Daha çok rastlayacağız bu haberlere.

Kendinizi alıştırın.

“Ordu’da 1 metrekareye 24 saate Fatsa-Ilıca’da 261 kilo, Perşembe-Kırlı’ya 234 kilo, Perşembe-Ekinciler’e 216 kilo, Altınordu’da 94 kilo, Ulubey’de 60 kilo, Gürgentepe’de 52 kilo yağış düştü. Şiddetli yağış sonucu can kaybı olmazken 242 noktada heyelan meydana geldi.”

Bu memleketin her köşesinde en önemli sorun alt yapı sorunudur.

Memleketin altyapısı; yol, su, elektrik, kanalizasyon, doğalgaz, telefon v.b. döşemlerinin tümüne denir.

Altyapı iyi değilse,  yaşadığınız kentte rahat, düzgün ve konforlu bir yaşam süremezsiniz.

Tarih tekerrür edercesine yaşanan olaylar daha acı, daha vahim rakamlarla gündeme gelir.

Oysa şiddetli bir yağmur sonrası yaşadığımız trajikomik olaylar, altyapı sorunumuzun canlı birer göstergesidir.

Yağmur yağıyor ve şehrin sokakları Venedik’e dönüyorsa,

Evlerin alt katları, dükkânlar sular altında kalırken, her şey vıcık vıcık çamur içerisinde olan vatandaşa oluyorsa,

Zemin katlara dolan su ile boğulma tehlikesi geçirenleri mahalleli sırtlarında taşıyarak kurtarıyorsa,

Memleketin çukur kesimlerinde kalan mahallelerde göletler oluşuyor; yağan yağmur suları denize akamıyorsa,

Neden?

Altyapı sorunudur. Yağmur ne kadar su getirir? Su hangi yönde akar? Bu suyu ne boyutta bir boru taşır?

Hesap ya yapılmamış ya da doğru yapılmamıştır.

***

Sorunu tamamını bugününün yöneticilerine bulmak çok adil olmaz.

Bu güne kadar birçok partiye mensup, bu şehri yönetmiş olanların payı olduğunu unutmamak gerekiyor.

Zararın neresinden dönersek kardır.

Günah keçisi aramak yerine, alt yapı sorununa kafa yormak çok daha mantıklı ve bu kent açısından daha faydalıdır.

Bundan sonra da çok yağmur yağacak.

Bundan sonra da şehre düşen yağmurlar denize ulaşmak için yol arayacak kendine.

Hedef, altyapısı sağlam, modern ve gelişmiş bir Ordu yaratmak olmalıdır.  Hem yağmurun, hem de memleketin önünü açmak gerek…