Saadet Partisi (SP) Gülyalı İlçe Başkanı Halil Cebeci, gazetemiz muhabiri Mehmet Keskin’e verdiği röportajda ülke gündemi ile Ordu ve Gülyalı İlçesinde ki sorunlara dikkat çekti.

Çarpıcı açıklamalarda bulunan Başkan Cebeci, siyasi kariyerinde ki hedeflerini de paylaşma fırsatı buldu.

Mehmet KESKİN: Bu hafta röportaj sayfamızın konuğu Saadet Partisi Gülyalı İlçe Başkanı Halil Cebeci. Sayın Cebeci hoşgeldiniz. Öncelikle sizi tanıyarak başlamak istiyoruz. Halil Cebeci kimdir?

Halil CEBECİ: Hoşbulduk sayın Keskin. Ben 1970 Ordu doğumluyum. İlkokulu Gülyalı da bitirdim. 30 yıldır siyasetin içerisindeyim siyaset baba mesleğim. İnşallah bundan sonrada ülkemin yeni bir dünya kurmak içinde üzerimize düşen vazife her neyse omuzlanmaya gayret edeceğiz.

Mehmet KESKİN: Hedefiniz nedir? Bir belediye başkanlığımı? Yoksa milletvekilliği mi?

Halil CEBECİ: Hedefsiz insan kaybolmuş bir insandır. Hedefim ben 2 defa Gülyalı Belediye Başkan adaylığı yaptım. En son 1 Kasım da milletvekili adayı idim yine en son Mustafa Kamalak beyden sonra partimin genel başkanlığı adayı olarak genel merkeze istişare raporlarını götürdük. Merhum Erbakan’ın bıraktığı bayrağı daha ileri hedeflere götürme telaşındayım. Lider ülke Türkiye yeni ve adil bir dünya kurmak için üzerimize düşen herşeyi yapacağız.

Mehmet KESKİN: Siz, FETÖ ve BY LOCK mağdurları hakkında ne düşünüyorsunuz?

Halil CEBECİ: Bylockla alakalı zaman zaman vatandaşlarımızdan telefonlar alıyoruz, bu programa gelmeden öncede Antalya İl Başkan Yardımcımız olan Avukat Ali Aktaş bey Bylock mağdur olmuş kişilerin dışarı çıkmasına vesile oldu. Hukukun üstünlüğünden artık söz etmek mümkün değil. Siyasetin üstünlüğü hukukun üstünlüğünü esir etmiş biz hukukun üstünlüğü için son nefesimize kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Mağdur insanların mağduriyetini gidermek için 81 vilayetin başsavcılarına gidelim. Üzerime düşen ne varsa yapalım istedik ama aşamadığımız çok büyük meselelerimiz var ekranda gözüktüğü gibi değil. Numan Kurtulmuş beyde bu Ordunun milletvekili çıkıp yoktur diyorsa bu doğru bir şey değil.

Buyursun oturalım konuşalım tek tek rapor halinde verelim mağdur var mı yok mu diye? Biz yalan konuşuyorsak bizim yalanımız ortaya çıkarsın. Mahşer günü bunun hesabınızı vereceksiniz. Şu anki sistem AKP’nin üzerinde uygulasanda yüzde yetmişi bundan etkilenir. Bu adalet herkesi lazım.

Mehmet KESKİN: Bu korkuyu küresel baronlar mı yaratıyor? Bu konuda neler söyleceksiniz?

Halil CEBECİ: Hükümetler kurulur. Küreseller gelir senin şu kadar borcun var bölgede şu haldesin. Ben olmasam sen yaşayamazsın. İyiniyetle yola çıkılıyor ama iş artık önü alınmaz sorunlar yumağı haline geliyor. Algıyla seni öyle bir etkiliyor ki korkmaman mümkün değil. Artık teknoloji çağındayız. Öyle bir silahlar üretilmiş ki.

Mehmet KESKİN: Herkes iktidara yakın olmaya çalışırken, sizin Genel Başkanınız Temel Karamollaoğlu bir anlamda rest çekti. Bu konu neler söyleceksiniz?

Halil CEBECİ: Aslında ilçeler bazında biz bunu istiyoruz biz kamplaşma ötekileştirme istemiyoruz biz kardeşçe kucaklaşarak bu ülkede yaşamak istiyoruz. Şahsiyetli bir dış politikan yok ekonomik olarak her yıl daha borçlanıyorsun. Bunları bir oturup konuşalım. Ozaman biz bu ülke için AKP ile de ittifak yaparız bütün mecliste olan olmayan herkesle de ittifak yaparız. Biz binlerce bylock mağdurlarıyla ittifak yapacağız asgari ücret açlık sınırının altında olanlarla ittifak yapacağız. Biz şu anda ülke gündemini takip ediyoruz. İttifakın zamanı geldiğinde ülkemizin ve milletimizin geleceği için karşılıklı güvenle ittifak yaparız. İttifaklar bu ülkenin geleceği için kaçınılmaz. Şu anda öyle bir duruma geldik ki ittifakı daha başlamadan yapmak gerekir.

Mehmet KESKİN: Türkiye’de hukukun üstünlüğü mü var yoksa gücün üstünlüğü mü var?

Halil CEBECİ: Türkiye de hukuk olduğuna inanmayan insanların oranı yüzde 85. Hukuk içerisinde görev yapan gerek avukat gerek savcı gerek hakim çalışanlar içerisinde hukuk var mı diye sorulduğuna hukuk yok. Olsaydı eğer suçlu bir insanı aldığında suçu ispat edilene kadar masumdur.

Gelişmiş devletlere bakıldığında bu böyle. Olağanüstü hal KHK’larla 1-2 yıl yaşamsal haklarımı kısıtlıyorsun ondan sonra hukuk var diyorsun. Hukuk siyasetin üstünlüğünde değil hukuk hukukun üstünlüğünde yol almalı. Hukukun üstünlüğü anayasada belirtilmiş kıssalarla gerçekten vicdani hesaplar çerçevesinde insanlar yargılanmalı. Hukuk sistemi azalırsa suçlular çoğalır.  Hapishanelerimizin doluluk oranı yüzde yüz yirmi. 50 tane hapishane yapılıyor her biri bin kişilik. Bunlarla övünüyorlar hukukun olmadığı buradan anlaşılıyor.

Mehmet KESKİN: OHAL’in bu kadar uzun sürmesiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?

Halil CEBECİ: Hükümetin bekası için olsa keşke. Hükümetler bugün var yarın yok ama devlet ana gövdedir yapıdır. Biz olağanüstü halin iktidarın geleceği ile alakalı olduğunu gördük. Devletin geleceği ile alakalı değil. Devlet kurumların eğer sağlamsa OHAL’e ihtiyaç yok. Sen üzerine düşen görevi yapmalı güven vermelisin. Bunun tespiti ortadadır.

Mehmet KESKİN: Ordu’da 120 bin icralık var. Size göre bu neden kaynaklanıyor?

Halil CEBECİ: İnsanların icraya düşmesinin sebepleri alım gücünün yetersiz olması. Sayın devlet büyüklerimiz açıkladığı 10 bin küsürlerdeki kişi başı GSMH gerçekte yarı yarıyadır belkide altındadır. Ticaret yapan esnaf kardeşlerimiz her geçen gün eriyor. 2 günde bu ülkenin cebindeki lira 3 lira 27 liraya düştü. Akaryakıta gelen zamlar neticesinde. İnsanların alım gücü yok insanlar bankaya esir edilmiş. Ev hanımları 18 yaşındaki gençler faize bulaşmış. Ordunun 750 bin nüfusu varsa toplamda 120 bin kişi icralık bu az bir rakam değil.

Mehmet KESKİN:Fındıkla alakalı fikirleriniz nelerdir?

Halil CEBECİ: Biz Ordu Giresun ziyaretlerinde sayın başkanımla birlikte Fiskobirlik’i ziyaret ettik. Toplantılarına katıldık dertlerini dinledik tesislerini gezdik. Fındık için devlet 7-8 yılda üreticiye 10 katrilyon para ödedi. Alan bazlı desteği yaparken çiftçimizi tefeciden kurtarıyoruz diyorlardı. Şu anda tefeci bankalar. Alan bazlı destek demek çiftçiyi uyutmak demek.

Bu ürünün kilo bazında desteğini alırsan alın terinin karşılığını almışolursun. Fındık basite alınacak bir konu değil en son 1 milyar 360 lira fındık satılarak elde edilen döviz girdisi var. 3 milyar 3,5 milyar dolar satıyorduk burada kaymağı yiyen kaymağı yiyen Ferrora denilen İtalyan şirket son 2 senedir. Alan bazlı destek yerine ürün bazlı desteği planlayacağız. Fındık bölgenin şah damarıdır bu yırtıldığı an ülkenin ekonomisi de çatlar. Fındık para etmezse bölge halkı fakir kalır.

Ülkenin ekonomisini buraya gelmesinin sebebi yanlış tarım politikalarıdır. İnsanları beton şehirlere mahkûm etmişiz köyde kalanlar yanlış vatandaşlar. Bunlar tarım hayvancılık yapamaz.

Mehmet KESKİN: Gülyalı’da bu sene belediye başkan adaylığınız söz konusu mu?

Halil CEBECİ: Benim önceden iki defa belediye başkan adaylığım olmuştu. Ben şuna bakarım Gülyalı’da partimi benden daha iyi temsil edecek bir aday çıkarsa belediye başkanı adayı olabilir ama görev bize verilirse de seve seve yaparız.

Mehmet KESKİN: Gülyalı’nın sorunları nelerdir ve Gülyalı’nın makûs tarihi nasıl değişir?

Halil CEBECİ: Gülyalı’da havaalanımız yapıldı. Ama uçaklarımız sisten dolayı iniş yapılamıyor. Havaalanı seçim yatırımı olarak aceleci yapıldığı için alt yapı yetersizliği var.

Ekonomiye yansıma açısından baktığımızda Gülyalı halkına pek bir katkısı yok. Emlak açısında bir değer katmış. Her yıl Gülyalı yine nüfus kaybediyor. Çikolata park var. 4. İhalesi yapıldı. Orada dükkânlar var ihaleye çıkacak tabi ki parası olan alacak. Gariban halkın parası değerlenecek mi zenginler parasına para mı katacak.

Bir diğeri otelcilik fakültesi temeli atıldı ama atıl durumda. Gülyalı’nın bir caddesi yok. Ben yönetmiş olsaydım Gülyalı’nın nüfusunu artırmak için doğru yatırımlar yapılmalı. Şehir zihniyetiyle yönetilmeli. Büyükşehir olunca ilçeler ekonomik olarak erimeye başladı gelir yok artık.

Mehmet KESKİN: Ordu’da ki belediye çalışmalarında beklenen oldu mu? Seçim vaatlerinin kaçı yerine getirildi?

Halil CEBECİ: İlin yönetilme metodu insanların ihtiyaçlarına göre yönetilmeli. Sokaklarındaki mermer taşlarına verilen paralar garibin yetimin parası. Devlet bugün vakıf zihniyetiyle yönetiliyor. Sosyal paylaşımcı bir devlet yapısı maalesef yok. Ordu’da yapılan yatırımlar göze hitap edecek yatırımlardır. 500 trilyonluk bir bütçen var bunu ekonomik manada yatırıma dönüştürsen fabrika kursan daha iyi olmaz mıydı? Ordu bize göre eksik yönetiliyor.

Mehmet KESKİN: Suriye politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halil CEBECİ: Bu sorun başlamadan önce genel başkanımız Esad’ın sarayına gitti. Eğer Türkiye Esad’la oturup konuşsaydı kendi hükümetine Türk bayrağı takmaya razıydı. Coğrafyanın meselesini onlarla konuşmazsan bu duruma düşersin. Biz hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz barış dünyası istiyoruz.

Mehmet KESKİN: Sayın Cebeci, tekrar konuğumuz olduğunuz için teşekkür ediyor, bundan sonraki süreçte yaşantınızda ve siyasi kulvarınızda başarılarınızın devamını diliyorum.

Halil CEBECİ: Sayın Keskin, bende başta şahsınıza ve Ordu Yeni Haber Gazetesi ailesine bana bu fırsatı sağladığınız için teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.