HABER ARAMA
Ordu Nöbetçi Eczaneleri
HABER ARŞİVİ
Lütfen Bir Tarih Seçiniz
ANKET
Yeni İnternet Sitemizi Beğendiniz mi?
  • Gayet Güzel
  • Kullanışlı
  • Beğenmedim
SON DAKİKA HABERLER
Ordu Havaalanı Transfer Samsun Havaalanı Vip Transfer
18 Mart 2016 Cuma Saat: 11:14

“TÜRKİYE ALİ BABANIN ÇİFTLİĞİ DEĞİL”

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’de devlet memurlarının ezildiğini ve 657 sayılı kanun üzerinde oynanan oyunlara asla fırsat vermeceklerini belirterek; “Türkiye, Ali Babanın Çiftliği değil. İ
“TÜRKİYE ALİ BABANIN ÇİFTLİĞİ DEĞİL”

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Türkiye’de devlet memurlarının ezildiğini ve 657 sayılı kanun üzerinde oynanan oyunlara asla fırsat vermeceklerini belirterek; “Türkiye, Ali Babanın Çiftliği değil. İsterse babamız yapsın, çalışma hayatını bu şekilde dizayn etmek insanları köleleştirmektir” dedi.

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Karadeniz’de  Rize’den başlayarak sırasıyla,Trabzon, Giresun ve Ordu Şubelerinin istişare toplantılarına katıldı.

Genel Başkan’a, Ordu’da ki istişare toplantısına Kamu Sen Ordu Şube Başkanı Ömer Okumuş ve sendikaya bağlı şube başkanları ile üyeler eşlik etti.  

Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Ordu’da ki ilk programını sendika binasında basına düzenlediği toplatı ile başladı.

“NASIL BEDEL ÖDEDİĞİMİZ İYİ ANLAŞILMALI”

Ülke gündemi ve insan güvenliği konuları ile söze başlayan Genel Başkan Koncuk, “Son yıllarda yaşadıklarımızı değerlendirdiğimizde, ‘millet olma özelliğimizi kaybediyor muyuz?’ sorusunu sormayan ve endişelenmeyen insanların sayısı çok azdır. Okumuş, mürekkep yalamış, aydın değimiz insanlar dahi bu milletin gelecek davasını omuzlamak, ülkemizin yaşadığı sıkıntıları çözmek adına doğru şeyleri terennüm etmek yerine, ‘Aman başıma bir iş gelmesin, menfaatlerimden olmayayım’ şeklinde bir kaygı içine girdi. Böyle giderse millet olma özelliğimizi hızla yitireceğiz. Millet olamayan toplumların, mesela Suriyeli sığınmacıların yaşadıklarını görüyorsunuz. Üzerinde güvenle yaşayacağımız bir vatan toprağı yoksa, namusumuz da, şerefimiz de tehlike altına girer. Dolayısıyla bu coğrafyayı nasıl vatan yaptığımızın, nasıl bedeller ödediğimizin iyi anlaşması gerekir” dedi.

“TAŞERON SAYISI 20 BİN’DEN 720 BİN’E ULAŞTI”

Genel Başkan Koncuk çalışma hayatında ki sorun ve zorluklara da dikkat çekerek şöyle devam etti; “Taşeron çalışanların sayısının 14 yılda 20 binden 720 bine ulaştı. Taşeron patronların yanında çalışanlar bizim evlatlarımızdır. Üniversiteyi binbir zorlukla okuttuğumuz evlatlarımız taşeron patronların sömürüsüne açık hale getirilmiştir. Türkiye’de taşeron sistem adeta asıl çalışma yöntemi haline getirilmiştir. Öte yandan 4/C’li, 4/B’li çalışanlar da bulunmaktadır. Hatırlarsanız 2006 yılında kısmi zamanlı sözleşmeli öğreticilik getirilmişti.

