HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
2 Nisan 2018 Pazartesi Saat: 10:40

“ŞEKER PANCARININ ALTERNATİFİ YOKTUR”

  Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi B
“ŞEKER PANCARININ ALTERNATİFİ YOKTUR”

 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kendileri için şeker pancarı üretiminin sürmesinin vazgeçilemeyecek bir konu olduğunu bildirerek, “şeker pancarının alternatifi yoktur. Bu konudaki görüşlerimizi de hükümetimize ilettik. Hükümetimizden 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının iptalini bekliyoruz. Bu özelleştirmeden vazgeçilmelidir. Biz, çiftçimiz, tüketicilerimizin sağlığı açısından endişeliyiz. Pancar şekerinin, diğer şeker kaynaklarına göre çok daha sağlıklı olduğunu bilim adamları, bütün uzmanlar dile getirmektedir” dedi.

Bayraktar, Birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Mart ayında fiyatlarda meydana gelen değişimleri ele aldı; patateste yaşanan sorunu ve 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Mart ayında, market fiyatlarındaki artıştan üreticinin yararlanamadığının görüldüğünü, fiyat alınan ürünler içinde Mart’ta üreticide sadece 9 üründe fiyatlar artarken, markette bu sayının 20’yi bulduğuna dikkati çeken Bayraktar, “üreticide 12, markette 18 üründe fiyatlar geriledi. Markette 3, üreticide 12 üründe ise fiyatlar değişmedi” dedi.

 

 Yaptıkları tespitlere göre, Mart ayında fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde sivri biber, üreticide ise ıspanak olurken, patlıcanın markette de üreticide de fiyatı en fazla düşen ürünler içinde ilk sırayı aldığını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:

“Mart ayında market fiyatlarında portakal, kuru incir ve toz şeker fiyatında değişim görülmedi. Fiyat düşüşü yüzde 23,89 ile en fazla patlıcanda meydana geldi. Patlıcandaki fiyat düşüşünü, yüzde 19,19 ile salatalık, yüzde 14,22 ile pırasa, yüzde 10,99 ile kuru soğan, yüzde 9,31 ile havuç, yüzde 6,10 ile nohut, yüzde 5,14 ile elma, yüzde 4,38 ile kabak, yüzde 4,08 ile yeşil soğan izledi.

Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 28,29 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını, yüzde 17,84 ile ıspanak, yüzde 12,96 ile karnabahar, yüzde 12,70 ile lahana, yüzde 8,92 ile kaşar peyniri, yüzde 8,87 ile yumurta, yüzde 6,81 ile kırmızı mercimek, yüzde 6,17 ile yoğurt, yüzde 5,50 ile kuzu eti, yüzde 3,88 ile dana eti, yüzde 3,32 ile patates takip etti.”

 

Mart ayında üretici fiyatlarında, havuç, lahana, marul, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir ve süt fiyatında değişim görülmediğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Patlıcan yüzde 38,46 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün oldu. Fiyat düşüşünde patlıcanı, yüzde 21,95 ile patates, yüzde 19,63 ile salatalık, yüzde 10 ile kuru soğan, yüzde 5,52 ile zeytinyağı yüzde 4,08 ile yeşil soğan izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 29,82 ile ıspanakta görüldü. Ispanaktaki fiyat artışını yüzde 16,67 ile portakal, yüzde 12,77 ile kabak, yüzde 11,83 ile limon, yüzde 11,40 ile sivri biber, yüzde 8,40 ile kuzu eti, yüzde 8 ile karnabahar, yüzde 5,36 ile dana eti, yüzde 3,78 ile yumurta takip etti.”

 

 

 

Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının lahanada yüzde 446,22’yi bulduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:

“Fiyat farkı lahanadan sonra patateste yüzde 358,33, karnabaharda yüzde 325,68, kuru kayısıda yüzde 297,78, portakalda yüzde 289,14 oldu.

Lahana 5,5 kat, patates 4,6 kat, karnabahar 4,3 kat, kuru kayısı 4 kat, portakal 3,9 kat fazlaya tüketiciye ulaştı.

Bugün üreticide 25 kuruş olan lahana markette 1 lira 37 kuruşa, 40 kuruş olan patates 1 lira 83 kuruşa, 81 kuruş olan karnabahar 3 lira 45 kuruşa, 9 lira olan kuru kayısı 35 lira 80 kuruşa, 70 kuruş olan portakal 2 lira 72 kuruşa satılıyor.”

Üretici fiyatlarında en fazla fiyat artışının ıspanakta görüldüğünü, ıspanağın yanı sıra portakal, kabak, limon, sivri biber, kuzu eti, karnabahar, dana eti ve yumurtada fiyat artışları yaşandığını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:

“Ispanakta ve karnabaharda sezon sonuna yaklaşılmasıyla birlikte hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı. Portakalda hasadın sonuna gelinmesi nedeniyle fiyatlarda artış görüldü. Limonda da Çukurova bölgesinde hasadın bitmesi fiyatları artırdı. Kabak ve sivri biber gibi ürünlerde talepteki artış fiyatları yükseltti. Patlıcan, salatalık, yeşil soğan ve maydanoz gibi ürünlerde artan hava sıcaklıklarının hasat edilen ürün miktarını artırması fiyatların düşmesine yol açtı. Zeytinyağında da alımların yavaşlamasıyla birlikte fiyatlar düştü. Kuzu ve dana etindeki fiyat yükselişi, kuzuda dönemsel olarak arzdaki sıkıntı, dana etinde ise esas olarak yem fiyatlarındaki artıştan kaynaklandı.”

 

 

Patateste çiftçinin sıkıntısının devam ettiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“İç tüketimin yaklaşık 4,1 milyon ton, tohumluk kullanımının 400 bin ton civarında olduğu patateste, üretim 4,8 milyonu bulduğunda pazarlama da sorunlar baş gösteriyor. Arzdaki fazlalık arz talep dengesini arz lehinde bozdu. Bunun sonucu olarak da patates fiyatları fevkalade düştü. Yaşanan pazarlama sorunundan en fazla üreticimiz etkileniyor. Pazarlama problemlerinin çözümüne katkı sağlaması bakımından girişimlerimizle ton başına 50 lira ihracat iadesi verildi ama ihracatta yaşanan sorunlar üreticilerimizi olumsuz etkilemeye devam etti. Ortalama olarak bakıldığında patates fiyatı 40 kuruş olsa da Niğde ve Nevşehir’de fiyatlar 15-20 kuruşa kadar geriledi.

Son yaptığımız çağrıdan bu yana depolarda yaklaşık 50 bin tonluk azalma oldu. Yine de hali hazırda Niğde ve Nevşehir’de 300-350 bin ton patates alıcı beklemektedir. Bu durum üreticimize fevkalade sıkıntı yarattı. Bu patatesin yaklaşık yüzde 70’i üreticilerimize aittir. Niğde ve Nevşehir’de hemen her patates üreticimizde depo bulunmakta ve bu depolarda önemli miktarda patates alıcı beklemektedir.

Bilindiği üzere bu yıl hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üzerinde seyretmiştir. Bu durum depoda alıcı bekleyen patatesin muhafazasını olumsuz etkilemiştir. Bunların bozulma ihtimali yüksektir. Her geçen gün ürün daha çok zayi olmaktadır. Zayi olan üreticilerimizin alın teridir. Depoların boşaltılması da üreticimize ek maliyet getirmektedir.

Pazarlama sorunu yaşayan ve yeterli gelir elde edemeyen üreticimiz, bir sonraki üretim sezonu için ihtiyacı olan finansmanı karşılayamayacaktır. Başta patates olmak üzere üreticilerimizin pazarlama sorununun kalıcı olarak çözümlenebilmesi, üretim ve fiyatta istikrarın sağlanabilmesinin yolu üretim planlamasından geçmektedir. Üretim alanları Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Üretim planlaması yapılamıyorsa bunun sorumlusu çiftçimiz değildir. Devletin sorunudur.

Tabii üreticimizin talepleri var. Bankalara olan borçları bulunuyor. Bunları ödemekte zorluk çekecekler. Banka borçlarının yapılandırılmasını istiyorlar. Bundan dolayı zarar gören üreticilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan kredi borçları, vergi, SGK prim borçları ertelenmelidir. Başbakanlık Afet Fonu’ndan bu üreticilerimize mali destek sağlanmalıdır. Bu üreticilerimizin, üretime devam edebilmeleri için patates tohumluğu yardımı yapılmalıdır. Patatesin sanayiye entegrasyonunu sağlamak suretiyle, patateste üretim ve işleme çeşitliliği sağlanmalıdır. Bunlarla ilgili çalışmalarımız devam edecek.

Üreticilerimizin alın terinin karşılığını alması ve binbir emekle ürettikleri ürünün zayi edilmeden değerlendirilmesi en büyük temennimizdir.”

 

 

Son yıllarda yaşanan afetlerin de çiftçiye oldukça sıkıntı verdiğini vurgulayan Bayraktar, “en son, Antalya’da Çarşamba gecesi gerçekleşen hortum nedeniyle Aksu ve Muratpaşa ilçelerimizde seralarda ve buğday tarlalarında hasar meydana geldi. Bu alanlarda hasar tespitleri bir an önce yapılmalı ve çiftçimizin mağduriyeti giderilmelidir. Zarar gören alanlarda çiftçilerimizin, primlerin yüksekliği veya tarım alanlarının çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) kapsamı dışında kalması nedeniyle sigorta yaptıramadıkları görülüyor. Başbakanlık Afet Fonu’ndan zarar gören çiftçilerimize yardım yapılmalıdır” dedi.

 

 

Son günlerin tarımda değişmez gündem konularından biri haline gelen şeker fabrikalarının özelleştirilmesine de değinen Bayraktar, şöyle konuştu:

“Bilindiği gibi, Türkşeker'in, Afyonkarahisar, Alpullu, Bor, Burdur, Çorum, Elbistan, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu, Kırşehir, Muş, Turhal ve Yozgat’tan oluşan 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesiyle ilgili ihale ilanı, 21 Şubat 2018 tarihli Resmi Gazete’de yer aldı ve özelleştirme süreci başladı.

Stratejik olduğu tartışılmaz bir ürün olan şekerin hammaddesi olan şekerpancarının üretimi çiftçimiz için vazgeçilmez tarımsal bir faaliyettir. Öyle ki ülke çapında 3,4 milyon dekar alanı şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz. Bu alanda geçen yıl 105 bin pancar üreticisi çiftçimiz, 20,8 milyon ton şeker pancarı üretimi gerçekleştirdi. Sadece çiftçimiz değil, 60-65 bin mevsimlik işçimiz de şeker pancarı üretiminde çalıştı.

Katma değeri yüksek bir ürün olan pancarın, posası, yaş ve melaslı kuru küspesi de hayvancılıkta ucuz hayvan yemi olarak kullanılmaktadır. Aynı büyüklükteki orman alanından üç kat daha fazla oksijen sağlayan şeker pancarı toprağı da organik madde açısından zenginleştirmekte, münavebeli tarımda ekilecek diğer ürünlerde de verim artışına sebep olmaktadır.

Özelleştirilecek 14 fabrikaya 1575 köyümüzden 47 bin 758 çiftçimiz pancar vermektedir. Bu çiftçilerimiz, 1,25 milyon dekar alanda üretim yapmaktadır. Bu fabrikalar, 4 binin üzerinde çalışanla, 7 milyon ton şeker pancarı işlemekte ve 947 bin ton şeker, 322 bin melas, 2 milyon 74 bin ton yaş küspe üretmektedir.

Yani bu fabrikalar küspe, melas temin ederek o bölgede hayvancılığın gelişmesine, hatta sosyo ekonomik yapının gelişmesine fevkalade büyük katkı sağlıyor.

Bizim için şeker pancarı üretiminin sürmesi vazgeçilemeyecek bir konudur. Biz, çiftçimiz, tüketicilerimizin sağlığı açısından endişeliyiz. Pancar şekerinin, diğer şeker kaynaklarına göre çok daha sağlıklı olduğunu bilim adamları, bütün uzmanlar dile getirmektedir.”

Son yapılan kanun değişikliğinde, nişasta bazlı şeker kotası konusundaki düzenlemenin de yer aldığını bildiren Bayraktar, “basında nişasta bazlı şeker kotasının yüzde 5’e indirileceği, glikozun bu kapsamdan çıkarılacağı haberleri yazılmaktadır. Glikoz kapsam dışına çıkarılırsa, nişasta bazlı şeker kotasının düşürülmesinin bir anlamı kalmaz. Firmalar bu yolu kullanarak nişasta bazlı şeker kotası dışında glikoz üretir ve kotayı anlamsız kılarlar. Cargill gibi firmalara da gün doğar. Zaten günümüzde de denetim yetersizliğinden merdiven altı üretimi de ilave ettiğimizde kotanın çok üzerinde nişasta bazlı şeker üretiliyor” dedi.

Bayraktar, şeker üretiminde şeker pancarının alternatifinin olmadığının açıkça görüldüğünü belirterek, “şeker pancarının alternatifi yoktur. Bu konudaki görüşlerimizi de hükümetimize ilettik. Hükümetimizden 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi kararının iptalini bekliyoruz. Hükümetimizden çiftçi ve işçileri memnun etmesini, Türkşeker bünyesinde bu fabrikaların üretime devam etmesini istiyoruz. Bu özelleştirmeden vazgeçilmelidir” diye konuştu.

 

Anahtar Kelimeler : “ŞEKER, PANCARININ, ALTERNATİFİ, YOKTUR”

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız