Bu sene Muharrem ayı, 26 Haziran 2025 Perşembe günü başladı ve Muharrem ayının 10. günü yani Aşure Günü ise, 5 Temmuz 2025 Cumartesi gününe denk gelmektedir.

Kıymetli takipçilerim: Şimdi de Muharrem ayı bu aşure günü üzerine sohbetimize başlayalım!

Muharrem ayı dört haram aydan biri olup, hicri yılın birinci ayıdır. Önemli tarihi olayların meydana geldiği, Peygamber ( s.a.v.) efendimizin Ramazan ayından sonra en faziletli orucun Muharrem ayı orucu olduğunu bildirdiği değerli bir zaman dilimidir. 

Muharrem ayı, 26 Haziran 2025 Perşembe günü başladı. Muharrem ayının 10. günü yani Aşure Günü ise, 5 Temmuz 2025 Cumartesi gününe denk geliyor.

Özellikle bu ayın yeni bir hicri yılın başlangıcı olması hasebiyle bir yıl yapılacak işlemler, gözden geçirilir. Hatasıyla, sevabıyla bir yılı geride bıraktık. Dünden, bu güne, bu günden yarına yeni şeyler ortaya koyma çabasını sürdürmek gerekir. Hicri 1446-1447’yılı için yeni bir sayfa açarak dünya ve ahretimizi mutlu kılacak davranış ve eylemler sergilemeliyiz. Çocuklarımıza ve çevremize faydalı olabilmek adına kendimizi daima yenilemeye devam etmeliyiz. İçinde bulunduğumuz yılın birinci ayından itibaren evimizde, mahallemizde müsait ortamlarda boş zamanlarımızı dini ve dünyevi yönden bizlere bilgi sağlayan kitaplar okuyarak, karşılıklı yardımlaşma ve paylaşım içinde olarak değerlendirmemiz büyük önem arz eder.

5 Temmuz 2025 cumartesi günü, Aşûre günüdür. O gün oruç tutmak müntahaptır. Peygamber (s,a,v) efendimiz muharrem ayının onuncu günü oruç tutarken bir gün önceden başlamayı veya bir gün ilave etmeyi tavsiye etmişlerdir. (9-10 veya 10-11). Bizler de aşure günü oruç tutacağımız zaman, bir gün önceden başlayarak veyahut bir gün ilave ederek iki gün oruç tutmak suretiyle efendimizin tavsiyesine uymuş oluruz. Aşure yemeği;, Hz Nuh peygamberin zamanından günümüze kadar gelen bir gelenektir. Nuh tufanında sel sularının çekilmesiyle Hz Nuh peygamberin gemisi cüda dağına iner. Geminin içindekiler dışarıya çıkarlar. Geminin içinde çok az erzak kamıştır. 

Bunların hepsi bir araya getirilerek o günün şartlarında bir kazanda yemek yapılır. Yemeğin yapıldığı gün, muharrem ayının onuncu günü olması hasebiyle o gün yapılan taama AŞÛRE denilmiştir. Günümüzde her muharrem ayının onuncu gününde veya diğer günlerde yapılan aşûre taamının halka dağıtılmasında, insanlar arasında birlik,beraberlik kardeşler arasında kaynaşma meydana gelmektedir. Hz Nuh (a.s) ın zamanından günümüze kadar gelen aşure geleneğinin islam toplumunda yer etmesi, Muharrem ayı ve yeni bir Hicri yılın girdiğini hatırlatması açısından önemlidir.

Aşurenin varlığı, yeni bir hicri yılın girdiğini hatırlatmaktadır. Müslümanlar arasında sevinç, karşılıklı saygı, sevgi ve birliktelik oluşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında muharrem ayı ve aşure gününün toplum üzerinde müspet tesiri büyüktür. Peygamber efendimiz bir hadislerinde, ”Ramazan ayı orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır” buyurdular. Müslim, siyam,202.

İşte kim bu aya ererse, imkanı olan oruç tutmadı,bugünlerde ibadetlere daha fazla önem vermeli ve gece kalkıp teheccütler kılmalı,Allah’a bol, bol yakararak tövbe etmelidir

Aşure ikramları,hediyeleşmeleri yapılmalı, kolu komşuya dağıtılmalı,bilgilendirici kitaplar okuyarak bilmediklerimizi öğrenmelidir 

Diper bir taraftan Aşure günü Peygamber efendimizin cennet gençleri diye vasıflandırdığı iki torunundan biri Hz Hüseyin, Irak’ın ker bela bölgesinde zalim Yezid’in adamları tarafından sevenleriyle beraber şehit edilmiş olmaları İslam adına yapılmış çok büyük bir tefrika ve kötülüktür.

Bu elim olaydan ders alarak, müslümanların Kur’an ve sünnet etrafında birleşerek böyleyse fitnelerden uzak kalmaları gerekir.

Cenabı hak Kur’an-ı Kerim ‘ de şöyle buyurmaktadır:”iman edenler! Allah’a karşı gereği gibi saygılı olun ve ancak Müslüman olarak can verin.

Yüce Allah,Bizleri yanlıştanlardan dönmeyi, fitne,fesat, gurur ve kibirden, ihtiraslardan muhafaza eylesin.

İslam toplum halen bugün dahi birbirlerine düşmanlık ederek yaşam yaşamaya devam ediyor.

Herkes kendine Müslüman İslam kardeşliğinin yaşanılmadığı zor bir düzen ve dünyada yaşıyoruz.

Kur’an’ın biz inandıra ifadesi şu şekildedir: “Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın; sakın ayrılmayın!(Ali-imran,103) Allah’ın bizlere olan bu ifadelerini neden biz Müslümanlar gözden geçirmiyoruz?

Neden hâlâ ayrı gayrı diye  devam ediyor?

Kuranı Kerimi ve efendimizin sünnetini okuyup anlamak için gayret sarf etmeliyiz. Allah bu ayı, aşure gününü ve yeni hicri yılı hakkımızda hayırlara vesile kılsın Yüreği yanık Aşure ile ağızlarınıza tat getirecek aşure gününüzü kutluyorum