1-    PAZARCI KADINLAR

Yaşı yetmişi çoktan geçmiş. Yüzünde derin çizgiler.

Altında kirli bir yastık. Üstü başı perişan.

Ağzında eksik dişleri,  başında kalın bir örtü.

Oturmuş Cuma pazarında, önünde pancar, pezik, marul, maydanoz…

Hava soğuk. Ayakları uyuşmuş.

Ellerini çapraz yeleğinden içeri sokmuş, ısıtmaya çalışıyor.

Gözlerinin içine bakarak bahçesine ektiği sebzeleri satıp, üç beş kuruş kazanmaya çalışıyor.

Ekmek parası.

Yaşlı kadın, kimseye yük olmamak için geçim mücadelesi veriyor.

Aldım bir şeyler lakin merak edip soramadım.

Sırtında nasıl bir yük taşıyor, nasıl bir savaş içerisinde.

Allah yardımcısı olsun.

Özellikle bugünlerde, soğuk havalarda, pazarlarda böylesi hayat mücadelesi veren yürekli kadınlardan alış veriş yapın.

Aman pazarlık yapmayın. Kesmeyin, eksiltmeyin haklarını.

Ekmek alabilecek para kazansınlar, yüzleri gülsün, evlerine erken dönsünler.

Doyabilsinler…

Üşümesinler…

 

2- DEMİRYOLU+ KONTEYNER LİMANI

“Çenesi işleyenin eli iş tutmaz” derler.

Sürekli her konuda konuşuyoruz. Çok konuşuyoruz hatta.

Büyük laflar, uzun afili cümleler, beden dilini de iyi kullanırsak dinleyenleri etkiliyoruz.

Sonuç, unutuyoruz ardından.

Ordu Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Servet Şahin iki önemli yatırımı gündemde tutmaya, sıcak gündem oluşturmaya çalışarak kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyor.

-         Demir yolu

-         Konteyner Limanı

***

Lafı evirip çevirmeye gerek yok. Önceliğimiz belli.

Demiryolu ve liman.

Her ikisi de bu kent için önemli. Yıllardan beri gündemimiz. Ciddi bir hedef olmalı, kamuoyunu birleştirmeli, olmalı, istiyoruz demeli.

Israrcı olup,

Takip etmek gerek.

2021 yılında da konuşup duracak mıyız öylece.

Böylesi vizyon projeler gündeme gelip, bir anda nasıl oluyor da gündemdeki yerini bırakıp gidiyor.

 “Demiryolu ve liman geleceğimizdir”

Samsun- Sarp arasında demiryolu.

Ordu ve Giresun arasına bir liman bizi yukarılara taşır.

Hem turizm açısından, hem sanayi anlamında yeni sektörlerin doğmasına, yeni ticari ilişkilerin artmasına sebep olacak bu projeler bölgenin kurtuluşudur.

Doğu Karadeniz’in, özellikle fındık, bal ve kivi gibi ürünlerle lider konumdaki Ordu’nun ayağa kalkmasıdır. Yürümesidir, koşmasıdır.

Konuşmayalım artık, harekete geçelim.

Aksi takdirde emeklemeye devam. Şikâyet etmeye hakkımız yok.

 

3- ESNAFIN ÇIĞLIĞI

Esnaf ve sanatkârlar zorlu bir süreç içerisinde mücadele etmeye devam ediyor.

Pandeminin ilk ortaya çıktığı günden itibaren  sesini duyurmaya çalışıyor.

Öğrenci servisi araçları, kantinciler, kırtasiyeciler, kahvehaneler, düğün salonları, yalnızca paket servisi ile sınırlandırılan restaurant,  lokanta, pastane, kafe tarzı işletmelerimiz zorlu bir süreç yaşamaya devam ediyor.

İşten çıkarılan işçiler,

Uzun zamandan beri kepenkleri kapalı iş yerleri,

Açık olsa dahi siftah yapamayan yada üç beş kuruşla günü kapatanlar,

Nakdi yardımlar,

Hibe desteği,

Birikmiş ve ödeme günü gelmiş tüm kredi ve ödemelerin ötelenmesi,

Uygun miktarda kira yardımı,

Esnaflarımızın Bağ-Kur primleri devlet tarafından karşılanması,

Esnafın ayakta durması, yaşaması, nefes alması için şart.

***

Devlet babadır.

Devlet korur, kollar, sahip çıkar.

Memleketin temel taşlarının ayakta durması için bu destekler şart ve kaçınılmaz. Esnaf ve sanatkârlarımızın beklentisi de bu zaten.

Bu çığlığı duyun artık.

 

5- ÇÖP KAMYONU KANUNU

Kadın taksiye binmiş ve hava alanına gitmek istediğini söylemişti. Sağ şeritte yol alırken siyah bir araba park ettiği yerden aniden yola, önlerine çıktı. Ticari taksinin şoförü bu siyah arabaya çarpmamak için sert şekilde frene bastı. Taksi kaydı, ama diğer arabaya çarpmaktan kıl payı farkla kurtuldu. Siyah arabanın sürücüsü bir de ukalaca camdan başını çıkarıp bağırmaya ve küfretmeye başladı.

Bizim taksinin şoförü ise gayet sakin ona gülümsedi ve içten bir şekilde el salladı. Kadın müşteri bütün bu olanları şokunu yaşarken, taksi şoförünün tavrına daha da şaşırmıştı.

Sordu: “Neden böyle davrandınız? Adam neredeyse arabanızı mahvedip ikimizi de hastanelik edecekti.”

Taksi şoförü gülümsemeye devam ederek: “Çöp Kamyonu Kanunu” dedi.

Kadın: “Çöp Kamyonu Kanunu mu?” diye sordu, anlamamıştı.

Şoför açıkladı: “Pek çok insan, çöp kamyonu gibidir. Her tarafta içleri çöp dolu olarak dolaşırlar; kızgınlığı, öfkeyi ve hayal kırıklığını biriktirirler. Ancak dolduklarında ise çöpleri bırakacak bir yere ihtiyaç duyarlar. Bu bazen ben, bazen de siz olabilirsiniz. Üstünüze almayın. Sadece gülümseyin, onlar için iyi şeyler temenni edin ve yolunuza devam edin. Onların çöpünü alıp iş yerinize, evinize veya sokaktaki diğer insanlara dağıtmayın.”