Ulubey Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Aydın, siyanürle maden aramasının çiftçilere, hayvancılığa, arıcılara ve dolayısı ile insan sağlığına büyük zararlar vereceğini belirterek, “Siyanürle maden aramasına göz yummamız duyarsız kalmamız mümkün değildir” dedi.

Ekmeğimizin, suyumuzun, sağlığımızın, aldığımız nefesin ve geleceğimizin peşindeyiz diyen Aydın, “Yörenin temel geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve arıcılıktır. Baktığımız zaman bunların dışında insanların başka geçim kaynağı yoktur. Yapılması planlanan siyanürle maden araması doğrudan çiftçilerimizin, hayvancılarımızın ve arıcılarımızın geçim kaynağını tehdit altına alacaktır. Sadece bununla kalmayıp siyanürün insan sağlığına zararının da ne kadar büyük olacağı gün gibi aşikardır.

         Hepimizin bildiği üzere İlçemizin en önemli geçim kaynağı fındıktır. İlçemiz fındık rekoltesi konusunda bölgede en büyük paya sahiptir. Siyanürle maden araması yapılması İlçemizdeki fındık rekoltesini olumsuz olarak etkileyecektir. Türkiye'nin en fazla katma değer getiren milli ürünü fındığımızın hem ilçe ekonomisine hem ülke ekonomisine zarar vereceği bir gerçektir” diye konuştu.

         Aydın şunları söyledi: “Fındığı ilçemizde sadece bir ürün olarak görmemiz mümkün değildir. Fındık bizler için çocuklarımızın okul parası, evlatlarımızın düğün parası, hastalarımızın doktor parası ve gençlerimizin geleceği için yatırım aracıdır.

         Bu zehirden etkilenecek olan sadece fındık olmayacaktır. Hayvan yetiştiricileri arıcılarımız, dolayısı ile su havzalarına karışabilecek siyanür ile tüm canlılarımız etkilenecektir.

         Bunların hepsini bir arada değerlendirdiğimizde siyanürle maden aramasına göz yummamız duyarsız kalmamız mümkün değildir.

         Bu yanlıştan bir an önce dönülmelidir. İnanıyorum ki yapılması planlanan ihalenin iptali yönünde karar çıkacaktır, çıkmalıdır

         Şu yanlış anlaşılmasın; bizim mücadelemiz altın aranmasına karşı değildir, biz de isteriz yer altı kaynaklarımızın değerlendirilmesini, biz siyanürle altın aranmasına karşıyız. Çünkü ekmeğimizin, suyumuzun, sağlığımızın, aldığımız nefesin ve geleceğimizin peşindeyiz.  Bu tahribata seyirci kalmayalım.

         Daha önce de gerek yazılı basında; gerek görsel basında sergilediğimiz duruşu bundan sonra da her platformda sergilemeye devam edeceğiz. Sesimizi duyurana kadar buradayız.”