HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
13 Nisan 2017 Perşembe Saat: 10:37

TORUN, “HAYIR”I MADDE MADDE ANLATTI

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ordu Milletvekili Seyit Torun, gazetemiz editörü Şafak Deliçakar’a verdiği röportajda Anayasa değişikliğine neden HAYIR dediklerini madde madde anlattı. A’dan Z’ye referandum maddel
TORUN, “HAYIR”I MADDE MADDE ANLATTI

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Ordu Milletvekili Seyit Torun, gazetemiz editörü Şafak Deliçakar’a verdiği röportajda Anayasa değişikliğine neden HAYIR dediklerini madde madde anlattı. A’dan Z’ye referandum maddelerinin değerlendirildiği röportajın geniş detayı ise şu şekilde kaydedildi.

 

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Torun, Haftanın röportajı sayfamıza hoş geldiniz. Referanduma artık sayılı gün ve saatler kaldı. Neden Hayır dediğinizi madde madde sizinle ele almak istedik. Kabul ettiğiniz için teşekkür ediyor, sorularımıza geçiyorum. MADDE 1- ANAYASANIN MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞIYLA İLGİLİ MADDESİNE “TARAFSIZ” İBARESİ EKLENİYOR bu madde üzerinde neler dersiniz?

 

Seyit TORUN: Sayın Deliçakar, bende bu fırsatı bize sunduğunuz için başta şahsınıza ve tüm Ordu Yeni Haber aile ve camiasına teşekkür ediyorum. Anayasa değişikliğine “HAYIR” diyoruz çünkü; Anayasaya “tarafsız” ibaresi yazmakla yargı tarafsız olamaz.

Tek bir kişi, hem Başkan hem de partisinin Genel Başkanı sıfatıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu üyelerinin tümünü belirleyecektir. Anayasa Mahkemesi de aynı şekilde bir kişi tarafından atanacak, bir kişinin emrine girecektir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu 13 üyeden oluşmaktadır. Bu 13 üyenin 6'sını cumhurbaşkanı belirliyor,  4'ünü üye olarak seçiyor, 1 Adalet Bakanı, 1 Adalet Bakanı Müsteşarı;  bakan ve müsteşar da cumhurbaşkanının kabinesinden tayin edeceği isim olacaktır.  7'sini Türkiye Büyük Millet Meclisi seçecek. Çoğunluk hangi partide ise üyeleri de o belirleyecek.

Tek bir kişinin atadığı yargıç ve savcıların geleceği bir kişinin iki dudağının arasında iken hiçbir mahkeme tarafsız ve bağımsız bir şekilde karar veremez. Vatandaşın hakkını arayabileceği bir yargı kurumu kalmayacaktır. Ayrıca yargı cumhuriyetten, demokrasiden ve insan haklarından yana taraf olmalıdır.

 

Şafak DELİÇAKAR: MADDE 2 – MİLLETVEKİLİ SAYISI 550’ DEN 600’E ÇIKARILIYOR. MADDE 3’DE DE MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YAŞI 18’E DÜŞÜRÜLÜYOR. Bu iki madde hakkında neler söylemek istersiniz?

 

Seyit TORUN: TBMM’nin yetkileri azaltılırken, milletvekili sayısını 600’e çıkarmak, milletle alay etmek demektir. Yüzde 10'luk seçim barajı kaldırılmadığı müddetçe milletvekili sayısının 600'e çıkarılmış olması, en çok oy alan partinin sandalye sayısının katlanarak artması anlamına gelmektedir.

 

Böylece iktidar, Parlamento kararları için başka partilere ihtiyaç duymaksızın, hiçbir muhalefete yer bırakmadan, dilediği kararı alabilecek çoğunluğa ulaşabilir. Yani kanun tasarısı kabul edilirse yürütmeyi denetleme yetkisi elinden alınacaktır.

 

Ayrıca 5 yıllık 50 milletvekilinin maliyeti 187.950.000 TL'dir. Bu 10.683 asgari ücretlinin parası demektir. Bu rakamla bir yılda bin işçi, 5 yılda 5000 işçi çalıştırılabilir.Amerikan Birleşik Devletlerinin nüfusu 300 milyondur. Amerika’daki milletvekili sayısı 435tir. Türkiye’nin nüfusu 80 milyonken ve 6 milyon işsiz varken milletvekili sayısını 600’e çıkarmak Türk milletinin parasını heba etmektir.

MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YAŞI 18’E DÜŞÜRÜLÜYOR

 

Elbette 18 yaşında bir genç seçme hakkına sahipse, seçilme hakkına da sahip olmalıdır. Ancak bu gençlerin askerlikten muaf tutulması, vatan evlatları Suriye’de, Güneydoğuda bir bir şehit düşerken, birkaç siyasetçinin, siyasetçilere yakın kişilerin çocuklarının milletvekili yapılıp askerlikten kaçmalarının önünün açılması kabul edilemez. 18 yaşındaki gençlerin okuyorsa gerçekten iyi bir eğitime, okumuyorsa geleceğini kurabileceği işe ihtiyacı vardır.

 

Şafak DELİÇAKAR: MADDE -4 MECLİS VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ AYNI GÜN YAPILACAK. Seçim takvimlerinin ayrı ayrı yapılması gerektiğini savunuyorsunuz. Neden?

 

Seyit TORUN: Cumhurbaşkanı seçimi ile milletvekili seçimi aynı gün yapılırsa parti genel başkanı olan Cumhurbaşkanı adayı aynı zamanda partisinin milletvekillerini de belirleme imkânını bulacak. Burada hem aday gösterme yetkisi nedeniyle milletvekillerini ismen belirleme imkânı olacak hem de aynı anda yapılan seçimlerde seçmen Cumhurbaşkanı ile onun partisine oy vereceğinden dolayı siyasi olarak da Meclis çoğunluğuna hâkim olacak. Meclisin Cumhurbaşkanını denetleyebilmesi fiilen mümkün olmayacak, bu da güçler ayrılığını yok edecek.

Oysa, seçimlerin farklı zamanlarda yapılması millî irade denetiminin işletilmesini de sağlar, ara denetim yolunu da açar. Cumhurbaşkanını seçen irade, aradan bir süre geçtikten sonra yönetimden memnun olmazsa vatandaşımız, Meclis seçiminde sandığa yansıtıp iktidarı denetleyebilir. Aynı anda seçim, bu ara denetim yolunu ortadan kaldırır. Getirilen düzenleme bir anlamda bir dayatma düzenlemesidir. Millete "Kimi Cumhurbaşkanı seçiyorsan onun partisinin milletvekillerini de sen seç, beş yıl olarak orada buna katlan." anlamı çıkmaktadır.

Bu sistemde kazanan hepsini kazanacak, kaybeden her şeyi kaybedecek.

 

Şafak DELİÇAKAR: 5. MADDE – MECLİSİN GÖREV VE YETKİLERİ ARASINDAN BAKANLAR KURULUNU VE BAKANLARI DENETLEME YETKİSİ SİZE GÖRE NASIL ÇIKARILIYOR?

 

Seyit TORUN: Başbakan ve Bakanlar Kurulu Kalkıyor, yetkiler Cumhurbaşkanı seçilecek tek bir kişiye veriliyor. Bakanlar Kurulunun yerini Cumhurbaşkanının atadığı bürokratlar alıyor. Bu nedenle TBMM’nin görev ve yetkileri arasından Bakanlar Kurulunu denetleme yetkisi çıkarılıyor. Aynı zamanda Meclis’in eski Başbakan ve bakanları denetleme yetkisi de kaldırılıyor. Böylece geçmişteki tüm usulsüzlük ve yolsuzlukların üstü “TEK ADAM” rejimiyle örtülüyor. Bundan sonra Bakanlara hesap sorulmayacak.

 

Şafak DELİÇAKAR: 6. MADDE – TBMM’NİN YÜRÜTMEYİ DENETLEME VE HESAP SORMA YETKİSİ SİZCE NASIL ELİNDEN ALINIYOR?

 

Seyit TORUN: Türkiye Büyük Millet meclisi üyelerine "soru sorma" yetkisi tanınmasının amacı; Yürütme'nin etkin kanadı olan Başbakan ve Bakanlar Kurulu'ndan bilgi isteme olanağının yaratılmasıdır.

Cumhurbaşkanı, hâlihazırdaki Başbakan'ın yerine geçiyor; ancak onu ciddi ölçüde aşan icraî yetkilerle donatılıyor.

"Soru"ların asıl muhatabı olması gereken tüm Yürütme yetkilerine ship olan Cumhurbaşkanınaa  milletvekilleri soru soramıyor. Sorular ancak "…Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara…" sorulabiliyor.

Bu durum ise, tüm Yürütme (ve "Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri" yoluyla Yasama) yetkileri şahsen kendisinde toplanan, ancak milletvekilleri tarafından şahsen soru sorulamayacak bir makam yaratılıyor.

Cumhuriyet rejimlerinden ziyade, Monarşi (Kraliyet) rejimlerini andıran bir Yürütme organı yaratılıyor.

 TBMM, Meclis Araştırması, Genel Görüşme, Meclis Soruşturması ve Yazılı Soru yollarıyla bilgi edinme ve denetleme yetkisini kullanacak. Gensoru, denetleme yetkisinden çıkarılacak.

Vatandaşın kendisini temsil etmesi, sorunlarına çözüm bulması için Meclis’e gönderdiği milletvekilinin elinden denetleme ve hesap sorma yetkisi elinden alınıyor.

 

Şafak DELİÇAKAR: 7. MADDE – CUMHURBAŞKANININ PARTİLİ OLMASININ ÖNÜ AÇILIYOR. 8. MADDE – CUMHURBAŞKANININ GÖREV VE YETKİLERİ DÜZENLENİYOR. 9. MADDE – CUMHURBAŞKANININ SORUMLULUĞUNU DÜZENLEYEN MADDE DEĞİŞİYOR. Bu üç madde hakkında ki görüşleriniz nelerdir?

 

CUMHURBAŞKANININ PARTİLİ OLMASI

Seyit TORUN: Tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanı seçilen kişinin bir siyasi partiyle ilişki kurması mümkün hale getiriliyor. Bir kişi hem Cumhurbaşkanı oluyor, hem Başbakan oluyor, hem de bir siyasi partinin Başkanı oluyor. Artık bir Parti Devleti kuruluyor. Demokrasi bitiyor. Rejim değişiyor. Bir başka değişiklik ise 20 milletvekili Cumhurbaşkanı adayı gösterebilirken artık sadece parti grupları aday gösterebiliyor. Yani milletvekillerinin yetkilerini de budanmış oluyor.

 

CUMHURBAŞKANININ GÖREV VE YETKİLERİ DÜZENLENİYOR

 

Başbakanın görev ve yetkilerin Cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanı yardımcılarını, bakanları üst kademe kamu yöneticilerini atıyor, görevlerine son veriyor. Devlette liyakatin yerini sadakat alıyor. Parti devletinin yolu açılıyor. Cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisinin verilmesiyle, Türk Milleti adına kanun yapma yetkisi de TBMM’den alınıp Cumhurbaşkanına veriliyor.

 

CUMHURBAŞKANININ SORUMLULUĞUNU DÜZENLEYEN MADDE DEĞİŞİYOR

 

Söz konusu maddeyle, Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla 600 sandalyeli mecliste 301 vekilin imzasıyla önerge verilebilecek. 55 milletvekilinin imzasıyla Başbakan hakkında soruşturma açılabilirken, bu düzenlemeyle Meclis, 360 milletvekilinin gizli oyuyla soruşturma komisyonu kurabilecek. Komisyon, Yüce Divan’da yargılanma kararı verirse cumhurbaşkanı ancak 400 milletvekilinin gizli oyuyla yargılanabilecek.Milletvekillerini seçen bir Cumhurbaşkanını Yüce divana kimse gönderemeyecek.Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesinin tüm üyelerini de doğrudan ve dolaylı olarak atayacağı için, Yüce Divan sıfatıyla görev yapan Anayasa Mahkemesinin görevini bağımsız ve tarafsız bir şekilde yapması da engelleniyor.

 

Şafak DELİÇAKAR: 10. MADDE – CUMHURBAŞKANI YARDIMCILARININ VE BAKANLARIN ATANMALARI, GÖREV VE YETKİLERİ İLE CUMHURBAŞKANINA VEKALET DÜZENLENİYOR. Bu madde üzerinde gördüğünüz sakıncalar neler?

 

Seyit TORUN: Tek bir kişi istediği kadar cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan atayabilecek. Cumhurbaşkanı, 18 yaşını bitirmiş ilkokul mezunları arasından istediği sayıda kişiyi Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Bakan olarak atayabilir. Bunlar, Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği örgütsel yapı ve ilkeler çerçevesinde, Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olarak Türkiye’yi yönetecek.

18 yaşını bitirmiş ve seçilmemiş bir ilkokul mezunu (Yardımcılarından hangisi olduğu belli değil), Cumhurbaşkanı hasta olduğunda, seyahatteyken veya ölünce, tam yetkiyle yerine geçer.) Cumhurbaşkanı, Yardımcıları ve Bakanlar için yargılanma hemen hemen olanaksızdır ve ayrıca hepsine ömür boyu dokunulmazlık sağlanmıştır. Hükümet ya da Bakanlar Kurulu diye bir mecburiyet de yoktur; Cumhurbaşkanı istediği örgütlenmeyi yapar; isterse, hiç bakan atamaz, ülkeyi sadece yardımcılarıyla yönetebilir.

Cumhurbaşkanı isterse eşini, damadını, çocuklarını veya bir teröristi kendisine yardımcı olarak atayabilecek. Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde 45 gün içinde cumhurbaşkanı seçimi yapılacak. Yenisi seçilene kadar cumhurbaşkanı yardımcısı, cumhurbaşkanlığına vekalet edecek ve cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanacak. Bu süre içerisinde Milletin seçmediği bir kişi Cumhurbaşkanının tüm yetkilerini kullanma hakkına sahip olduğu için ülkeyi istediği gibi yönetebilecek. Milli irade tamamen ortadan kalkmış olacak.

 

Şafak DELİÇAKAR: 11. MADDE – CUMHURBAŞKANI VE TBMM SEÇİMLERİNİN YENİLENMESİ KONUSUNDA Kİ KAYGILARINIZ NEDİR?

 

Seyit TORUN: Cumhurbaşkanının kararıyla, ya da TBMM’de 360 milletvekilinin oyuyla, her iki seçim birlikte, hiçbir koşula bağlı olmadan yenilenebilecek. TBMM, Cumhurbaşkanının ikinci dönemi devam ederken seçimlerin yenilenmesine karar verirse, “TEK ADAM” üçüncü dönem için de aday olabilecek. Seçimlerin yenilenmesi yetkisi tek bir kişiye Cumhurbaşkanına veriliyor. Cumhurbaşkanı partisinin de başkanı olacağı için milletvekillerine vereceği talimatla ülkeyi istediği zaman seçime götürebilecek. Milletin Meclisi “TEK BİR KİŞİ”nin sultası altına giriyor.

 

Şafak DELİÇAKAR: 12. MADDE – OLAĞANÜSTÜ HAL İLANI DÜZENLENİYOR. Bu maddede de ciddi endişeleriniz var. Bu maddeye nasıl bakıyorsunuz?

 

Seyit TORUN: Teklifin 12. maddesine göre, yurdun tamamında veya bir bölgesinde olağanüstü hal (OHAL) ilan edebilecek.

Cumhurbaşkanına hiç kimseye danışmadan, tek başına herhangi bir sebeple, örneğin canı öyle istediği için olağanüstü hâl ilan etme yetkisi veriliyor." "Kendi ilan ettiği olağanüstü hâl sırasında Cumhurbaşkanı Anayasa'da belirtilen sınırlara tabi olmadan temel hak ve özgürlükleri askıya alma imkânına kavuşuyor. OHAL ilanında MGK görüşü alma gereği kaldırılarak tek yetkili Cumhurbaşkanı olmuştur. TBMM'nin OHAL süresine ilişkin tasarrufları (kısaltma, uzatma, kaldırma) "gerekli gördüğü takdirde" biçiminde keyfiyete açık, muğlak bir şarta bağlanmıştır.

Yine, düzenlemenin en can alıcı noktası Cumhurbaşkanına "sınırlamalara tabi olmaksızın" kararname çıkarma yetkisi vermesidir. Hâlihazırda KHK'lerle yönetilen ülkede hukukun askıya alındığı göz önüne alınırsa sınırsız yetki tanınan Cumhurbaşkanının kararnamelerle telafisi imkânsız zararlara neden olması muhtemeldir.

Şafak DELİÇAKAR: 13. MADDE – ASKERİ MAHKEMELER KALDIRILIYOR. 14. MADDE -HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNUN YAPISINDA DEĞİŞİKLİĞE GİDİLİYOR. Bu iki madde üzerine ne demek istersiniz?

 

Seyit TORUN: Teklifin 13. maddesine göre, disiplin mahkemeleri dışında askeri mahkemeler kurulamayacak. Ancak savaş halinde asker kişilerin görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevli askeri mahkemeler kurulabilecek. Askeri mahkemelerin kaldırılması doğrudur. Ancak bu madde bir anlam taşımıyor. Çünkü, Hakimler ve Savcılar Kurulunu, Anayasa Mahkemesini dolayısıyla tüm yargıyı “TEK BİR KİŞİ” nin kontrolüne verildiği için yargı bağımsızlığını tamamen yitirecek.

 

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULUNUN YAPISINDA DEĞİŞİKLİĞE GİDİLİYOR

 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek. Kurulun üye sayısı 13, daire sayısı 2 olacak. Kurula Adalet Bakanı başkanlık edecek ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı da kurulun tabii üyesi olarak görev yapacak.

 

Şafak DELİÇAKAR: 15. MADDE–BÜTÇEYİ KULLANMA HAKKI CUMHURBAŞKANINA VERİLECEĞİ İDDİALARINA NE DİYORSUNUZ?

 

Seyit TORUN: Anayasa'mızın en önemli maddelerinden biri olan 7'nci maddesinde var olan yasama yetkisinin devridir. En temel kanunlardan biri olan bütçe hakkını ortaya koyan bütçe kanunuyla ilgili de bir yasama yetkisi devrediliyor.TBMM nin elinden bütçe yapma yetkisi alınıyor. Cumhurbaşkanına veriliyor.  Halkın ödediği vergilerle hazırlanan bütçenin nasıl ve nereye kullanılacağına  sadece tek bir kişi karar verecek. Türk Milletinin parasını istediği gibi harcayabilecek. Bütçe Mecliste kabul edilmezse hükümet düşerken, artık bu olmayacak. Mecliste kabul edilmezse Cumhurbaşkanı geçen yılın değerlerine göre yeniden oranlama yapacak.

 

Şafak DELİÇAKAR: 16. MADDE ANAYASANIN 60’A YAKIN MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILIYOR. SONUÇ İTİBARIYLA NE DİYECEKSİNİZ?

 

Seyit TORUN: Türkiye’nin bölünmesine yol açabilecek çok önemli bir düzenleme var. Burada Anayasa’nın 123 maddesindeki  ‘’ancak kanunla’’ yapılabilen düzenlemeler,  ‘’kanunla veya kararnameyle’’ yapılabilir düzenlemesi var. Yani kamu tüzel kişiliği sadece ‘’ancak’’ kanunla kurulurken bu düzenlemeyle kararnameyle de kurulabilecek. Yani belediye, il ve ilçeler kararnameyle kurulabilecek. Bu değişiklik çok vahim bir değişikliktir. Belediyeleri, illeri  birleştirip özerk bölgeler kurabilir. Federasyonun önü böylelikle açılmış oluyor.

 

BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ, TÜRKİYE’NİN HİÇ BİR SORUNUNA ÇÖZÜM GETİRMİYOR

 

Yurttaşımızın yaşam hakkını nasıl güvence altına alacağız?

Hukuk güvenliği, yargı bağımsızlığı nasıl sağlanacak?

Yoksulluk nasıl bitirilecek? İşsizlik nasıl azaltılacak? 3 gençten 1'i işsiz.

Türk liramızın değer kaybı nasıl durdurulacak? Üretim nasıl artırılacak?

Hakça paylaşım nasıl sağlanacak? Eğitim sistemimiz nasıl iyileştirilecek?

Terör her gün can almaya devam ediyor. Asgari ücret açlık sınırının altında.

Dolar aldı başını gidiyor, ardı sıra zamlar, vergiler. Esnaf borç yükü altında, çiftçinin beli büküldü.

Bu sorunların hiçbirine Anayasa Değişikliğinde çözüm bulunmuyor.

Son iki yıldır Anayasa'ya da aykırı bir biçimde fiilî başkanlık sistemi var. Ancak Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülmemiştir.

 

17 Nisan’da ‘HAYIR’ çıkarsa Türkiye’nin üzerindeki  karamsarlık dağılacaktır.Türkiye derin bir nefes alacaktır. Türkiye’de olumlu, iyimser bir hava esmeye başlayacak, Meclis çalışmaları, siyasi partiler arasındaki ilişkiler, toplumsal gruplar arasındaki ilişkiler ve özellikle ekonomi olumlu olarak etkilenecektir.  Türkiye yeniden başlama şansı elde edecektir.

 

 Eğer ‘EVET’ çıkarsa;Türkiye bir tek adam rejimine geçer.  Türkiye’nin bütün kuruluşları yeniden yapılandırılacak. Ve bu 18 maddenin içinde bu yapılandırmayı tek başına Cumhurbaşkanının kararnameleriyle yapacağı yazılıdır. Bu bir maceradır. Türkiye çok büyük sorunlarla karşılaşacaktır.Cumhurbaşkanı tek başına savaş kararı verebilecektir. Mahkemeler de kapısında ‘Mahkeme’ yazan, ancak siyasi parti şubeleri gibi çalışan yapılara dönüşecektir. Türkiye bölünme tehdidiyle baş başa kalacaktır.

 

Bu Anayasa Değişikliğine “EVET” demek, Türkiye’nin yaklaşık 150 yıllık parlamenter demokrasi geleneğini bir kenara bırakıp, Anayasanın çizdiği sınırların dışına çıkmayı yönetim metodu olarak benimsemiş bir  zihniyetin “tek adamlık” hedefine ortak olmak veya katkı sağlamak olacaktır.

 

Şafak DELİÇAKAR: Sayın Torun, yaptığınız açıklamalar ve değerlendirmeler için çok teşekkür ediyor, bu takvim sürecinde çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Seyit TORUN: Sayın Deliçakar, bende tüm Türkiye’de olduğu gibi Ordu’dan da kocaman bir hayır çıkacağına inanarak başta şahsınıza ve bütün okurlarınıza, ayrıca tüm hemşerilerime sevgi ve saygılarımı sunuyor, size de başarılar diliyorum.

 

 

 

Anahtar Kelimeler : TORUN, “HAYIR”I, MADDE, ANLATTI

Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız