Düzen olmayınca düzensizlik hâkim oluyor.

Kurallar uygulanmayınca, herkes kendi kurallarını koyuyor.

Yerel seçimlere az bir zaman kala şehir Çarşamba pazarından farksız oldu.

İşin özeti şu ki; darmadağın, karmakarışık, kuralsızlık aldı başını gidiyor.

Şehrin caddeleri sokakları işine geldiği gibi hareket edenlerin insafına kalmış durumda.

Kaldırımlar işgal altında.

Yetkililerin haberi var mı bilmem, kocaman araçların park ettiği kaldırımlara şahit oluyoruz.

Yaya araçların geçtiği cadde ve sokaklarda yürümek zorunda kalıyor.

Birbirinin içine geçti kurallar.

Esnaf iş yerinin önündeki cadde yada sokağa absürt şeyler koymak suretiyle rezerv ediyor.

Trafik keşmekeş.

Kırk kere söyledik Novada’nın girişindeki araç trafiğinden illallah ettik.

Araçlar konvoy oluşturuyor.

Şehir içerisinde bir yerden bir başka yere gitmek eziyete dönüşüyor artık.

Hele Sırrıpaşa’da yürürken her köşe başında hatta yolun ortasında rahat tavırlarla yer almış seyyar satıcılar yok mu?

Memleketin her köşesi onların, şehir babalarından miras kalmış gibi.

***

Buyurun seçim yapılacak.

Adaylar her zamanki gibi çıkacak kürsüye,

Alacak mikrofonu eline,

Ordu’nun en önemli sorununun trafik olduğunu ifade edecekler.

Ettiler…

Bundan önceki seçimlerde de dile getirip durdular.

Sonuç; koca bir sıfır.

***

Trafik bunaltıyor.

Bu yollar bu yükü kaldırmıyor artık.

Görünen o ki; artık net, kesin, objektif çözümler üretmek gerek.

Ben, memleketimin kaldırımlarında rahat yürüyemiyorsam,

Araç içerisinde, oluşan karmaşadan sinir sahibi oluyorsam,

Aday olmuşsun,

Yada seçilmiş olsan bile,

Bana ne be kardeşim.

Seni memlekete yaptıklarınla/yapmadıklarınla hatırlayacağım.