Türk halkının misafirperverliği hoşgörüsü dünyada meşhurdur.
Misafirin başımızın önünde yeri vardır. Biz millet olarak kilimin üzerinde yatar misafirimizi yorganlara sararız.
Tabi ki misafir misafirliğini bilirse.
Benim mahallemin kızına asılacak tacize kalkacak kardeşimi bıçaklayacak bayrağımı ayaklar altında ezecek biz alın terimizle ekmek parası peşinde koşarken o benim devletimden aldığı beleş parayla plajlarda yan gelip yatacak adamcağızlara misafir demem. Onlardan olsa olsa gaspçı olur hırsız olur.
Kadın dedik çocuk dedik yaşlı dedik. İşkence görüyor saldırıya uğruyor mağdur ediliyorlar dedik. Soframızı açtık. Ekmeğimizi böldük. .Biz onlara ah vah dedikçe onlar tepemize çıktı hayatlarımız ortak olmaya başladılar. Acıdığımız acılarına üzüldüğümüz adamlar çok geçmeden gözümüzde nefretin tohumlarına dönüştüler. Evimizden yurdumuzdan işimizden olduk.
Bunu şunun için yazıyorum. Ankara büyükşehir belediye başkanlığına seçilen Mansur yavaş yaptığı açıklamada Ankara’da bir tane Suriyeli dahi bırakmayacağım işyeri açanların işyerlerini kapatacağım demiş. Cesaretli ve beklenen bir atak. Destekliyoruz.
Başkentimiz Ankara  bunlar yüzünden Suriye’nin başkenti Şama döndü. Ankara yeniden Atatürk’ün başkentine dönüşecek yavaş yavaş.
Ve yine Bolu belediye başkanlığına seçilen Tanju Özcan’da Suriyeliler için radikal tedbirler alacağım. Bolunun sahipleri Bolululardır demiş. Haklıda demiş.
Kendi vatanlarına ihanet edip petrol ve oy uğruna bunları kim bu topraklara soktuysa iki elimiz yakasındadır.
Bizim vergilerimizden alınan 40 milyar doları yediren  kim ise  Allah ıslah etsin.
Sağ olasın Mansur başkan.
Acelesi yok. Yavaş yavaş…