Bugün İslâm Târihi  bahçesinde dolaşacağız inşâllâh. İlk olarak Ebubekir Sıddîk (RA) tayız. Bir hutbesini dinliyoruz:

Kâsım b. Muhammed anlatıyor:

 

*** ALLÂH CC 'A HAMD, RASÛLE SALÂT U SELÂM... ***

 

“Bir gün, Ebû Bekir  (radiyAllâhu anh)

hutbe irâd etmek üzere cemaatin karşısına çıktı. Allah’a hamd, Resûlullah’a salât ve selâm getirdikten sonra şunları söyledi:

 

*** İNSAN NİYETİ ve GÂYESİ KADARDIR... ***

 

 “Her işin önemli yönleri vardır, bunları elde edenlere o kâfidir. Her kim Allah için çalışırsa Allah ona yeter. Ciddi olunuz ve tek bir maksada kilitleniniz. Gâye çok mühimdir! Dikkat ediniz! İmanı olmayanın dini yoktur. Allah rızasını gaye edinmeyene de sevap verilmez. Niyetsiz amel geçersizdir, iyi dinleyiniz: Allah’ın kitabında vadedilmiş olan sevap, Allah yolunda cihad etmeye bağlıdır. Her Müslüman, seve seve bu cihada hazırlanmalı. Allah’ın gösterdiği kurtuluş yolu mücahededen geçer. Allah Teâlâ, cihad ile toplumları ve insanları rezillikten muhafaza eder; cihad ile dünya ve ahiretin şerefli makamlarına ulaştırır.”

 (İbn Kesîr, el-Bidâye 7/3)

 

*** AZLARDAN EYLE YÂ RABB... ***

 

“Az”, “çok” kelimesinin zıttıdır. Genelde de az olana değil çok olana rağbet edilir. Ne var ki Kur’an kurtuluşun “az”larda olduğunu haber veriyor.

✓Şeytana uymayıp müstakim üzere olan pek azdır.

“…pek azınız müstesna, şeytana uyup giderdiniz.” (Nisa 83)

 

***** ŞÜKREDENLER NEREDE? *****

 

✓Hakkıyla şükreden pek azdır.

“Kullarım arasında hakkıyla şükredenler pek azdır.” (Sebe 13)

 

*** FESATLA MÜCÂDELE, ZULME DÜŞMANLIK... ***

 

✓İnsanları fesattan ve zulümden alıkoymanın mücadelesini veren pek azdır.

“Sizden önceki nesillerden, yeryüzünde fesattan alıkoyan fazilet sahipleri bulunmalı değil miydi? Onlardan kendilerini kurtardığımız pek azı dışında bunu yapan olmadı.” (Hud 116)

 

*** SEVENLER SEVDİĞİNİ GECE-GÜNDÜZ SAYIKLAR... ***

 

✓Allah Azze ve Celle’yi hatırlayan pek azdır.

“Allah’ı da pek az hatıra getirirler.” (Nisa 142)

✓Allah’ın haram saydıklarından hakkıyla kaçınan pek azdır.

 

*** HEPSİ DOYA DOYA İÇTİLER!... ***

 

“Allah sizi şimdi bir nehirle imtihan edecek, ondan içen benden değildir, ama onu tatmayan bendendir, ondan sadece bir avuç dolusu içen ise affedilmiş olacaktır. İçlerinden pek azı hariç, hepsi ondan doya doya içtiler.” (Bakara 249)

 

*** ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN... ***

 

✓Şartlar ne olursa olsun şeri hükümlerden taviz vermeyen, kınayıcının kınamasına aldırmadan her koşulda hakkı söyleyen, İslam’ı yeniden yer yüzüne hakim kılmaya çalışan, statüko değil Kur’an Müslümanı olan pek azdır.

 

*** Hz. ÖMER (RA) AĞLADI, VE... ***

 

Şimdi de ADÂLET timsâli Hz. Ömer ul'Fâruk'un misâfiriyiz. Bakalım AZLAR konusunda ondan nasıl bir ders alacağız:

 

*** "BENİ AZLARDAN KIL YÂ RABB!" ***

 

“Ömer bin Hattab (Allah ondan razı olsun) pazarda dolaşırken ey Allah’ım beni ‘az’lardan kıl diye dua eden bir adamı işitti. Hz Ömer adamın yanına gitti ve ‘bu duayı nereden öğrendin?’ dedi.

 

*** "EY ÖMER! INSANLAR SENDEN DAHA ŞUURLU!" ***

 

Adam,  Allah kendi kitabında ‘Ama kullarım içinde şükreden pek azdır’ buyuruyor dedi. Bunun üzerine Ömer ağlayarak kendine öğütte bulundu: ‘Ey Ömer, insanlar senden daha bilinçli.’” (Kurtubi)

Rabbimiz bizi pek azdırlar diye bahsettiği o kullarından eylesin... Âmîn...

 

*** PİŞİRENİN HÂLİ, YEMEĞİN RÛHU! ***

 

Pişirenin ruh hâli yemeğine de siner:

  Bahaeddin-i Buhari isimli mübarek, veli bir zat yemek hususunda çok titizdi. Mesela, yemeği pişiren öfkeliyse, yahut isteksiz idiyse, bunu anlar ve o yemekten yemezdi.

 

*** ÖFKE BULANMIŞ SOFRALAR! ***

 

   Nitekim bir gün; yemeğe davet ederler bu veli zatı. Sofraya oturur. Ama yemeğe elini uzatmaz. Ev sahibi çok üzülür ve;

- Efendim! Yemeklerimiz helaldir, diye arzeder.

   Büyük Veli;

- Biliyorum, buyurur. Ama bunları pişiren öfkeliymiş. Öfkesi sinmiş yemeklere.

 

***** LOKMA'NA DİKKAT ET *****

 

Yine bu zatın sevdiği bir talebesi de bir gün;

- Hallerim iyi değil efendim. Ne yapayım? diye sorar.

   Mübarek zat cevaben;

- Lokmana dikkat et. Haram geçmesin boğazından, buyurur.

   Ve ilave eder:

- Bir yemek, gafletle pişer, isteksiz hazırlanırsa, onu yiyenin halleri bozulur. Günaha girmesi kolay olur. Çünkü şeytan ve nefs karışır o yemeğe.

  - Ya istekli pişerse efendim? Derler.

- O zaman şifa olur, buyurur. Onu yiyen, zevk alır ibadetinden.

 

*** YEMEĞİNİ YEDİĞİMİZ KİŞİYE DE DİKKAT ***

 

Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem buyuruyor ki:

   "Cömert kişinin yemeği şifadır. Cimrinin yemeği ise hastalıktır."

 

*** TEŞEKKÜRDEN TEFEKKÜRE...***

 

Metinleri aldığımız Gâlip AKIN ve Mehmet Fatih GÜNEŞ Beylere teşekkürlerle berâber; inşâllâh bunlardan ders alıp idrâk ve hayâtımıza yansitmaya muvaffak olmak ümidiyle cümleye sevgiler-saygılar, sevdikleriyle berâber, o sâdıklarla haşr ü cem olup sonsuz mutluluklara ermek niyâzıyla wes'selâm...