Ordu Barosu Başkanı Av. Sibel Torun, gazeteci Şafak Deliçakar’a verdiği röportajda, İstanbul Sözleşmesinin kırmızı çizgileri olduğunu söyledi. Başkan Torun, röportajda ayrıca son yapılan Barolar Birliğinin kongresini değerlendirerek avukatlık mesleğinin sorunları, genç avukatların istihdamı, meslek revizyonu ve dolandırıcılık yapan hukuk büroları hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Torun, haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Öncelikle TBB’nin son yapılan Olağan Kongresinden başlamak istiyorum. Süreç nasıl başladı ve nasıl bitti? Barolar birliğinin kongresini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sibel TORUN: Hoşbulduk Şafak bey. Evet, Pandemi nedeniyle genel kurullar yapılamadı. Bizler de delege olarak gittik ve Erinç Sağkan, Barolar Birliği başkanı olarak seçildi. Ülkemize hayırlı uğurlu olsun. Ordu’dan da geniş bir katılım yaptık. Yeni yönetimde önemli mevkilerde görev alan meslektaşlarımız oldu. Hepsine ayrı ayrı başarılar diliyorum.

Şafak DELİÇAKAR: Avukatlık mesleğinin eğitimle ilgili sorunları var. Biliyorsunuz özel hukuk fakültelerinin bu konuda eğitim standartları çok eleştiriliyor. Siz nasıl bakıyorsunuz?

Sibel TORUN: Bizim mesleğimiz de hukuk fakültesi sayısı oldukça arttı. Eğitim kalitesi hesapsızca açılan hukuk fakülteleri nedeniyle kalite düştü. Biz bunu en yüksek sesle eleştirdik ama siyasi iktidar ama yerel politikacılar, hukuk fakültesi açılmasını bir başarı olarak görebilirler ama bu yanlış, bu fakülteler çok kıymetli gerekli uzman ekip olmadan açılmamalı.

Özel hukuk fakültesindeki maaş farkları arasında ciddi rakamlar var ve çok iyi eğitim veren hocaları bünyesine kattılar. Çok iyi derecede eğitim veren özel hukuk fakülteleri var. Bazı fakültelerde profesörden eğitim almayan okullar var. Yeterince eğitim verilmeden mezun olan öğrenciler var. Sayı oldukça fazla ama iş imkanı yok.

Şafak DELİÇAKAR: Bu noktada genç avukatların istihdam edilmesine nasıl bakıyorsunuz? Ordu’da da sayımız hayli fazla. Bir çözümünüz var mı?

Sibel TORUN: Bu sadece Ordu’nun değil, Türkiye’nin de sorunudur. Baronun bir CMK hizmeti var. Genç avukatlara eğitim verip mesleklerini yapmalarını sağlıyoruz. Ücretlerinin artırılması için yıllardır mücadelemizi sürdürüyoruz. Bunla ilgili bütün başvuruları yapıyoruz.

Bunun dışında home ofis kavramı ortaya çıktı birkaç aydır. Bu nedir arkadaşlarımızın ofis açamadan evden çalışmaları. Bu üzüntü verici bir şey. Maddi imkansızlıktan bunu yapıyoruz. Ben şöyle bir çözüm buldum. Buna bizim önceki hizmet binamızı TBB satma kararı aldı. Bizde satmayın bize tahsis edin burayı, genç ofis yapalım dedik. Meslektaşlarımıza daha uygun bir iş yeri sağlamak istedik. Bu yönde de hazırlıklarımız sürüyor. Son aşamaya geldik gibi.

Şafak DELİÇAKAR: Avukatlık mesleğinin revizyon edilmeli mi? Mesleğin daha da güçlenmesi adına neler düşünüyorsunuz?

Sibel TORUN: Eminim yeni başkanımız da meslek örgütümüzün güçlenmesini sağlamak olacaktır bizim şu an en önemli sorunumuz istihdam. Hem seçim döneminde çalışmalarını anlattı gereğini de yapacaktır. Bizim işimiz adalet aramak. Bizim çalışma alanımıza müdahale etmesinler. Bende bu revizyon çalışmalarına katkıda bulunmak istiyorum inşallah olur.

Şafak DELİÇAKAR: Barolar birliği olarak nasıl bir anayasa değişikliği hayal ediyorsunuz?

Sibel TORUN: Yapılan değişiklikleri takip ediyoruz. Bazı yargı paketlerinde güzel değişiklikler var. Tabi uygulanabilirse ve son yargı paketinde ise çocuk teslimi ile ilgili bölüm. Bu oldukça güzel biliyorsunuz. Türkiye de bu bir sorun. Çünkü boşanma davalarında en çok çocuklar mağdur oluyor.

Bunun dışında satışlarda artık elektronik ortamda yapılacak. Şeffat bir ortam olacağı için güzel bir çalışma olacaktır.

Şafak DELİÇAKAR: Son günlerde yine çokça şikayet aldığımız bir konu. Sözde bazı Hukuk bürolarının dolandırıcılık yapmaları konusu. Vatandaş muzdarip, siz ne söylemek istersiniz?

Sibel TORUN: Burada iki durum söz konusu bir yasal olan hukuk bürolarının yaptığı yanlış uygulamalar birde yasal olmayan. Artık digital ortamları kullanarak insanları kandırmak çok kolay hale geldi.

Biz bunlarla ilgili sürekli duyurular yapıyoruz zaten. Yasal hukuk firmasından bir mesaj geldiğinde ise öncelikle vatandaşlarımız o avukatı teyit etmeliler. Böyle bir avukat var mı diye icralık bir durumu varsa direkt icra dairesine gidip ödeme yapmalılar. Bu konuda oldukça dikkatli davranmak vatandaşlarımızın lehine olur.

Şafak DELİÇAKAR: Son olarak İstanbul sözleşmesi hakkında ki düşünceleriniz nelerdir? Bu konuda ki tavrınız da çok önemli yürütmeyi durdurma davası da açıldı. Ne diyeceksiniz?

Sibel TORUN: İstanbu Sözleşmesi benim kırmızı çizgim. İstanbul sözleşmesi bizim kanayan yaramız. Bunu ilk imzalayan devletlerden de biriyiz. Aslında hiçbir zararını görmedik ama çekilme kararı alındı. Biz çok tepki gösterdik ama ne yazık ki savrulduk. Yürütmeyi durdurma davası açtık ama reddedildi. Bizde bir üst mahkemeye taşıdık ama sonuç ne zaman belli olur bilinmez.

İstanbul sözleşmesi aileleri yıkıyor dendi bu sözleşme düzgün bir yuvayı asla yıkmaz. Şiddet gören kadınları ve çocukları korur. Tedbirleri alır. Ama bu yanlıştan dönüleceğini düşünüyorum.

Biz bununla alakalı bir Şönim merkezi kurmak istiyoruz. Ankara barosunun bir gelincik projesi vardı bu proje şu an çok iyi bir sistemde çalışıyor. Ben bu projeyi Ordu’da da hayata geçirmeyi düşünüyorum. Benim amacım şu, telefondan bilgi vermek yerine fiziki olarak yanlarında olmak istiyorum. Bunun içinde Baro içindeki kadın avukatlara da eğitim verilmeli tabi ki.

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Torun, verdiğiniz bilgiler ve yaptığınız değerlendirmeler için çok teşekkür ediyor, önümüzde ki süreçte çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Sibel TORUN: Bende şahsım ve Baromuz adına bize bu fırsatı sağladığınız için teşekkür ediyor, yayın hayatınızda başarılarınızın devamını diliyorum.