Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), mart ayı enflasyon rakamlarını açıkladı.

Buna göre mart ayında tüketici fiyatları yüzde 5.46 arttı.

Yıllık enflasyon yüzde 61.14 oldu.

TÜFE'de böylece son 20 yılın zirvesi görüldü.         

***

Görünen köy kılavuz istemiyor.

Acı ama gerçek tam karşımızda duruyor.

Artan fiyatlara yetişemiyoruz.

Çarşı Pazar yangın yeri.

Sebze ve meyvenin yanına yaklaşılmıyor.

Marul’un fiyatı 15 TL’nin üzerinde.

Bir bağ maydanoz 6 TL.

10 TL’nin altında meyve yok.

Dün sordum çileğin kilosu 45 TL.

Klasik doğalgaz, elektrik, benzin, mazot, gaz, tüp fiyatlarına girmiyorum artık.

Simit 3 TL.

Ekmek zamlandı.

Ez Cümle; hayat pahalılığı aldı başını gidiyor.

***

Vatandaş ay sonunu getirmek için 40 takla atıyor.

Bu arada 4250 alan asgari ücretlin, geçinemediğini belirterek, yaz ortasında asgari ücrete ara zam yapılması istiyor.

Özellikle asgari ücretlinin aldığı paranın adeta pul olduğunu bu zamanlarda çok da haksız, gereksiz, göz ardı edilecek bir talep değil.

***

Asgari ücret nedir? Tanımı aynen şöyle.

“Asgari ücret veya minimum ücret, işçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret. “

Rakamlar her zaman gerçeği söyler.

TÜRK-İŞ’in 35 yıldan beri yayımladığı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’na göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı mart ayında 4.928.08 TL’ye yükseldi.

Aynı dönemde yoksulluk sınırı ise 16 bin 52 TL’ye çıktı. 

Hayat kimilerimiz için gerçekten çok zor.

Yapılacak en önemli adım, mevcut tüm partilerin asgari ücrete yapılması gereken ara zam konusunda çatlak ses oluşturmadan, ortak hareket etmesidir.

Bu durum değişmediği takdirde daha zor günler gelip evlerin başköşesine oturacağını tahmin etmemek saflık olur.

Asgari ücret tekrar gözden geçirilmeli.

Artmalı…

Acil, hemen, derhal…