Burası Türkiye cumhuriyetidir!

Yönetim olarak Laik ve din ve devlet işlerinin ayrı olduğu, devlet dinin, dinle devletin işine karışmaz.

Ülke insanlarına gelince en büyük kısmı dini inanç yönünden %99’nu Müslümandır.

1923’te Cumhuriyet kurulmuş ve yönetim olarak Laikliğe geçilmiştir.

Ülke için kanunlar oluştururken medeni sayılan,(Ecnebi)Yabancı devletlerin yani, Avrupa ülkeleri örnek alınarak her bir devletten örnek teşkil edecek kanunları

Türkiye cumhuriyeti içinde bu laik yönetim ve düzen devlet sistemine geçilmiştir.

Laiklik nedir?

Din ile devletin birbirinden ayrılması, devletin dine, dinin de devlet işlerine karışmaması ve devletin din ve mezheplere karşı tarafsız bir tutum alması, bunlardan hiçbirisine ve diğeri aleyhine özel bir ayrıcalık tanımamasıdır.

Atatürkçü laiklikte ise, devlet işlerine karıştırılmaması koşulu ile tam bir din ve inanç özgürlüğü vardır.

Gelelim laik devletin resmi dini olur mu dersiniz?

Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din ve vicdan hürriyetinin devlet tarafından güvence altına alınması ve din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve her vatandaş için vicdan hürriyetinin sağlanması demektir.

Din ve vicdan özgürlüğü laikliğin tarifenin açılım içindedir.

Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kendi tercihiyle bir dini kabul etme veya bir inanca sahip olma özgürlüğü ile, tek başına veya başkalarıyla birlikte toplu bir biçimde, aleni veya özel olarak, dinini veya inancını ibadet, uygulama, öğretim şeklinde açığa vurma özgürlüğünü de içerir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşme beyannamesinin 9’cu maddesi

Aynen şöyledir: Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir

Ayrıca(Anayasamızda belirtildiği üzere kimse düşüncesi ve kanaatini açıklamaya zorlanamaz ve yine düşünce ve kanaatinden ötürü kınanamaz ve suçlanamaz (Anayasa Md. 25).

Yasalara göre herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı ve 783.562 km²' içinde yaşayan hiç kimsenin rengi, dili, dini, ırkından dolayı asla kınanmamalı ve herkes kanunlar çerçevesinde bu ülkede özgürce yaşama hakkı vardır.

Kanunlar tek kişi için olmamalıdır!

Mesela buna bir örnek vermemiz gerekirse mesala;5816,Atatürk ve onun aleyhine ve onun hatırasına karşı işlenecek suçları engellemek için konmuş kanun 25 Temmuz 1951’de yasalaşmıştır.

Ama ülke insanının inanç ve itikat yönünden%99’u Müslüman olan bir ülkede maalesef çok üzülerek söylemek istiyorum kutsalları olan

Allahın kelamı Kur’an-ı Kerim ve onun Resulü olan Müslümanların gözbebeği olan Hz. Muhammed, (Sav), efendimiz için halen bir koruma kanunun çıkmamamış olması gerçekten bizler için esef edilecek bir durumdur.

Bu nedenle önüne gelen, ne idüğü belirsiz ve kişiliksizler tarafından İslam’ın kutsalları bu ülkede her zaman hedef halindedir.

Birileri çıktı Hz Adem’e saldırdı, birileri çıktı şeytan ayetleri diyerek Kur’an‘a saldırdı, kimileride yüce Allahın Habibim sevgilim dediği Hz Muhammed (Sav)efendimize

Milletin gözünün içine baka baka saldırmaktan hiç çekinmedi.

Ne oluyor beyler,%99’u Müslüman olan bir Ülkede, nasıl olurda Müslüman pazarlarında salyangoz satmayı göze alıyorsun.

Kimse bu hakkı size vermez, asla da müsaade etmezler.

Gerçekten bu Ülkenin sınırları içinde yaşıyorsanız başkasının hakkına hududuna kutsallarına saygılı olmayı bilmelisiniz.

Kim sizlere bu hakkı vermekte?

İslam’ı ve onun kutsallarını saldırarak dünyanın gözünde küçük düşürmek sizlerin ne haddinedir?

Bunun ülke içerisinde kargaşa çıkarmak ve provakatörlük yapmaktan başka bir şey değildir.

Peygamberlerin resimlerinin her ne olursa olsun çizilmesinin yasak olduğunu bildiğiniz halde, sözde iki ulu azim peygamber olan Hz Muhammed (Sav) efendimiz ile Hz.Davut (AS)’mın ordusuymuş gibi peygamberleri savaşçı, kan döken, insanların üstüne bomba yağdıran zalim katilmiş gibi göstermek kimin haddinedir?

Böylesi, kanun tanımaz, insanları provaka eden, kin kusan her ne varsa basın yayın sosyal medya ve mecralarda bunlara karşı mutlaka TBMM’de bir kanun çıkarılmasından yanayım.

Ben 86 milyonu alan ülkemi ve ülkemin insanlarını gerçekten çok seviyorum.

“Ne mutlu türküm’ ben Türkiye’liyim diyebilene!!!