Türk Eğitim-Sen olarak kısmi zamanlı sözleşmeli öğreticiliğe dava açmış, bu uygulamayı iptal ettirmiştik. Bunun üzerine öğretmenlikte 4/B’li çalışma modelini getirdiler. Bununla da yıllarca mücadele ettik. 4/B’li öğretmenliğin kaldırılması ile ilgili yapmadığımız eylem, söylemediğimiz söz kalmadı. Yapılması gereken her şeyi yaptık ve 4/B’li öğretmenlere 2011 seçimleri öncesinde kadro verdiler. Ama bugün kamuda hala 4/B’li çalışanlar var.

“TÜRKİYE ALİ BABANIN ÇİFTLİĞİ DEĞİL”

Öte yandan belediyelerde 50 bin kişi 5393 sayılı yasaya göre çalışıyor. PTT’de idari hizmet sözleşmesi olanlar var. Vekil ebe, vekil imam, vekil hemşire var. Bugünlerde esnek istihdam, part-time çalışma, kiralık işçi dönemi, özel istihdam büroları getiriliyor. İhtiyaç sahipleri özel istihdam bürolarından eleman seçecekler. Tıpkı eski amele pazarı gibi. Bu çalışanların hiçbir hakkı olmayacak. Kıdem tazminatı da alamayacaklar, emekli dahi olmayacaklar.

Tüm bunlar, Türkiye’de birileri servetine servet katsın diye bu memleketin evlatlarını ucuz iş gücü olarak görme hastalığının çalışma hayatına yansımış şeklidir ve tüm insanlarımızı doğrudan doğruya ilgilendiren gelişmelerdir. Yine tüm bunlar milletimize çalışma hayatı yönüyle atılan bir kazıktır ve evlatlarımızın geleceğine ihanettir. Türkiye, Ali Babanın Çiftliği değil. İsterse babamız yapsın, çalışma hayatını bu şekilde dizayn etmek insanları köleleştirmektir. Düşünün bu istihdam türleri olmasa insanlar ya devlet memuru ya kamu işçisi olacak” diye konuştu.

“MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİ YOK, MEMURLARIN YARGI HAKKI VAR”

 657 Sayılı DMK’nın değiştirilmeye çalışıldığını belirten Koncuk memurlarla ilgili bilgi kirliliği de oluşturulduğunu söyledi. Koncuk şunları kaydetti: “ ‘657 Sayılı Kanun değişmelidir’ diyorlar. Neden? Çünkü memurları istedikleri gibi kapının önüne koyamıyorlar. İşlerine gelmeyen memuru kapının önüne koymaya engel olduğu için 657 Sayılı DMK’yı değiştirecekler? Siyasetçi bu ülkede istediği gibi at oynatsın diye mi 657 Sayılı DMK’yı değiştirecekler?

Bu kanunu değiştirme niyetleri var ama memurların kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaları kolay değil. Soruyorum, memurların iş güvencesi var mı? Yok öyle bir şey. Milleti böyle aldatıyorlar. Üzerine basa basa söylüyorum, memurların iş güvencesi yok. Memurların yargı hakkı var. Memurların, idarenin her türlü tasarrufuna karşı dava açma hakkı var. Yargı hakkı çiftçinin de var, esnafın da var. Memurların yargı hakkı Anayasa’nın 125. Maddesi’nden doğan bir haktır. Bu madde, idarenin tüm iş ve işlemlerinin yargı denetimine tabi olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla memurların sınırsız mutlak bir iş güvencesi yok. ‘Memurların sınırsız bir iş güvencesi var’ diyenler koskoca bir yalancıdır. Anayasa’nın 125. Maddesi’ni ortadan kaldırsalar bile yargı hakkımız yine ortadan kalkmaz.

“MEMURLAR HAKKINDA BİLGİ KİRLİLİĞİ OLUŞTURUYORLAR”

Tüm bunları birlikte değerlendirdiğimizde, yargı hakkımızı kaldırmak kolay bir iş değildir. Birileri, memurları sanki bu ülkenin farklı bir tabakası gibi, entelektüel, halktan kopuk grubu gibi takdim ediyor. Bir kez daha söylüyorum, diğer vatandaşların ne kadar hakkı varsa, memurların da o kadar hakkı var. Memurların sınırsız bir iş güvencesi yok. Meslekten atılan binlerce memur var. Bazı kanunların memurları koruma altına aldığı gibi bir düşünce var. Oysa bunlar, devlet memurunun devlet adına yaptığı işlerden dolayı korunması sonucunu doğuran kanunlardır. Aksi taktirde devlet memurları iş üretemez. Yani bu kanunlar memurları değil, devlet hizmetini koruyan kanunlardır. Ama tüm bunlar yanlış anlatılıyor ve devlet memurları ile ilgili bilgi kirliliği oluşturuluyor, düşman cephe yaratılmak isteniyor.”

ÖĞRETMEN İHTİYACI VE ATAMALARI

Öğretmen ihtiyacı ve atamalarını da değerlendiren Koncuk; “Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı bir açıklamasında öğretmen ihtiyacının çok az kaldığını ifade etti. Peki Sayın Bakan’a soruyorum: Öğretmen ihtiyacı fazla yoksa neden 73 ilde 70 bin 293 ücretli öğretmen çalıştırıyorsunuz? Sadece İstanbul’da şu anda 15 bin ücretli öğretmen görev yapıyor. Hem 70 binin üzerinde ücretli öğretmen görev yapacak hem de Milli Eğitim Bakanı ‘Ağustos’ta öğretmen ataması yapmayacağız’ diyecek. Bunu nasıl kabul edebiliriz? Milli Eğitim Bakanlarının görevi toplumu aldatmak değil, ihtiyacımız olan kadrolu öğretmen sayısını şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklamaktır. Üstelik ücretli öğretmenlerin bir kısmı lisans mezunu bile değildir. İki yıllık yüksek okul mezunları ücretli öğretmen olarak görev yapmaktadır. Eğer bu kişiler ile eğitim- öğretim yaparsanız, Türk milli eğitiminde hedeflerinize ulaşmanız mümkün olmayacaktır.”

Devlet memurlarının ezilmek istendiğini de iddia eden Genel Başkan İsmail Koncuk, hangi makamda olursa olsun, bu çete anlayışı ile devlet memurlarını ezenlerin, koltuğundan güç aldığını zannederek kanunların kendilerine vermediği yetkiyi kullanmaya çalışanların yaptıkları hukuksuzluğun hesabını vereceklerini bildirdi.

“KİMSE UNUTACAĞIMIZI ZANNETMESİN”

Koncuk, “Kimse bu yapılanları unutacağımızı zannetmesin. Bunlar çetedir. Bu devranın böyle devam edeceğini, o koltukların baki kalacağını zannetmesinler. Bu topraklar Sultan Süleyman’a kalmadı.  Şu anda güçlü olduğunu zanneden, o makamın adamı olmayan, hiç hak etmediği yerlere gelen bu insanlar yaptıklarının bedelini ödeyecekler. Zalim olanlar, zulme sığınanlar, adaletten sapanlar geçmişte de bunun bedelini ödemişlerdir. Dolayısıyla biz de bunun hesabını mutlaka sorarız” şeklinde konuştu.

Sendikada ki basın açıklamasının ardından Koncuk, sırasıyla İl Milli Eğitim ve İl Sağlık müdürlerini makamlarında ayrı ayrı ziyaret etti. Koncuk daha sonra bir otelde düzenlenen basına kapalı istişare toplantısına da katıldıktan sonra Ordu’dan ayrıldı. (ŞAFAK DELİÇAKAR/OYH)

 

 

 


Haber Yorumları ( 0 Adet)

Adınız
E-mail Adresiniz
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız
Bu Habere Yorum Yapılmamış.
İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz?

Son Haberler

 

Ordu Yeni Haber Gazetesi Tavsiye Formu

Bu Haberi Arkadaşınıza Önerin
İsminiz :
Email Adresiniz :
Arkadaşınızın İsmi :
Arkadaşınızın E-Mail Adresi :
Varsa Mesajınız
Güvenlik Kodu Lütfen Resimdeki kodu yazınız