DAHA DENİZ GÖRMEYEN ÇOCUKLARIMIZ VAR!
Son iki gündür izliyorum. Bildiğiniz gibi 20 Kasım çok anlamlı bir gündü. Dünya Çocuk Hakları Günüydü. Ne ülke genelinde ne de ilimiz Ordu’da bu günü anlamlaştıran hiçbir etkinliğe maalesef tanık olamadık.
Dünyanın her coğrafyasında yaşanan vahşi savaşlarda yitirdiğimiz canlar, kaybettiğimiz analar aklımıza geldikçe bu dünyada çocuk olmanın bedelinin ne kadar ağır olduğunu bir kez daha anlıyoruz değil mi?
Dünyayı, Türkiye’yi hadi bir kenara bırakalım. Gelelim Ordu’ya, her yıl dile getirsem de bu yıl da yine bu hesabı sormayı kendime bir vazife bildim.
Arkadaş, bu şehrin nüfusu kaç, kaçı çocuk, kaçı engelli, kaçı eğitim öğretimde ve kaçı suça teşvik edilmiş ve kaçı istismar ile şiddete maruz kalmış? Bilen var mı?
Bilen vardır elbet, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, Ordu Barosu Çocuk Hakları Komisyonu bilir elbet bilir.
Hiç olmasa bu anlamlı günde güzel bir etkinliğe neden imza atılmaz anlamış değilim. Mesela Ordu’nun kırsalında yaşayan çocuklarımız, daha köylerinden ilçe merkezlerini, yaşadıkları şehrin merkezini göremeyen çocuklarımızın sayılarının hayli fazla olduğunu ben biliyorum mesela.
Diyorum ki, yılda bir kez dahi olsun bu çocuklarımıza bir seyahat düzenlense, hayatlarında hiç görmedikleri bir sinema, tiyatro, resim veya müzik sergileri yapılsa fena mı olur? Yapsanız nereniz eksilir be arkadaş nereniz?
Ordu genelinde ne kadar ihtiyaç sahibi aile var biliyor musunuz? Ve bunların bakmakla mükellef olduğu çocuk sayılarını da biliyor musunuz? Eminim hayır diyenlerin sayısı daha çoktur.
Diyeceksiniz ki, hepsine yetecek zamanı ve imkanı nereden bulacağız? O zaman bende derim ki, bu özel günü bir haftaya yayın çocuklarımızı günü birlik sevindirin. Hiç de zor olmaz. Deniz görmeyen çocuklarımız var yahu deniz görmeyen.
Bir iki belediye kutlama mesajı yayınlayacak, bir iki siyasi parti kutlama mesajı yayınlayacak, birkaç STK kutlama mesajı paylaşacak, al sana Dünya Çocuk Hakları Günü.
Bizde mesajlarınızda ki samimiyetlerinize inandık!
Öyle mi…