HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
3 Ağustos 2017 Perşembe Saat: 08:56

“KİMSE BİZİ MEYDANLARA ÇIKMAK ZORUNDA BIRAKMASIN”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs 2017’de Ankara’da düzenledikleri mitingde, bütün mesajları verdiklerini, sorunları dile getirdiklerini, çözüm yollarını gösterdiklerini bildirerek, “bu
“KİMSE BİZİ MEYDANLARA ÇIKMAK ZORUNDA BIRAKMASIN”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs 2017’de Ankara’da düzenledikleri mitingde, bütün mesajları verdiklerini, sorunları dile getirdiklerini, çözüm yollarını gösterdiklerini bildirerek, “bu ülkeyi doyuran, reel sektör olan tarımın ve çiftçimizin kıymeti anlaşılmıyor dedik. Görüyoruz ki mesajlarımız yeterince anlaşılmamış. Çiftçimiz, sorunların bir an önce çözülmesini istiyor. Uyarıyoruz… Kimse bizi tekrar meydanlara çıkmak zorunda bırakmasın” dedi.

Bayraktar, “Bu ülkeyi doyuran insanların kıymetini herkes bilmek zorundadır. Bu anlaşılıncaya kadar mücadelemiz devam edecek. Meydanlara çıkarız, herkesi uyarıyorum. Meydanlara bir çıkmaya başlarsak arka arkaya gelir. Kimse bizi durduramaz. Herkes aklını başına alsın” şeklinde konuştu.

Şemsi Bayraktar, Birlik Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Temmuz ayı üretici ve market fiyatlarındaki değişim ile başta buğdayda yaşanan sorunlar olmaz üzere tarımdaki gelişmeleri değerlendirdi.

 Konuşmasına buğdayda yaşanan sıkıntıları değerlendirmek başlayan Bayraktar, “dün de açıklama yaptım. Bu sene buğday üreticimiz artan üretime rağmen mağdur olmuştur. Çiftçimiz üst üste darbeler yemiştir” dedi. Hasat zamanında çıkarılan gümrük vergilerini düşüren yanlış kararnamenin, hatalar zincirinin ilk halkası olduğunu dile getiren Bayraktar, şunları söyledi:

“Bu kararname, buğday fiyatlarını düşürmüştür. 27 Haziran 2017’de yayınlanan kararnameden önce buğdayda tonu ekmeklikte 1000-1050 lira, makarnalıkta 1050-1150 lira olan fiyat, bazı bölgelerimizde ekmeklikte 800, makarnalıkta 900 liraya kadar gerilemiştir. Hatta Trakya bölgemizde 750 liraya kadar inmiştir.

Fiyatlar inmeye başladığında acilen Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) devreye girmesi ve fiyat istikrarını sağlaması gerekiyordu. TMO, devreye girmedi, 12 Temmuz 2017’ye kadar bekledi, müdahale fiyatını açıklamadı. Ofisin müdahale alım fiyatını açıklamada gecikmesi ve ton başına ekmeklikte 940 lira gibi üreticinin talebini karşılamaktan uzak bir fiyat vermesi hatalar zincirinin ikinci halkası olmuştur.

TMO, geçen yıl 910 lira olan fiyatı yüzde 3,3 artışla 940 liraya çıkarmış, makarnalıkta 1000 lira olan fiyatı da değiştirmemiştir.

Bütün bunların üzerine İç Anadolu ve Doğu Anadolu’nun Kayseri, Kırşehir, Çorum, Kars, Yozgat, Ağrı, Ardahan, Çankırı, Erzurum gibi bazı illerinde yüzde 10’dan, yüzde 80’lere varan oranlarda verim kaybına neden olan kuraklık da üreticimize ayrıca darbe vurmuştur. Buğdayda halen üretici fiyatı vasfına göre 830 liraya kadar düşmüş durumdadır.

Bu ortamda yapılması gereken, hasatta çıkardığı yanlış kararnameyle buğdayda fiyatların düşmesine neden olan hükümetimiz, kilogramda 5 kuruş olarak uygulanan primi artırarak hatasını telafi etmeli, üreticinin zararını gidermelidir. TMO da hızlı bir şekilde alım yapmalıdır. Çiftçimizi mağdur etmemelidir.”

 Cumartesi günü Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla, sıfır gümrükle, TMO’ya 750 bin ton buğday ve mahlut, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır, 100 bin ton pirinç, Et ve Süt Kurumu'na, 500 bin canlı büyükbaş hayvan, 475 bin canlı küçükbaş hayvan, 75 bin ton lop et, 20 bin ton da karkas et ithalatı için yetki verildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“TMO, bu yetkiyi, buğday, mahlut, arpada 31 Mayıs 2018, mısırda 31 Temmuz 2018, pirinçte 31 Ağustos 2018, ESK ise, karkas ette 31 Aralık 2017, lop et ve canlı büyükbaş, küçükbaş hayvan ithalatında 31 Aralık 2018 tarihine kadar bu yetkilerini kullanabilecekler. Et ve Süt Kurumu’na, 2017 yılı sonuna kadar da, 20 bin ton karkas et ithalatı için yetki verilmiştir.

Öncelikle hasadın devam ettiği, üreticinin fiyattan aşırı derecede mağduriyet yaşadığı, üretimin de geçen yılın 1,2 milyon ton üzerinde çıkacağının tahmin edildiği bu ortamda, böyle bir kararname çıkarılması, ithalat yapılmasa bile piyasayı yine psikolojik olarak etkileyecek ve fiyatları daha da düşürecektir.

 Kararnamenin zamanlaması da yanlıştır. TMO’ya 2015 ve 2016 yıllarında böyle bir buğday ithalatı yetkisi verilmemiştir. Ofis, 2012 yılında 1 milyon tonluk yetki almış ancak ihtiyaç görülmediği için kullanmamıştır. 2014 yılında verilen buğday ithalatı yetkisinin tarihi de 19 Nisan 2014’tür ve kararname hasattan yaklaşık bir ay önce çıkarılmıştır.

TMO, 2014 yılında verilen 4,2 milyon tonluk ithalat yetkisinin yarısı kullanılmıştır. Kararın üretici mağduriyetine yol açmamasını talep ediyoruz.”

 Sıcakların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle Çukurova’da mısır hasadının başladığını bildiren Bayraktar, “üreticilerimize bol ve bereketli bir hasat diliyorum. Yine bu ortamda TMO’ya 700 bin ton mısır ithalat yetkisi tanınmıştır. Buğdayda yaşananlar mısırda yaşanmasın. TMO, hızlı hareket etsin. Çiftçimizi mağdur etmeyecek bir müdahale alım fiyatını bir an önce açıklasın” dedi.

 Karadeniz için çok önemli bir ürün olan fındıkta önümüzdeki günlerde hasada başlanacağını vurgulayan Bayraktar, “fındık ülkemize 2 milyar dolardan fazla döviz sağlamaktadır. TMO, Nisan ayında başladığı alımlara yeni sezonda da etkin olarak devam etmeli, fındık üreticisini mağdur etmemelidir” diye konuştu.

 ESK’ya verilen yetkiyi de doğru bulmadıklarını vurgulayan Bayraktar, şöyle dedi:

“2010-2016 yılları arasında ithalata 5 milyar dolardan fazla döviz ödediğimiz unutulmuş gibi görünüyor. 2008 yılında yaşanan süt krizinin ardından süt hayvanlarının kesime gitmesiyle oluşan et açığı, 2010 yılında başlayan canlı hayvan ve et ithalatıyla çözülememiştir. Üzücü bir şekilde yine aynı noktaya doğru gidilmektedir. Dünyanın hiçbir ülkesi ithalatla hayvancılıkta büyüme göstermemiştir. Etteki sorunun, düşük süt fiyatlarından, besilik ve yem maliyetlerinden kaynakladığı bilinmektedir. Bu sorunlar çözülmeden, çiğ süt fiyatları makul seviyelere getirilmeden, besilik ve yem maliyetleri düşürülmeden ithalat önlenemez. Et fiyatlarını düşürmenin yolu ithalat değil, daha fazla destek vererek üretimi artırmaktan, buna yönelik politikalar izlemekten geçer.”

 Bütün bu politikaların Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi’nin kararları olduğunun söylendiğine dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

“Gerekçe enflasyonla mücadele deniyor. Sanki, enflasyonun sorumlusu çiftçimizmiş gibi… Tüketicide Haziran ayı itibarıyla yıllık enflasyon yüzde 10,90’ı buluyor. Gıdanın enflasyondaki payı ne? Yüzde 3 civarında. Enflasyon denince hemen akla gıda geliyor. Gıdada enflasyonu sıfırladın diyelim, enflasyon sorunu ortadan mı kalkacak? Gıda dışında yüzde 8’e yakın bir enflasyon var. Enflasyonu oluşturan diğer unsurlara neden bakılmıyor? Çiftçiye cesaretiniz yetiyor da onlara yetmiyor mu? Neden sadece bizim üzerimize geliniyor? Günah keçisi biz miyiz? Bunu da herkesin görmesi gerekir.

 14 Mayıs 2017’de Ankara Tandoğan’da düzenlediğimiz mitingde, bütün mesajlarımızı verdik, sorunları dile getirdik, çözüm yollarını gösterdik. Bu ülkeyi doyuran, reel sektör olan tarımın ve çiftçimizin kıymeti anlaşılmıyor dedik. Görüyoruz ki mesajlarımız yeterince anlaşılmamış. Çiftçimiz, sorunların bir an önce çözülmesini istiyor. Uyarıyoruz…Kimse bizi tekrar meydanlara çıkmak zorunda bırakmasın.”

 

 


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız