Belediye-İş Sendikası Ordu Şube Başkanı Kadir Altun, “Çaybaşı Belediyesi iştiraki ÇAYBEL A.Ş: de çalışan işçilerimizin toplu iş sözleşme görüşmelerinde işveren ile bir anlaşma sağlanamamış,  işçilerimiz Anayasanın ve Yasaların vermiş olduğu hakkı kullanarak işçilerimiz grev kararı almışlardır” dedi.

Çaybaşı Belediyesi iştiraki ÇAYBEL A.Ş. de çalışan işçilerimiz için de insanca çalışmak ve insanca yaşamak için enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ettik diyen Altun, “Tek amacı insanca yaşamak için hak ettiği ücreti talep eden işçilerimiz adına bu süreci yürüten Belediye –İş Sendikamız, Ülkemizde, Ordu İl ve İlçelerinde dürüst, ilkeli, emeğin, emekcinin, evrensel değerleri ve yaşadığı toplumun değerlerini, haklarını bilen, yaptığı işi kırmadan dökmeden yapan, hiç kimsenin, hiç bir legal ve illagal kuruluşun güdümünde olmayan, doğruya doğru diyen, haksızlığı yapan kim olursa olsun karşı gelen, bu gücüde sadece Anayasamızın ve Yasalarımızın vermiş olduğu yetki ile yapan, toplu sözleşme süreçlerinde, işçi işveren ilişkilerinde üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek amacıyla çalışırken, kısa vadeli küçük çıkarların peşine takılmayan, ülkemizin ve yaşadığımız ilçemizin gerçeklerinden bağımsız değerlendirmeyen, kendi işini tam profesyonelce yapan Ülkemizin En büyük sendikalarının başında gelmektedir.

Biz hem işyerimizi hem de üyemizin menfaatlerini gözetiyoruz. Ama bizim üyemizde el değil Çaybaşı İlçemizin evladı. Başkan da bunu görsün.

Belediye-iş, toplu sözleşmenin öncelikle masada bitirmeyi hedefleyen bir sendikadır. Masada bitirilmesi için bu güne kadar elinden gelen çabayı harcamış, ne yazık ki sendikamızın tüm iyi niyetli yaklaşımına rağmen işverenin tutarsız, uzlaşmadan uzak dayatmaları sonucu anlaşma sağlanamamıştır.  

Eylemi grevi amaç değil Anayasal ve yasal bir hak bir araç olarak gören bir sendikadır.

Biz başkanın noteri değil, işçi sendikasıyız. ”Uzlaşma Diyalog”  başkanın yaptığı gibi 20-30 kişiyi işten çıkarırım tehditleriyle, Anayasal grev hakkını karalayarak bir suç gibi göstererek kurulmaz. Diyalogla kurulur.

Çaybaşı Belediyesi iştiraki ÇAYBEL A.Ş. de çalışan işçilerimiz için de insanca çalışmak ve insanca yaşamak için enflasyon karşısında ezilmediğimiz bir ücret talep ettik” diye konuştu.

Altun şunları söyledi: “Biz emekçiler geçim derdindeyiz. Her zaman ve her yerde söylediğimiz gibi hizmet ettiğimiz Çaybaşı Halkını ve işimizi severek yapıyoruz. Biliyoruz ki işimizi helali ile yapıp, emeğimizin karşılığı ile ailemizin hayatını idame ettiriyoruz. Helal rızık Alın terimizle çalışıyoruz.

Biz çalışanlar, esnaf olsak, tüccar olsak deriz ki enflasyon arttı bizde fiyatları arttırıyoruz.

İşçi emekçi bunu diyebiliyor mu? Hayır.

Bu yaşanan hayat pahalılığı şehir de pahalı da ilçemiz de ucuz mu?

Şehirde yaşayan bir işçi ekmek, peynir çay, şeker, elektrik, mazot, benzin, v.s. alırken evinin ihtiyacını giderirken pahalıya alıyor da biz sanki  ucuza mı alıyoruz. Hayat pahalılığı ve geçim derdi her yanı sarmış. Bu inkar edilebilir mi?

Üniversite de okuyan çocuklarımıza sizin aileniz ilçede ikamet ediyor onun için sizlere ekstra ücretlerinden indirim mi yapıyorlar?.

Sayın başkan tarafından Anayasal hakkımızı, algı yönetimi ile işçinin Anayasal hak mücadelesini suç, arkasında başka siyasi amaç varmış gibi gösterme gayreti içinde. Bu demokrasiyi, yasaları içine sindirememe halidir.

Belediye-İş üyesi, sendikasının müşterisi değil sendikanın kendisidir. Belediye-İş yapabileceğini söyleyen, söylediğini de yapan sendikadır. Dolayısıyla muhatabı olduğu işverenlerin de aynı çizgide davranmasını, sendikamıza, belediye emekçilerine verdikleri sözleri tutmasını beklemekte en doğal hakkıdır.

Ben şu kadar işçi çıkarmak zorunda kalırım şeklindeki üstü örtük tehditlerle, ekmek mücadelemizin den bizi geri çeviremezsiniz. Bizim tek isteğimiz alın terimizin karşılığını istiyoruz.

Bir kez daha Çaybaşı Belediyemizin sayın yöneticilerine sesleniyorum.

Bu süreci GREV olmadan masada bitmesi için ısrarlı çağrıma kulak verin, İnsanların haklarını veriniz. Çaybaşı halkının ve dolayısı ile Kamunun vermiş olduğu yetkiyi işçilerin üzerinde bir baskı aracı, kudret göstereceğiniz bir araç olarak kullanmayınız. Gelin bu mağduriyeti el birliği ile çözelim.”