HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Transfer Ogezi Transfer Trabzon Havalimanı Tranfer
6 Mart 2016 Pazar Saat: 12:44

"Hükümetimizden cesur kararlar bekliyorum”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “ Şubat ayında market fiyatlarına baktıklarında süt, zeytinyağı, mısırözü yağı ve havuç fiyatının aynı kaldığını, en fazla fiyat düşüşünün ise yüzde
"Hükümetimizden cesur kararlar bekliyorum”

"Hükümetimizden cesur kararlar bekliyorum”

 

 Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “ Şubat ayında market fiyatlarına baktıklarında süt, zeytinyağı, mısırözü yağı ve havuç fiyatının aynı kaldığını, en fazla fiyat düşüşünün ise yüzde 48,50 ile yeşil soğanda olduğunu gördüklerini vurgulayan Bayraktar, şöyle dedi:

“Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 42,22 ile kabak, yüzde 40,62 ile karnabahar, yüzde 28,82 ile pırasa, yüzde 27,89 ile ıspanak, yüzde 20,93 ile fındık, yüzde 18,68 ile kuru incir, yüzde 16,38 ile domates, yüzde 14,62 ile patlıcan, yüzde 10,17 ile marul, yüzde 9,39 ile pirinç, yüzde 7,72 ile kuru kayısı, yüzde 7,54 ile kuru üzüm, yüzde 7,18 ile patates, yüzde 4,70 ile maydanoz, yüzde 2,77 ile salatalık, yüzde 2,65 ile kuru fasulye, yüzde 2,51 ile yumurta, yüzde 2,08 ile dana eti, yüzde 1,33 ile kuzu eti takip etti.

Üretici fiyatlarında yaşanan değişimlerin nedenlerine gelince… Artış görülen tek ürün olan sivri biberde hasat edilen ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyat da arttı.

En fazla fiyat düşüşü görülen karnabaharda artan hava sıcaklıkları ile birlikte yaşanan kalite kaybı etkili oldu. Karnabaharın yanı sıra artan hava sıcaklıklarından ıspanak, pırasa, lahana gibi kışlık sebzeler de olumsuz etkilendi. Ispanakta gelişimin hızlanmasıyla artan rekolte fiyatları düşürürken pırasada da kalite kaybı fiyatları geriletti. Yeşil soğanda artan hava sıcaklıkları ile birlikte hasat edilen ürün miktarındaki artış fiyatları düşürdü. Kuru soğanda yaşanan fiyat düşüşünde ise meydana gelen çürümeler etkili oldu. Patatesteki düşüşün sebebini ise bu yıl rekoltenin hem yüksek olması hem de ihracatında sıkıntı yaşanması oluşturdu.

Domates ve salatalık fiyatlarındaki düşüşün en önemli sebebi, bu ürünlerin ihracatında yaşanan sıkıntılar oldu. Bu sorun, 50 kuruş gibi düşük üretici fiyatı Şubat ayında da değişmeyen portakalın da aynı fiyat seviyesinde kalmasına yol açtı.

 Özellikle domates ve portakal üreticilerimiz, 1 Ocak 2016 tarihinde başlayan Rusya ambargosunun mağduru oldu. Bütün çeşitlerde domatesin ülke ortalaması üreticide 2 lira 2 kuruştan 1 lira 60 kuruşa inmiş görünse de domates fiyatları bazı çeşitlerde 50 kuruşa kadar düştü.Salatalık fiyatları da 1 lira 99 kuruştan 1 lira 65 kuruşa geriledi. Domates fiyatlarında Şubat ayında yüzde 20,72, salatalık fiyatlarında yüzde 17,07 düşüş meydana geldi.

İhracatta yaşanan sıkıntı nedeniyle mağdur olan çiftçimiz, devletten uzatılacak yardım elini beklemektedir. İhracatçıya, turizmciye verilen destek, üreticimizden de esirgenmemeli, tedbirler bir an önce açıklanarak uygulanmalı ve çiftçimiz rahatlatılmalıdır.”

 

 

Şemsi Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın et satış fiyatlarına getirdiği sınırlamayla ilgili soru üzerine, şunları söyledi:

“Bu fiyat sınırlamasına, narha uyan illerimiz, kasaplarımız var. Uymayan illerimiz, kasaplarımız var. Burada Et ve Süt Kurumu’nun devreye girmesi gerekir.Bu kurumun üreticiden, üreticiyi kollayan bir fiyata mal alması lazım. Piyasaya da; piyasanın ihtiyacı olduğu dönemlerde bu ürünleri arz etmesi lazım. Yani piyasayı regüle etmesi lazım. Bunun için Tarım Bakanımızın açıkladığı ‘Biz marketlerimizi artırırız’ demesi doğrudur. ‘60’dan 160’a çıkarırız’ demesi doğrudur. Bu Türkiye’nin gerçeği bunu kabul etmemiz lazım. Bu sektörde bir realite. Bu sektörde serbest piyasa ekonomisi çalışmıyor. Serbest piyasa ekonomisinin çalışmadığı durumlarda hem tekelleşme oluyor hem de spekülasyon oluyor. Hem üretici para kazanamıyor. Mağdur oluyor. Üretemez noktaya geliyor. Bir taraftan da tüketici pahalı yiyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. O zaman bu düzen değişmeli diyoruz. Bu düzenin değişmesi içinde bugün kullanabileceğimiz en önemli enstrümanlar Et ve Süt Kurumu ile Toprak Mahsulleri Ofisi’dir. Devreye girmeli hem tüketiciyi kollama ve koruma adına hem de üreticinin de üretimini sürdürülebilir noktada tutabilmesi adına bu gerekli. Bunlar yapılmadığı takdirde bizim üreticimizi tarlada tutma şansımız yok. Gençlerimizi tarlada tutma şansımız yok. Göçler devam edecektir. Büyükşehirler yaşanmaz hale gelecektir. Tüketicimizi de sağlıklı besleme şansımız yok. Ve tamamen ithalatçı bir ülke haline geliriz.

2007-2008 süt krizinde et hayvancılığımızda büyük darbe yedi. Ve et ithalatçısı olduk. 4 milyar dolara yakın dış ülkelere döviz verdik ve ithalat yaptık. Ama fiyatları düşüremedik. Fiyatlar üreticiyi vurdu. Üretici üretimden vazgeçti. Tüketici ucuza yemedi. Sonuçta et hayvancılığını toparlamak için uzun yıllar geçti. Bugün geldiğimiz son noktada 1 milyon 150 bin tonlara ulaştık. Bunu en kısa zamanda 1,5 milyon tonlara da ulaştırmamız lazım. İthalatında çözüm olmadığını görüyoruz. Burada üretimi artırmamız lazım. Üretimi artırmamız için de üreticinin desteklenmesi fevkalade önemli. Burada ayrıca verilen desteklerinde yerinde kullanılması önemli.

Biliyorsunuz; yemde ve gübrede KDV indirimi oldu. Bu indirim üreticiye yansımadı. Fabrikalar gübre ve yem fiyatlarına zam yapmak suretiyle verilen bu KDV desteğini, 2,1 milyar lirayı yapıkları zamlarla almış oldular. Üreticiye yansıyan tarafı yok. Bu doğrudan yem ve gübre destekleri olarak 2,1 milyar lira üreticiye verilmelidir. Bu ciddi bir rakamdır. Üreticinin de sağlıklı üretim yapmasını sağlar.”

 

 

Bayraktar, marketlerin kar marjlarıyla ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

“Bizde çok çalışıyoruz. Çiftçide tarlada emek veriyor. Ben 7 ay emek veriyorum. Bir karkastan 7 ayda benim kazandığım para 500 lirayı bulmuyor. Marketlerin kazandığı para 2 bin liranın üzerinde. Burada serbest piyasa düzeni çalışmıyor. Bu düzeni muhakkak suretle bir müdahale gerekiyor. Bu müdahalenin değişik enstrümanları var. Özellikle yaş meyve sebzede özellikle üretici market fiyatlarına baktığımızda makasın nerede daha fazla açıldığını görüyoruz. Mesela üretici hal fiyatları arasındaki makas bu kadar açık değil. Üretici pazar fiyatları arasındaki makas bu kadar açık değil. Ama ondan sonra bakıyoruz makasın açıldığını görüyoruz. Üretici market fiyatlarına baktığımızda makasın açıldığını görüyoruz. Biz kar yapılmasın demiyoruz. Özel sektöre de karşı değiliz. Sorumluluk taşıyan insanlara çok ihtiyaç var. Yani tüketici nasılsa bunu alıyor bur talep var diye zam yapmanın da mantığı yok.O zaman bizim bu sistemi değiştirmemiz lazım. Ve bununla alakalı da gerekli enstrümanları da kullanmamız gerekiyor. Yani aracıları ortadan kaldıran bir sistem kurmamız lazım. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir tabloya rastlayamazsınız. Bu tablo sürdürülebilir bir tablo değil. Yani bir taraftan üretici para kazanamıyor, mağdur oluyor diğer taraftan da tüketici yeterli ölçüde beslenemiyor. Pahalı ürünlerle insanlarımız nasıl çoluk çocuğunu besleyecek. Burada herkesi sorumlu olmaya davet ediyorum. Herşeyi üreticiye yükleyerek, üreticinin üzerinden bu kadar büyük para kazanmalarını da çok doğru bulmuyorum. Menfaatlerine biraz sınırlama getirsinler. Biraz daha lütfen ahlaki davransınlar kendilerinden beklentimiz budur. Biraz yaşatmaya baksınlar hem yaşamayı düşünmesinler.”

Şemsi Bayraktar, hayvan stoku ve et üretiminin yeterli olup olmadığına ilişkin bir soruyu da Ette bugün 1 milyon 150 bin tonlara geldik. Bu üretimi bizim en kısa zamanda 1,5 milyon tonlara ulaştırmamız lazım. Bunu spekülasyonları önleme ve fiyatların aşağı düşmesi açısından söylüyorum. Fiyatların aşağı düşmesini istiyorsak üreticimizi muhakkak surette desteklememiz lazım. Üreticimizin maliyeti fevkalade yüksek. Üreticimizin özellikle besi hayvanı maliyeti aşağı yukarı yüzde 65’lerin üzerinde. Yem maliyetleri yüzde 20’lerin üzerinde. Bunları aşağı çekmemiz lazım. Et ve Süt Kurumu ile Toprak Mahsulleri Ofisi’nin de bir şekilde devrede olması gerekiyor. Bu enstrümanları kullanmak için de ben Hükümetimizden cesur kararlar bekliyorum” dedi.

 

 (HABER MERKEZİ)

 


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız