HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Almanca Özel Ders Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer

HÜSEYİN DENİZ

HÜSEYİN DENİZ

YALAN DÜNYA ONLARIN AHİRET BİZİM OLSUN.

8 Temmuz 2025 Salı Saat: 09:09

Hz.Rasülüllah;“İstemez Misin Ya Ömer, Dünya Onların, Ahiret De Bizim Olsun!

Hepimizin hafızasındadır veya öyle hatırlıyorum.

Küçükken bir parça ekmeğimiz yere düşünce ninelerimiz dedelerimiz “Yavrum al o ekmeği çabuk yerden, ziyan olmasın.” derlerdi. Sanki o an ayaklanıp gidecekmiş korkusuyla hemen yerden alıp, üç kez öpüp alnımıza götürürdük o ekmek parçasını. Sahi korkumuz neydi bizim ya da büyüklerimizin o ihtarları nedendi? Zayi olmasından korktuğumuz şey ne idi, bir ekmek parçası mıydı yoksa bir doyum maslahatı mıydı? Koskoca dünya küçük bir barınak olmuş insanoğluna. Yedi milyar insanı içine sığdıran dünyayı, insan dünyasına sığdıramıyor. Hep daha daha diyerek sınırlarımızı aştık. Nefsimiz büyüdükçe, genişledikçe yaşadığımız dünya küçüldü. Bir ekmek parçası ziyan olmasın derken nice değerlerimizi ziyan ettik. Nasıl mı başladı dersiniz, nasıl mı bu hale geldik diye düşünürsünüz? Dönüp kapitalizmin oyuncaklarına kanan insanlığımızı sorgulamaya ne dersiniz? Asgari ücretle zor geçinen babalarımızdan günlerce başlarını şişirene kadar istediğimiz iphoneları, apple olmazsa kullanmam diye diş geçirişlerimizi sorgulayalım. Düğün pastası olmazsa olmaz, nişan organizasyonu olmazsa olmaz, evi, arabası olmazsa evlenmem diyen kızlarımızı sorgulayalım. Merveler bebek doğumuna parti yapacaklarmış, bizim neyimiz eksik onlardan, bebeğimize cinsiyet partisi yapalım, Fatmalar yeni koltuklara uyumlu halı, perde ve masa-sandalye takımı almış, bizim neyimiz eksik onlardan diye diye sinelerde eşlerimizi nasıl eksilttiğimizi sorgulayalım. Hep kadınlar mı diyerek feminist damarınıza basmayayım aman. Erkekler de doyumsuz değil midir diye aklınızdan geçen o soruyu da görüyorum. Olmaz mı efendim? Kimisi İslam'ı bahane ederek çok eşlilik ile nefsini doyurur, kimisi de aldatarak ihanet ederek doyurur. Kimisi aman biraz daha para kazanayım uğruna ailesinden vazgeçer, çoluğunu çocuğunu unutur, dini imanı para olur, dünyanın faniliğine doymaz bir türlü. Bunları da sorgulayalım.Hayatımıza bir virüs gibi yayılan teknoloji ile yetinmek nedir unuttuk. Yetinmek, yetmek... Sosyal mecralarla kapitalizmin gözlerimize indirdiği perde ile gerçeğe kör olduk. Günde iki öğünle sofrada israftan kaçınan, uyurken sert bir hasırın üzerinde uyuyan bir peygamberin ümmeti şimdilerde israfla (çoğuna göre ihtişamla) donatılan yemek masalarını internet sayfalarında dolaştıran; yatağım, yastığım, yorganım kuş tüyünden olmazsa uyumam diyen bir ümmete döndük. Düşünmez miyiz ey güzel kardeşim, değil o internetlerde israf ettiğimiz her şeyde, her gün boşa akıttığımız onca suda, çöpe boşalttığımız her bir tabakta nicelerin hakkı var? Düşünmez miyiz mahallemizin bir sokağında bu gece aç yatan yetimleri; düşünmez miyiz Afrika’nın bir köyünde, Arakan’ın bir çadırında bir yudum suya kavuşamadan ölen bebekleri ve çaresizce ölümün sıra hangi çocuğunu alıp götürecek korkusuyla sessiz çığlıklarda boğulan annenin feryadının hakkı yok mudur? Sanır mıyız ki ahirette Rabbimiz o bir bardak suda, o bir tabakta o insanların haklarını istemeyecek? Bize kalmayacak şeyler uğruna ömür tüketiyoruz. Yoksulluk içinde zenginlik yaşamak uğruna hem de. Ahiretin zenginliğini dünya zenginliğine değişiyoruz. Kendimizden ne götüreceğiz, bu dünyadan gidenler ne götürdü? Para pul, mevki makam, dost arkadaş... Kefenin cebi yok diye boşa dememişler. Dualarımızda ahiretimiz için zenginlik istemeyi unutuyor, fani dünyaya aldanıyoruz. Peygamber efendimiz (s.a.v) buyuruyor:  “Kimin derdi ahiret olursa, Allah onun kalbine zenginlik koyar, dağınık işlerini toplar, dünya ona kolay gelir. Kimin de bütün derdi dünya olursa, Allah onun gözünün önünden fakirliği hiç ayırmaz, işlerini dağıtır, düzeni olmaz. Dünya da kendisine ancak takdir edildiği kadar gelir.”  Bu dünyadan gidenler heybesine bir şey sığdıramadılar amellerinden başka. Allah’tan isterken mal mülk sahibi Malik olanı unuttuk. Sahiplendik dünyayı, doymadık, doyuramadık nefsimizi. Ahireti unutup dünyaya yönelenler, dünya hayatına ve onda elde edeceği geçici nimetlere razı olup, sahip olduğu her şeye hırs ve tutku ile bağlandılar, kimi zaman ilah edindiler. Binaenaleyh ister fakir olsun ister zengin, kanaate sahip olmayanlar dünyanın cazibesine kapıldığı zaman ahiret hazırlığını unutur ve iki cihanda da kaybedenlerden olurlar. Hem bu dünyada hem de ahirette kaybedenlerden olmak ister miyiz? Mevlâna bir sözünde der ki:

“Rızıklar denizini bir testiye dökecek olsan, ne kadarını alır? Ancak bir günlük kısmet, bir günlük su... Harîslerin, dünyayı çok sevenlerin göz testileri hiç dolmaz. Sedef, kanaatkâr olmazsa içinde inci meydana gelmez.”   

İnsanoğlu temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışır, rızıklarının peşinden koşar. Elindeki kayıp gidecek korkusuyla hırsa bürünen nefislerinin korkusuyla çalışmak uğruna ömür tüketirler. Oysa ki Hasan-ı Basri’nin bir sözü kulağımıza küpe olsun.“Kuran’ın iki kapağı arasındakileri okudum. 90 yerde Allah’ın rızka kefil olduğunu gördüm. Sadece bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm. Ve insanın, Rabbinin 90 yerdeki vâdini unutup şeytanın sadece bir yerdeki yalanına kandığını da gördüm.”  Tüm bu doyumsuz açlıklarımıza bir dur demeyelim mi? Varsın perdemiz koltuk takımımıza, halımıza uymasın, markalı kıyafetlerimiz, telefonlarımız olmasın, soframızda binbir çeşit yemek olmasın. Allah'ın 90 yerdeki çağrısına uyup şeytanın vesvesesini kulak ardı edelim bir kez de. Ve son sözü Allah’ın izniyle peygamber efendimizin sözüyle bitirelim. 

“Hz. Ömer bir gün, Efendimiz'in yanında ağlar, Rasulullah (SAV) niçin ağladığını sorunca: "Ya Rasulullah! Dünya kralları, Kisralar servet içinde yüzüyorlar. Senin ise altına sereceğin bir sergin bile yok. Yatağın hasır ve teninde yattığın zeminin izleri... Allah Rasulü şu cevabı verir: "İstemez misin ya Ömer, dünya onların, ahiret de bizim olsun!” İstemez misin ey insanlar, dünya onların, ahiret de bizlerin olsun!.. 

 


Yazı Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Yazıya Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?
 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları