerektiğine inandığım; huzurlu ve özgür bir ortamda, kenti ile gurur duyan, toprağı ve denizi kullanan, kışı da hayatına dahil edip Ordu’yu dört mevsim yaşayan, başkasına muhtaç olmayan, işsizliği ve ekonomik kalkınmayı başaran, özgüveni yüksek mutlu bir halk oluşturmak ve doğduğu yerde doyan, iş için gurbete çıkıp gurbet türküleri söylemek zorunda olmayan bir Ordu ortaya çıkarmak istiyorum.

Yerelliğe sıkışmış bir Ordu değil, kentiyle ve kendisiyle gurur duyan, özgüveni yüksek, sıradışı güçlü bir il. Dünyaya açık bir Ordu amaçlıyorum.

Bilimsel olarak yaptığımız incelemeler göstermiştir ki, Ordu sosyolojik olarak çok yönlü, çok sesli, çok renkli, çok zengin bir il. Kaynakları zengin, insanı yetenekli çok ama çok farklı bir il.

Ordu’da çok çeşitli gruplar arasında uygulamak istediğim strateji “uyum içinde çeşitlilik”. Birbirimize saygılı, kavgadan uzak, sevgiyi, uzlaşmayı esas alan bir toplum.

Dolayısıyla bu zengin kaynakları ve insan potansiyelini üretime, istihdama kazandırmak ve sosyo-ekonomik zenginliğini otaya çıkarmak temel hedefim. Bunu da hemen hemen başardığımıza inanıyorum.

Şafak DELİÇAKAR: Efendim yine sizin Bakanlığınız döneminde bir ilke attığınız çalışma aklıma geldi. Döneminizde enerji haritasını siz çıkarmıştınız. Bu harita 81 ile de gönderildi. Enerji çeşitliliğimizin Ordu’da da artırılması için atmayı düşündüğünüz adımlar nelerdir?

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: Öncelikle Yenilenebilir Enerji üzerine adımlar atıyoruz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde 2005 yılında 5346 sayılı yasa ile Yenilenebilir Enerji Yasası’nı çıkarmış, bu yasa ile Belediyelerin yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik enerjisi üretimi gerçekleştirmesini sağlayan gelişmelerin önünü açmıştık.

Bundan yola çıkarak toplumsal problem haline gelen vahşi çöp depolama alanlarının kapatarak katı atıklardan enerji üretme yoluna gittik. Ünye’de 35 yıl, Fatsa’da 24 yıl, Perşembe ilçesinde 20 yıldır denizin kenarında veya doğada bulunan çöp alanlarını kapattık. Altınordu ve Ünye ilçemizde bulunan ayrıştırma tesislerimizde yenilikler yaptık. Çaybaşı İlküvez’deki katı atık depolama tesisimizi enerji tesisine dönüştürdük. Bugün gelinen noktada çöpten enerji üretiyor ve özel şirkete satıyoruz.

Aynı zamanda Ordu’nun rüzgârı serttir. Akkuş’un yaklaşık 2 bin rakımlı tepesine Rüzgâr Enerji Santralları (RES) kurulması sağlandı. Şimdi aynı ilçede yeni bir tepeye RES’ler kuracağız. Ayrıca mini HES kurarak ürettiği elektriği kendi tesislerimizde kullanıyoruz. Yeni inşa ettiğimiz Şehirlerarası Otobüs Terminali’nin çatısına paneller kurarak kendi elektriğini kendisinin üretmesini sağladık. Özellikle yenilenebilir enerji alanlarına yönelik çalışmalarımız devam edecek.

Şafak DELİÇAKAR: Yine aynı dönemlerde sizin bir de Enerji Verimliliği projeniz vardı. Ordumuzda bu kulvarda da kat ettiğimiz mesafeler nelerdir?

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: Eskiden halk arasında ‘Edison ampulü’ denilen 20-50—100 watt’lık ampulleri vardı. Bunlar oldukça yüksek enerji tüketiyordu.

Bakanlık görevine başladığında Türkiye’nin enerjide dışa bağımlığı yüzde 80 oranlarındaydı. 2006 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 65’lere kadar geriledi. Ancak Türkiye’nin enerji ihtiyacı giderek artıyordu. Yıllar geçtikçe doğal enerji kaynakların kıtlığı, enerjiye olan talebin artışı ve hammadde fiyatlarındaki yükselmeler sonucun ülkemizde enerjinin daha verimli kullanılması zamanının geldiğini fark ettim. Bunun üzerine Enerji Verimliliği Yasası hazırladım. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu yasayı sonuna kadar destekledi.

2007 yılında çıkardığımız Enerji Verimliliği projesi giderek tüm Türkiye'de önemli ölçüde kabul gördü. Aydınlatma, beyaz eşya, inşaat ve sanayi sektörleri üretim modelini değiştirmeye başladı. Sanayi ve konutlarda tasarruflu lambaların kullanılması ağırlık kazandı. Aydınlatma, beyaz eşya, inşaat ve sanayi firmaları ürünlerini verimlilik yasasına göre yeniden dizayn etti.

2009 yılına gelindiğinde ülke genelinde 50 milyon ampul değiştirildi. Beyaz eşyalarda A+, A++, A+++ etiketli markalar enerji verimliliğine göre yeni bir sistem ile üretildi. Elektrik motorları değişti, binaların dış cephe yalıtım malzemeleri bile buna göre üretime geçti.

Bugün etrafınıza bakın. Tavandaki ampule, buzdolabına, klimaya, binaların dış cephe yalıtımlarına, sanayi motorlarının yeni çalışma sistemine, hemen her alana bir bakın. Ne kadar basit gibi görünse de o lambanın, o klimanın, o buzdolabının o sanayi motorlarının yeni nesil çalışma düzen ve sistemi Enerji Verimliliği Yasası ile mümkün oldu.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Güler, son olarak Kalkınmada Model Ordu toplantısı gerçekleştirmiştiniz. Bu toplantıya ulusal gazetecilerin yanı sıra farklı sektörlerde faaliyet gösteren ve ayrıca önemli iş insanları da katılmıştı. Toplantı amacına ulaştı mı? Farklı sektörlerin ve iş insanlarının ilimizde istihdam, yatırım ve kalkınmaya yönelik sizden talepleri oldu mu? Oldu ise bunlar nelerdir?

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: Ulusal medyamızda ekonomi gazeteci ve yazarları son dönemde Ordu’yu mercek altına almışlardı. Ekonomi Gazetecileri derneği ise her yıl şehirlerin kalkınma stratejileri üzerine bir panel-sempozyum tarzı ‘Anadolu Buluşmaları’ programı uyguluyor. Programa gazeteciler değil iş insanları da katıldı. Bu yıl yerel kalkınma modeli açısından Ordu ili örnek gösterildi. Geldiler ve burada belediyecilik, tarım, turizm, enerji, gastronomi ve diğer alanlarda neler yapıldığını gördüler.

2.5 yıldır bizim Ordu’da uyguladığımız projeler henüz başlangıç. Bu çalışma ve potansiyel zaman içerisinde kelebek etkisiyle büyüyecek. Evet, biz klasik belediyecilik yapıyoruz ama yanında tarım, turizm, enerji, sosyal hizmetler, kırsal kalkınma ve hayvancılık, kültür-sanat, kent estetiği ve gastronomi alanlarında atılımlar yapıyoruz. Bizim buradaki asıl amacımız bölge insanının doğduğu yerde doymasıdır. Doğduğu yerde doyan bir Karadenizli profili ortaya çıkarmak, göçü önlemek istiyoruz. Esas hedef budur. Yıllarca hep göç etmişiz, sonra yanık gurbet türküleri söylüyoruz. Şimdi neşeli türkülerimizi Ordu’da söyleyeceğiz.

Şafak DELİÇAKAR: Kamuoyu merak ediyor. Hilmi Güler in karakteristik özellikleri nelerdir? Nelerden hoşlanır? Nelerden hoşlanmaz? Sevdiği yemek, müzik, spor çeşitleri, kültür ve sanatla arası nasıl? Boş vakitlerini nasıl değerlendirir?

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: İsmimi özetlediğimi düşünüyorum. Heyecan dolu, pes etmeyen, pozitif, kötülük düşünmeyen bir insanım. Erdemli davranışlar benim için vazgeçilmezdir. Açık konuşmak gerekirse tutarsızlığa ve samimiyetsizliğe kızarım. Araştırma kitapları okurum. Genelde pastel renkleri severim. Uygulamalı alternatif tıp konusu özel ilgi alanımdır. Araştırma ve geliştirmeyi çok severim. Gözlem yapmak, empati kurmak, doğal taşlarla ilgilenmek yaygın hobilerim arasındadır.

Enerji Bakanlığından ayrıldıktan sonra her Ordu’ya gelişimde kendimi sahile atardım. Halen de yoğun programlardan fırsat buldukça, hatta gece mesaisinden çıktıktan sonra sahilde yürüyorum. Hatta öyle oluyor ki bazı iş görüşmelerimi bile sahilde yürüyerek yapıyorum.

Şafak DELİÇAKAR: Son olarak buradan Ordu halkına vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: Ordu’ya geldiğimde ‘ben yok, biz yok, siz varsınız’ demiştim. Şimdi bu sözlerimi yerine getirmek, daha da özgüveni yüksek bir Ordulu profili ile projelerimizi bir bir uyguluyoruz. Amacım, güzel hemşerilerimle Düşünen, Üreten ve Yarışan Ordu’yu gerçekleştirmek. Katılımcı, şeffaf ve adil bir yönetimle Ordu’muzun geleceğini birlikte çizmek. Bu benim için hayatımın en anlamlı, şerefli pâyesi. Allah’ım izin verirse bu onurlu görevi yüzümüzün akıyla başarmak en büyük hedefim…

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Güler, vermiş olduğunuz bilgiler ve yaptığınız değerlendirmeler için çok teşekkür ediyorum. Temennilerinizin ve hedeflerinizin başarıya ulaşmasını arzu ediyor, başarılarınızın devamını diliyorum.

Dr. Mehmet Hilmi GÜLER: Sayın Deliçakar, bende gerek şahsım, gerekse kurumum adına kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bu fırsatı sağladığınız için şahsınıza ve Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesine teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.