Konu yerel seçim.

Ahali olarak özellikle siyasi konularda ahkâm kesiyoruz her daim.

Kalabalık bir ortamdaysak yada dinleyecek birileri varsa.

Amiyane tabirle boş boş konuşuyor,

 Akıl hocalığı yapıyor,

Bilip bilmeden konuşuyor,

Atıp tutuyor,

Bilgiçlik taslıyoruz…

Her konuda.

Aklımıza ne gelirse o konuda mutlaka söyleyecek cümlelerimiz var ne hikmetse.

Dedim ya; siyaseti iyi biliyoruz.

Büyüğünden küçüğüne, yaşlısından gencine, memleketin her neresinde doğarsak doğalım alayımız anamızdan siyasetçi olarak dünyaya geliyoruz.

Bu durum bizlere has, Allah vergisi bir yetenek olsa gerek.

***

Tahıl Pazarında otur bir çay ocağına,  kulak misafiri ol bir masaya.

Göreceksiniz aramızda ne cevherler var.

O cevherler ki; “Bu memleketi ben idare etsem…” diye başlayan cümlenin arkasında ne projeler sıralar.

Çay ocağı, çay ocağı değil, meclis komisyonu sanki.

Analar ne aslanlar doğurmuş,

Aramızda ne cevherler varmış dersiniz harbiden.

Her biri ülkeyi yönetecek başbakan, bakan, vekil, genel müdür kadar bilgi sahibidir nedense.

Memleketi kurtarır, ekonomiyi düzeltir, enflasyonu aşağı çeker, fiyatları düşürür, üretir, satar, pazarlar,  paraya para demeyiz.

Vatandaş refahtan, bolluktan, rahatlıktan bunalır. Hatta bir tarafına batar.

Konuşuyoruz…

Konuşuruz sadece.

Konuştuklarımız içtiğimiz çayın buharı gibi havaya karışır gidiyor.

Sonrasında çayları kim ödeyecek diye bakıyoruz etrafa…