Eğitim İş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım Ordu Şubesini ziyaret etti. Bu ziyarette eğitim öğretim sürecine ve kamu çalışanlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Değerlendirmelerine Ordu basınına ve halkına teşekkür ederek başlayan Yıldırım özellikle şunları dile getirdi:

YÜZ YÜZE VE UZAKTAN EĞİTİM

“Eğitim İş Sendikası olarak yüz yüze ve uzaktan eğitim sürecinde öğrencilerimizin, eğitim çalışanlarının, öğretmenlerimizin ve velilerimizin yaşadığı sıkıntıları sahada tespit edip dillendirmek için bir dizi çalışma içindeyiz. Çalışmamız kapsamında da Ordu’dayız.

Tespit ettiğimiz uygulama sorunlarını rapor haline getirerek okullarımız, İl Milli Eğitim Müdürlüklerimiz, Valiliklerimizle paylaşarak sorunların çözümüne katkı sunmak amacındayız.

Milli Eğitim Bakanlığımız, 2020 Mart ayında, Covid-19 salgın sürecinin başlamasından bu yana 18 milyon öğrenci ve yaklaşık 1 milyon eğitim çalışanıyla eğitim öğretimi -uzaktan eğitim biçiminde- yürütmeye çalışmaktadır. Milli Eğitim bakanımız Sayın Ziya Selçuk, sürecin başından bu yana iyi yönetildiğini ve dünyaya örnek olduğumuzu açıklamasına rağmen sürecin iyi yönetilemediği ortadadır. Sonuç olarak beş buçuk milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişemediğini bakanlık kendi resmi raporuyla ortaya koymuştur. Eğitim İş sendikası olarak bu konuda Milli Eğitim Bakanlığını başarısız bulduğumuzu belirtmek isteriz.

Ayrıca içinde bulunduğumuz süreçte yüz yüze eğitim süreci açıklanan vaka oranlarındaki artışa rağmen sürdürülmekte ama ne yazık ki öğretmenlerimiz ve okullarımızda bulunan personelimizin aşılama süreci tamamlanamamıştır. Elbette öğrencilerimizle okullarımızda buluşmak istiyoruz. Ama aşılama olmadan eğitim emekçilerinin ve dolaylı olarak halk sağlığının riske atılarak sürecin yürütülmesini doğru bulmuyoruz. 

Çocuklarımız bir yılı aşkın süredir evde kalmış, sosyalleşememiş ve psikolojik sorunlar yaşamaya başlamıştır. Çocuklarımızla okullarımızda buluşabilmek için Eğitim İş Sendikası olarak Milli Eğitim Bakanlığımıza sesleniyoruz. Sağlık Bakanlığı ile koordineli bir takvim hazırlanmalı ve eğitim öğretim süreci içinde bulunan tüm eğitim çalışanlarımız bir an önce aşılanmalıdır. Aksi durumda üzücü durumlarla kar karşıya kalabiliriz.

Bu süreçte bakanlığımızın yaptığı ciddi bir hata da çocuklarımızın yazılı değerlendirme sınavına tabi tutulmalarıdır. 5 buçuk milyon öğrencinin uzaktan eğitime erişemediğini resmi raporla ortaya koyan bakanlık, eğitim öğretim sürecinden yararlanamayan çocukları sınava tabi tutarak eğitimde fırsat eşitliğini ortadan kaldırmıştır. Bu doğru değildir, uzaktan eğitimden yararlanamayan öğrenciler üstüne bir de notla cezalandırılmıştır. Bunu kabul etmiyoruz, zaten Eğitim İş Sendikası olarak bu konuyu yargıya taşıdık.

ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER

Süreç içerisinde açıklanan bir de müjde olarak sunulan 20 bin öğretmen alımı açıklaması 600 bine yakın atama bekleyen öğretmen arkadaşımız açısından tam bir hayal kırıklığıdır. Salgın sürecinde zaten bundan fazla eğitim emekçisi emekli olmuştur. Açıklanan rakam bırakın 109 bin olarak açıklanan öğretmen açığını kapatmayı, emekli olanların yerini bile dolduramıyor. Eğitim İş sendikası olarak atama bekleyen öğretmenlerimizin haklı mücadelesini destekliyoruz. Bu atama sayısı sınıfta öğrencilerimizi öğretmensiz bırakma anlamına gelmektedir.

ÖĞRENCİ ANDI

Açtığımız dava sonucunda okullarımızda “Andımız”ın okutulmasını yasaklayan düzenleme iptal edilmişi. Dün itibarıyla bu karar bozuldu. Öğrenci andı öğrencilerimizin motivesini sağlayan, halkımızın birlik duygusunu pekiştiren bir ortak değerimizdir. AKP iktidarının öğrencilerimizin birlik ve beraberlik duygusunu pekiştiren ve öğrenmeye motive eden “Andımızı” kaldırmasını anlamakta zorlanıyoruz. Bizler, Eğitim iş Sendikası olarak halkımızın birlik ve beraberlik duygusu içinde yaşamasını istiyoruz. Bu sürecin takipçisi olacağız.

3600 EK GÖSTERGE

İki yıl önce Sayın Cumhurbaşkanımız Samsun Mitinginde söyle demişti: “eğitim çalışanlarına, ilahiyat ve din görevlileri çalışanlarına, sağlık çalışanlarına 3600’ü verdik.” Altını çizerek söylüyorum “vereceğiz, vermeyi düşünüyoruz, vermeyi planlıyoruz değil VERDİK” demiştir. Bunu da kürsüden kamu çalışanlarına müjde olarak ilan etmiştir. Başta Eğitim İş Sendikamız olmak üzere tüm kamu çalışanları bu hakkı elde etmek için mücadele etmişlerdir. Cumhurbaşkanımızın müjdesiyle de mutlu olmuşlardır. Üzerinden iki yıl geçmiş ama “verdik” denilen 3600 hala hayata geçmemiştir. Ülkenin başındaki kişi verdiği sözü tutmalıdır. Tutulmayan sözler yönetme anlamında halkı kaygılandırmaktadır.

Eğitim İş Sendikası olarak hem 3600 ek gösterge hem vergi dilimi hem de eğitim çalışanlarına diğer kamu çalışanlarının altında ücret vermeye devam eden siyasal iktidarı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini eleştiriyoruz.

2021 yılının Toplu sözleşme yılı olduğunu anımsatmak isteriz. Bu noktada başta eğitim alanındaki yetkili sendika olmak üzere tüm sendikaları eğitim çalışanlarının ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesi için bir araya gelmeye davet ediyoruz.