Tarih kendisini tekrar ediyor aslında.

Aynı zamanları, aynı tiyatroyu yeniden, yeniden yaşıyoruz.

Malum olduğu üzere aynı sonuçları alıyor,

Maalesef alışkanlık haline gelmiş olsa gerek, aynı tepkileri gösteriyoruz.

***

Her sezon öncesi ürettiğimiz fındıkta umut ediyoruz.

Fiyatın yüksek verilmesini sabırsızca bekliyoruz.

Daha karga kahvaltısını yapmadan, çamur çorak, yağmur çamur demeden giriyoruz bahçeye.

Fındık dalına asılıyoruz akşamın darına kadar.

Adettendir, türküler söylenmeden daldan fındık koparılmaz.

Yanık seslerden çıkan nağmeler, dağlardan yamaçlara doğru kopup yuvarlanan kaya parçaları gibi düşerken yüreklerimize,

Harcanan emeklerin,

Dökülen terin karşılığını almak adına katlanıyoruz çekilen çileye.

***

Tarih kendisini tekrar ediyor aslında.

Geçtiğimiz yıllarda ne olduysa, neler yaşandıysa, kim kazanıp, kim kaybetmişse, her şey aynı, sonuç değişmiyor hiçbir zaman.

Ne hikmetse hüsrana uğrayan yine üretici.

Aynı cümleleri kuruyor,

Aynı kızgınlıkla, aynı tepkileri gösteriyoruz hatta.

***

Ne demiş büyük ilim ve din bilgini Hazreti Mevlana; 

“Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait. Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

Evet; artık yeni şeyler söylemek, yeni cümleler kurmak, bundan sonra çözüm sunmak gerek.

Bıktık artık.

Bu şehir aynı şeyleri yaşamak,

Konuşmak,

Tekrar etmekten yorulduk artık.

"Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir." Diyor Albert Einstein Alman teorik fizikçi.

Deli miyiz biz?